Doğu Türkistanlı karındaşlarımız Çin emperyalizmi altında inim inim inliyor.
Türkiye’de birkaç sivil kuruluş dışında ciddi bir tepki yok. Doğu Türkistan’da yürekler kan ağlarken, Türklüğün hadimülharameyn ve cihan devleti olduğu Türkiye’de devlet ve hükümet cephesinde resmî bir telin, bir mesaj ve elçilik yoluyla bir protesto olmayışı üzücü ve düşündürücü…Devlet ve hükümet âdeta sağır Doğu Türkistan Türklerine, yâni Müslümanlarına…
beteri de nedir biliyor musunuz? Cumhurbaşkanının Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, Çin devletinin Doğu Türkistanlılara soykırım uyguladığını dile getirmemesiydi. Dünyânın ve bütün emperyalistlerin duyacağı bir ortamda Doğu Türkistan üstüne bir sayha çekmesi, bir nâra atması beklenirdi ve bekleniyordu.
Türkiye’de İslâmcıyım (gerçek İslâmcıyım demek öyle ucuz değil) diyen kitleden, hattâ “Türk milliyetçisiyim” (Türk milliyetçiliğinin de bâtılı var, Hak olanı var. Bâtıl Türkçülerin zaten umurlarında değil) diyen siyasî partilerden ve kuruluşlardan Çin elçiliği ve konsolosluğunun önünü dolduracak yüzbinlerce insanın âvazını ve direnişini görememek çok, ama çok acı verici…
Eskiden böyle bir vak’a olduğu zaman câmiden çıkan cemaat dahi ülkenin her yerinde aynı anda telin yürüyüşleri yaparlar ve karındaşları için toplu dua ederlerdi. Yürekleri kanatacak bir sual: Şimdi niye yok? Nerede Müslüman Türklük şuuru içinde olduğunu söyleyen üniversiteler, dernekler, ocaklar? Müslüman halk nerede? Ölü toprağı mı atıldı üzerlerine? Nerede cemaatler, medreseler ve son derece hürmet ettiğimiz din ü devlet mülk ü millet taraftarı tarikat müesseselerimiz ve mensuplarımız…
DOĞU TÜRKİSTAN’DA DİYE BİR YURT VAR BİLİR MİSİNİZ?
Acıtıcı bir soru: Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz sizin neyiniz olur? Uzaklarda, güneşin doğduğu yerde Kaşgarlı Mahmud’un memleketi ve emaneti olan Uygur Türklerinden, yâni Müslümanlarından haberiniz var mı? Bilir misiniz, duymuşluğunuz var mı?
Çin kâfiri o yurtlara “Sincang” diyor. Sonradan kazanılmış topraklar mânasına gelir. İstilâcı Çin’in verdiği bir ad bu… İlgisizliğinizin, nemelâzımcılığınızın gafletiyle sakın siz de “Sincan” demeyin. Ağır olacak ama soralım: Her şey devletten mi beklenmeli? Haklı telinleri devlet mi başlatmalı illâ?
Vatan ve millet hassasiyeti olan Sivil Toplum Kuruluşlarının görüşü, iradesi, tarih ve millet şuuru ve yüreği yok mudur? İllâ da devlet denen, hükümet denen muktedirlerin “Çin zulmü için yürüyün, elçiliklere, dünya basınına bildiriler, beyanatlar verin…” demesi mi gerek?
Bizim medeniyetimizde en değerli yol ve makam ve eğitim metodu olan müminlik, âlimlik, hocalık sadece zikir ve öğretim midir? Aynı zamanda sesini gür bir şekilde bir sayha, bir ateş topağı gibi Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşleri için de çıkarmalı, vaaz vermeli ve kamuoyu oluşturmalı değil midir?
Müslümanlık zikir çekip, ardından tatlı yiyip yatsıyı kıldıktan sonra yatmak mıdır? Tarih şuuru ve millî öfkesi olan eski Müslümanlar, yâni Türkler nerede?
DOĞU TÜRKİSTANLILAR SÜNNÎ MÜSLÜMAN VE KARINDAŞ DEĞİL MİDİR?
Yazık! Müslüman Türk böyle gamsız ve kaygısız olamaz… Dünyadaki her Müslüman için ağıt yakan, şiir düzen millîsiz İslâmcılar nerede? Filistin’e, Cezayir’e, Mısır’a, Arakan’a, Afganistan’a, Sudan’a “ümmet” duygulu mısralar yazan (elbette yazılmalıdır) tercüme İslâmcılar, Türk’süz ve Türkiye’siz İslâmcı şairler, yazarlar Doğu Türkistanlı Müslümanlar için niye yazmazlar? Doğu Türkistan onlardan daha fazla Sünnî Müslüman, hattâ karındaş değil midir? İnsan değil midir Doğu Türkistanlılar?