“One minute” ten sonra İsrail ile ilişkiler yeni boyut kazandı. Bu durum o günden beri her ilişkide belli oluyor.
Bir Haziran sabahında Türkiye’den Filistin- Gazze’ye insani yardım götüren gemilerden uluslar arası sularda seyrederken Mavi Marmara’ya İsrail askerleri tarafından baskın yapıldı. Helikopterlerle gemiye komandolar indirildi. 19 kişinin öldüğü, 36 kişinin de yaralandığı söylendi. Televizyonlar olanları dünyaya gösterdiği halde İsrail her zaman yaptığı gibi kendini haklı çıkartmak için her türlü yalana başvuruyordu.
Türkiye dik duruşuyla hukuki her türlü yola başvuracağını açıklıyor ve hesabının sorulacağını söylüyordu.
Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu birleşmiş milletler güvenlik konseyini olağan üstü toplantıya çağırıyordu. Yaptığı konuşma özenle hazırlanmıştı. İyi bir üslupla güvenlik konseyi üyelerine hem bilgi veriyor hem İsrail’in yaptıklarının hesabını vermesini ve cezalandırılmasını istiyordu.
Davutoğlu’nun dediği gibi: İsrail’in eline kan bulaştı. Filistinli çocukları öldürdüğü için eli daha öncede kanlıydı…!!!
Kanımca İsrail korku üretiyor. Herkesin kendisine zarar vereceğini sanıyor. Her şeyden korkuyor. Uçan kuştan bile korkuyor. Herkesi düşmanca gören, çok şüpheci bir toplum. Yani PARANOYAK.
PARANOYA… için tıbbi kaynaklar şöyle diyor: kalıtsal, çevresel bir ruh hastalığıdır. İsrail’in acilen doktor tedavisine ihtiyacı var.
İsrail Ortadoğu da kendini kabul etmeyen bölge ülkelerine karşı yerini sağlamlaştırmak için yıllardır her yolu deniyor. Son teknolojiyi kullanarak silah üretiyor. Bütçesinin büyük kısmını bu alanda kullanıyor. Dünyaya gelişmiş silah satacak kadar güçlenmiş. Bu pazardan çok para kazanıyor. Türkiye bile ihtiyacı olan silah ve savunma ekipmanlarını ne acıdır ki İsrail’den alıyor…!!! Bu durum İsrail’in silah sektöründeki üstünlüğünü kabul ettiğimiz anlamına gelmiyor mu?
Türkiye ihtiyacı olan savunma silahlarını üretmek için dönemin başbakanı rahmetli Turgut Özal: SAVUNMA SANAYİ MÜSTEŞARLIĞINI kurmuştu. Müsteşarlığa da VAHİT ERDEM’İ (şimdi AKP Kırıkkale milletvekili) getirmişti. Vahit Erdem bu hususta bilgi ve birikimleri olan bir devlet adamıdır. AKP hükümeti kendisinden ne kadar faydalandı bilmiyorum. Savunma sanayi onun döneminde çok önemli projeler geliştirmişti. O günden bu güne ne kadar gelişme kaydedildi? Umarım yetkili biri açıklama yapar da öğreniriz.
Başbakan sayın: Recep Tayip Erdoğan bu İsrail krizinden ders çıkarıp; hem askeri konuda, hem de savunma sanayi konusunda Türkiye’yi kimseye muhtaç olmayacak duruma getirmelidir.