İsimler sıfatlar ve kavramlar o kadar karmaş dolaş hale geldi ki, şaşırmamak ve yanılmamak ancak Rabbimizin inayeti ile mümkün. Münafıklık takiyye kripto ve çok yüzlülük gibi insani olmayan sıfatları iri zannettiğimiz devletlerin yöneticilerinde buluyor ve görüyor olmamız günümüz dünyası için ne kadar acı bir gerçeklik?
BM toplantısı için Amerika’da bulunan REİSİMİZLE ilgili asparagasları gerçekleri ve görerek yaşadığımız gerçekleşenleri şöyle bir hatırlamaya ne dersiniz?
Dünyamızı yaşanmaz hale getiren zindelerin gözünün içine bakarak hatalarını en anlaşılır dille aktaran REİS, BM konuşması ve reuterse verdiği mülakat ile tüm dünya mazlumlarının umudu olmayı sürdürürken ,zindelerin de korkulu rüyaları olmaya devam etti.
Hele dün gece başkan TRUMP ile görüşmesinde başkanın sarfettiği kelimeleri gerçekten kulakları ile işiterek söylemişse tarihe geçecek çok ilginç bir tablo olur. Adam hem beden dili ile hem de ağzından dökülenlerle bir yandan ben sana hayranım diyor, diğer yandan ise bildiğini okumaya devam ediyor.
Mevcut acayipliği, eskiler bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyerek garipser ve anlamalandırmakta zorlanırlardı. Artık alıştık ve yatsımaz olduk böyle garabetleri anlamlandırmaya da başladık. Menfaatmiş çıkarmış veya öyle gerekiyormuş gibi ifadelerle de legalleştirmeye çalışıyoruz.
Göz önemli bir organ. Yalanı dolanı anlayacak kadar da iz’ana sahip. Onun için gözler yalan söylemez denir. TRUMP ile buluşmanın fotoğraflarına iyi bakarsanız Trump’ın REİSİMİZDEN gözlerini kaçırdığını farkedersiniz. Tokalaşma şekli de mahcubiyetini belki de acziyetini açık ediyordu.
REİSİMİZ her türlü açık kalleşliğe rağmen sabırla metanetle dünya mazlumlarının hamisi olması vakarı ile nezaketinden zerre kadar sapmadan söylenecek en ağır sözlerle sadece TRUMP’a değil dünyanın jandarmalığına soyunmuşlara en açık dille ders alınacak nitelikte yine verdi.
İHA lardan tutunda, terör örgütlerine açık desteğe kadar tüm gerçeklikleri, söylenmesi teamüllere aykırı görülse de tüm dünya mazlumlarının işiteceği ,zindelerin ise yüzünü kızartacağı şekli ile dile getirdi.
BM de boş duvarlara konuştu. Yalnızları oynuyor gibi hezeyanlı aklın ürettiği garabetlere inanan bir avuç kalmış muhalefet bu kez mahcup oldu mu acaba. Pek olacağını sanmıyorum. Çünkü onların kromozomlarındaki mahcubiyet genleri eksik.
Yalan, dolan , çamur at gibi kolaycılıklar ile aldatabildikleri bir kesim hala var. Bu kesim aklını başına alıp düşünmeye başlamadığı sürece de akıllanmaları mümkün değil gibi.
Dünyamız her geçen gün daha yaşanılmaz hale getiriliyor. Üçüncü dünya savaşının başladığını iddia edenler çoğunlukta. Şükür ki, eski Türkiye de yaşamıyoruz. Devletimiz tüm refleksleri ile dim dik ayakta. Milletimiz 15 temmuzun çimentosu ile sapasağlam.
Birde şu kötü kokular burnumuzun direğini sızlatmasa Maalesef sızlatıyor. Hem de hiç olmadık yerlerden yayılıyor .
Bazı belediyelerimizden ve bürokratlarımızdan yayılan pis kokular ise o kadar acı bir gerçeklik ki, sadece burnumuzun dibini sızlatmıyor her yönden acı ve ızdırap veriyor.
Şu ölümlü dünyadan, şöhret servet ve şehvet imtihanını kaybetmeden göçebilsek sanırım çok kazançlı çıkarız. Ama şeytan ve nefis bizi bize ölümsüz bir yaratıkmışız gibi satıyor . Rabbimiz her nefsin ölümü tadacağını ve hesap günü her ne yaptı ise bedeli ile de muamele göreceğini net bir şekilde söylüyor.
Sevgili peygamberimiz de hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya sarılırken yarınki ölümümüzü de hesaba dahil etmemizi öğütlüyor. Hesabı kitabı bu gerçekliğe göre yapmamız gerekir. Rüşvet alan da verende melunluk ile yaftalanırken bu belanın ümmete sirayet etmesi de başka bir acı kaynağı. Bu melunluk yaftasından kurtulmalıyız.
Hem de açıl olarak . Adalet hak hukuk gibi evrensel kavramlarda da duruşumuz dinimiz kadar sağlam olmalı. Yoksa evet yoksa iş işten geçtikten sonra ah vah ile yok olur gideriz.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.