Kendinden başkasını Müslüman ve yardımsever görmeyenler yazdıklarımı yanlış tarafa çekmesin!!
(Gerçi çekerse de çeksin..!)
Kimin ne kadar “takva” sahibi, kimin ne kadar yardımsever olduğunu ancak Allah bilir.
Tabi kameralar önünde yapılanlar hariç…!!
Memleketimizde, başta Bayırbucak Türkmenleri olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerindeki zor durumda olan insanlar için yardımlar toplanıp gönderiliyor. Bu yardımperverlik Necip Türk Milleti’nin genlerinde var. “Medeni” diyerek bir kesimin halen imrendiği “Batı”da, mültecilerle; önlerine para atılıp, üzerlerine işenip eğlenilirken, biz kucak açıp milyonlarcası ile ekmeğimizi paylaşıyoruz. Bundan, duysak duysak gurur duyarız.
Ancak, bunları yaparken “davul-zurna” ile yapmayalım. Lütfen biraz daha mütevazi olalım.
Ayrıca bir taraftan bunları yaparken, öbür taraftan yanıbaşımızdaki eksikleri de görelim.
Kendi insanımızı da “ihmal” etmeyelim.
***
Küçükkutu İlkokulu ve Halil İbrahim Algan:
Küçükkutu, Göksun’a bağlı Küçükçamurlu Köyü’nde (şimdi mahalle diyorlar ama bana köy daha sıcak geliyor) ismiyle müsemma kutu gibi küçücük bir okul. Halil İbrahim Algan’da o okulun öğretmeni, müdürü, velisi, hademesi, bahçıvanı….
Okulun öğrenci sayısı yıllara göre değişkenlik gösterebiliyor. Örneğin geçen eğitim-öğretim yılında 13 olan öğrenci sayısı bu öğretim yılında 8…
Okul gibi köy de ismini yollarındaki çamurdan almış. Kışın erken saatlerde köye dondan gidemezsiniz. Gitseniz de bu kez don çözülür, çamurdan geri dönemezsiniz.
Çamur da değil, bildiğimiz balçık…
***
Küçükçamurlu, Göksun-Geben yolundan ilerlerken Değirmendere çıkışında, sağda 8-10 Kilometre içerde.
Devlet, adeta unutmuş burayı. Yoluyla, okuluyla, insanlarıyla, arazileriyle…
İlle de yol!!
Kudretli bir devlet yetkilisi, ya da sözünün sahibi bir siyasetçi çıkıp; “Bu devirde böyle yol mu kaldı?” demiyor. Bırakın asfaltı, Allah’ın çakılını bile çok görülüyor! Gerçi, “Küçükçamurlu” adına yakışır kalsın diye olabilir mi acaba, ne dersiniz?
“Toroslar”ın insanları geçimlerini ormancılık ve hayvancılıkla sağlıyorlar. Kışın 750 kişinin kaldığı köyde yazın nüfus 1500’ü buluyor. Bir mezrası devletle 100 yıldır davalı. Duruşmalar yapılmış, hakimler eskimiş ama uzayan mahkeme Kemal Sunal’ın “Davacı” filmine rahmet okutmuş.
***
Köyün durumu bir yana, Halil Hoca’nın yaşam koşulları bırakın bir eğitim neferini, sıradan bir insana bile reva görülecek cinsten değil. Kibrit kutusu gibi okulun içine güya öğretmen kalsın diye bir oda yapılmış. Allah’tan Halil Hoca bekar..!
3x4 ölçülerindeki “ultra lüks” lojman(!!!) hem yatak odası, hem çalışma odası, hem mutfak, hem banyo!!..
Neyse ki Wc dışarıda!!
***
Resimleri, bir yıl önce Dostluk Grubu olarak köyü ziyaret edip çocuklara hediye götürdüğümüzde çekmiştim. Ama bir yılda değişen bir şey olmayınca yazmak ve yayınlamak durumunda kaldım. Artık büyüklerimiz de kusura bakmasınlar.
Fakirlerimizin yardımına koşan zenginlerimiz, yardım toplamalara öncülük eden bilmem ne vakıflarımız, siyasetçilerimiz, Sayın Göksun Kaymakamımız, Sayın Göksun Belediye Başkanımız, Sayın Valimiz…
Ne olur görün bu köyü. Bu köyün yollarını, bu köyün okulunu, öğretmen lojmanını(!!!)…
Ne olur şu fotoğraflara bir bakın. Bakın da bir “çare” olun. Geç değil, “Bu ayıp bize yakışmaz” diyerek harekete de geçebilirsiniz; bu ayıpla yaşamaya devam da edebilirsiniz.
Size kalmış artık.
Hoşçakalın….