Doğuda Neler Olmuyor?

.

Belki yazının başlığını“Doğuda neler oluyor?” diye seçebilirdim ama neler olduğunu az çok haberlerde izliyoruz ama neler olmadığını bilme şansımız pek olmuyor.

Doğuda neler olmuyor diye başlarsak, ilk önce “insanca yaşamak mümkün olmuyor” diye cevap vermek gerektiğini düşünüyorum ki, bunun için elde yeterince done ve haberlerde izlediğimiz ortamın, içeriye kapalı yansımasını hayal etmek yetiyor.

Dün, Hakkari Yüksekova’da bir öğretmenin çağrısı e-postama düştü.

Bir kısmını sizlerle paylaşacağım.

Aslıhan, Hakkari Yüksekova’da bir öğretmen kızımız.

Öyle imkânı kısıtlı bir okulda eğitim vermeye uğraşmıyor, yaşama mücadelesi vererek, çocuklara bir şeyler vermenin derdinde.

Her gün olayların olduğundan, her gün çatışmaların yaşandığından bahsediyor mektubunda Aslıhan kızımız.

İnsanların bu ortamdan kaçtığını söylüyor.

İran sınırında bulunan ilçede geçim kaynağı daha çok kaçakçılık.

Belki bu kolay para olarak görüldüğünden, aileler çocuklarını okula göndermiyor veya çocuklar okumaya hevesli değil.

Zaten okullar da potansiyel hedef tahtası konumunda; eğitime meraklı çocukları, öğretmeye meraklı öğretmenleri sindirmek için okullara terör saldırıları oluyor.

Üstüne süren operasyonlar, sokağa çıkma yasakları, kaos ve kargaşa dolu bir ortam var.

Sokağa adımını attığında, sağ salim dönüp dönemeyeceğinin garantisi yok.

Çocuklar okumayınca ya kaçakçı oluyor ya dağa kaçırılıyor.

Belki de şer işlerin alıcısı çoktur.

Aslıhan öğretmen ve onun gibi düşünen idealist öğretmenler, çocukları okula bağlayacak bir şeyler bulma derdinde.

Sokağa çıkmanın serbest olduğu, bir kurşun veya bombanın isabet etmediği zamanlarda bir şeyler öğretmek istiyorlar.

Çocukları motive etmek için piknik, gezi türü etkinlikler planlamaları zaten mümkün değil.

Onlar da okuldaki eksiklikleri tamamlatma derdinde; yeniden bir saldırıyla eksiltilene dek…

Havaların iyice soğumaya başladığı bu zamanda okulda kalorifer yanmıyormuş.

Soğukta eğitim ne kadar sağlıklı olunur bilinmez ama zaten her zaman ölüm korkusuyla ne öğrenebilinir ki, o da başka bir konu.

Aslıhan hanım öyle kendileri için ultra lüks sayılacak projeksiyon cihazı, akıllı tahta istemiyor.

Daha ucuz, daha harcanabilir şeylerin peşinde.

Dondurucu soğukların yaşandığı Yüksekova’da bulunan okulunun pencereleri kırık…

Kitap yok, okulun sarf edeceği kırtasiye malzemeleri yok.

Eksiklikleri aidatlarla tamamlayabilirler ama hem ailelerin durumu buna müsait değil hem de zaten çocuğunu okutmak istemeyen aile neden okula bağış yapsın?

Anlayacağınız bu okulumuza kaynak kitap lazım.

Pencerelerin onarılması dâhil okula tadilat gerekiyor.

Bir süre sonra yoğun olarak yağacağı düşünülen karlar yolları kapatmadan, kargolar çalışmayı sürdürürken bir şeylerin okula ulaşmasını diliyorlar.

Bunun yanında defter, güzel yazı defteri, A4 kâğıdı, kurşun kalem, silgi, kalemtıraş, oyun hamurları, boya kalemleri, hikâye kitapları ve okulda kullanılabilecek her çeşit malzeme istiyor…

Ama Aslıhan Hanım ve onun gibi düşünen bütün öğretmenler de biliyor ki, bize asıl lazım olan, o bölgeyi yaşanmaz yer haline getirenlere akıl, vicdan ve merhamet gerekiyor.

Türkiye’nin bir bölgesi terör olayları nedeniyle yaşanılamaz hale gelmiş.

Asker ve polisin terörle daha sağlıklı mücadele etmesi, bölge insanının operasyonlardan etkilenmemesinin yolunu da sokağa çıkma yasağında buldukları bir gerçek.

Ama sonuç ne olursa olsun, orada terör saldırıları var, yapılan operasyonlar var ve bir de sokağa çıkma yasağı var.

Sokağa çıkma yasağı olmasa da, güvenli olmayan sokaklara çıkamama var.

Kimin ne zaman, nerede hendek kazacağı, nereye mayın döşeyeceği, nereye bomba atacağı, nereye kurşun savuracağı belli değil ve bütün bunları yaparken kimin canını yakacakları da belli değil.

Bu kadar belirsizliğin içinde insanlar işe gidemiyor, hasta olsa tedavi olamıyor.

Eğitim hakları elinden alınıyor, sağlık hizmeti sunma engelleniyor.

En önemlisi insanlar, insanca bir yaşama kavuşamıyor.

Böyle bir ortamda siz hangi özgürlükten bahsedebilirsiniz, hangi hakkı sorgular, hangi baskıyı eleştirirsiniz?

İnsanların yaşama hakkını, sokağa çıkma hakkını, eğitim görme hakkını, kazanma hakkını, neredeyse nefes alma hakkını elinden alanların, orada yaşayan insanların yüzüne bakacak yüzleri v ar mıdır, doğrusu merak ediyorum.

Doğuda gerçekten çok şey oluyor ama neler olmuyor, neler, orası çok daha önemli…

***

Bu arada, Aslıhan kızımızın okuluna her türlü yardımı yapmak isteyenlerin e-posta adresime bilgi vermeleri yeterli…

Tweetimden seçmeler

Bazen yarım bıraktığımızdır içimizi acıtan, bazen tamamladığımız...

www.naifkarabatak.net

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri