Niyetimin ispiyonculuk olmadığını beni takip edenler çok iyi bilir.
Ateş olmayan yerden duman tütmez denir. Ateş olan yerden çıkan dumanlarla ilgili yazmaya devam edeceğim.
Kahramanmaraş'ta geçen yıl bir kur'an kursumuzda görevli bir eğitmenin başının epey ağrıtıldığına şahit olmuştum. O kursta görevli hocaların da cemaat bağlantısını biliyordum. Şimdi o hocalar açığa alındılar. Onları koruyan ve ilimizdeki demokrasi nöbetlerinde ön saflarda boy gösteren müftü ise hala görevinin başında ve maalesef bazı kesimler tarafından da korunduğu bilgisi kulağıma geldi.
Demokrasi nöbetlerinde ilk üç günden sonra boy gösterip ön saflarda salladığı bayrağımızı gözümüzün içine sokanlara dikkat edelim hatırlatmasını yapmaya devam ediyorum.
Bu hazretin de nöbetlerde ön saflarda olduğunu görünce acaba dedim.
HIRSIZIN ŞEREFİ(!)
Emaneti hırsıza teslim etmek diye bir deyim var .
Çalıp çırpmanın sıradanlaştığı toplumlarda bu deyime uygun olarak davranan insanların varlığı da malum.
Hırsız bile kendine emanet edilen bir değeri koruyarak olmayan şerefine şeref katabiliyor ki, malı hırsıza teslim etmek diye bir deyim var.
Devletimizi korumak ve kollamakla görevli unsurlar içerisinde samimi dürüst ve vazifesini layıkı ile yapan insanlar yanında ,hırsızların arsızların ve uğursuzların olduğunu gösterdi bu süreç bize.
Son darbe kalkışmasını gerçekleştiren hain gürühun hırsızları , bu şereften yoksun olduklarını isbat eden davranışlar sergilediler.
Olmaz denen şeyler oldurularak bir çok garabeti bu aziz millete en ağır şekilde yaşattılar.
Olmayan şereflerini daha da ayaklar altına alarak rezil rüsvay oldular.
Elbette bu rezillikten almamız gereken çok dersler var.
Öyle dersler ki, ciltler dolusu kitaplara konu olmayı hakkediyor.
O zor ve uzun gecenin kahramanlarını sık sık yazmaya devam ederek bu aziz millete unutturmayacağız ki, bir daha böyle bir acı yaşamayalım.
Çünkü eli öpülesi bu millet plansız proğramsız olmasına rağmen duruş ve davranışları ile , planlanmış programlanmış bir kalkışmayı saatler içerisinde etkisiz hale getirerek tüm dünyada ellerini ovuşturarak bekleyen alçak güruhun hesaplarını boşa çıkardı.
Kesin gözü ile baktıkları sonuç ,Rabb'imin yardımı ile sonları oldu.
Ne yapacaklarını şaşırdılar ve içimizdeki fitne ve fücur kaynaklarına yeni eylemler yaptırmak için ha bire kemik atıyorlar.
Yüce Rabbinin verdiği akıl sınırlarının dışına taşarak hayallerini zorlayarak romanlar, hikayeler ,filmler, belgeseller yaparak aklın ötesine doğru sınırları ve daha çok ötesini de düşünebilir insan.
Ancak 15 temmuzda bu millete yaşatılanlar insan aklının ve hafsalasının ötesi idi .
Olmazları düşünen akıl aslında o gece yaşananlara hala pek bir anlam vermiş değil.
Meslek hayatımda bazı hastalıkların nedeni niçini ve tedavisi ile ilgili bilinmeyenler hep başımızı ağrıtmıştır.
Aynı durumu ülkemizin bünyesinde de yaşadık.
Maalesef 15 temmuzda devletimizin bekası için çalışması gereken organlarının ihaneti ile karşılaştık.
İnsan ve devletin sağlıklı işleyişi bir çok bakımdan birbirine benziyor.
Dahili ve harici düşmanlara karşı mukavemetli olması için insanın ve devletin. doku ve organlarının sağlıklı işemesi gerek.
Milletin meclisini vuran o alçak pilotun şu an ne düşündüğünü merak ediyorum doğrusu.
Verilen görevi doğru yaptım mı diyor? Yoksa doğru görev yapmadım ben bir aşağılık adi şerefsizim mi diyor?
Elbette daha çok soru var her birimizin kafasında ve anlama arayışımız devam ettikçe bu sorular çoğalacak.
Makalemin başına dönersek hırsıza emanet edilen değerli bir şeyi o kendi aklınca korumaya çalışır .Bu şerefsiz hırsızlar yanında o hırsızlara şerefli diyesi geliyor insanın.
Son Durum: Devletimiz ve onun kahraman ordusu Suriye de oynan oyunları Rabbimizin yardımı ile bozdu.Tüm dünya şaşkın ördek. Hayırlara vesile kılsın inşallah.