Ülkede Özel okul- Devlet okulu rekabeti ve bu rekabetten nemalanan geniş bir zümre var.
Bu zümrenin siyasette ki gücü aynı zamanda Devlet okullarındaki eğitim kalitesi ile eş orantıdadır.
Yani Özel Okul baronları siyasette ne kadar güçlü iseler, devlet okullarında ki eğitim kalitesi de o kadar kötü olacaktır.
Devlet; savunma, hukuk, eğitim ve sağlık alanlarında belirleyici ve tek otorite olmalıdır.
Ne var ki, özelleştirme adı altında yürütülen çalışmaların birçok olumsuzluğunu görmeye başladık.
Özel okulda müzik, resim, beden eğitimi gibi derslerde öğrenciler 100 puan alırken Devlet okullarında öğretmenler bunlar ders değil mi diyerek öğrencileri tırpanlamaktadırlar.
Matematik, Fizik, Kimya, Türkçe gibi temel derslerden 95-100 alan öğrenci müzik, resim, beden eğitimi gibi derslerden 50-60 almakta ve bu diploma notunu düşürmektedir. Üniversite sınavında iyi bir not alan öğrenci diploma notu nedeniyle ciddi hak kayıplarına uğramaktadır. Sorun da tam burada başlamaktadır.
Esasen Üniversite sınavında öğrencinin aldığı puan ile öğrenci Üniversiteye girmelidir. Diploma notu v.s. konular öğrencilerin hak gaspından başka bir şey değildir. Bu durum sadece Özel Okul öğrencilerinin işine yaramaktadır.
Öncelikle eğitimdeki adaletsizlikler giderilmelidir.
Adaletsiz eğitimden adaletli bir nesil çıkmaz, yetişmez.
**
Bugün ülkemizde güven sorunu yaşanmaktadır. Milletine, Devletine güvenmeyen bir nesil, nasıl insanlığa hizmet edecektir?
Ülkemizde iyi eğitim gören insanlar Türkiye’den gitmek için mücadele etmektedirler.
Bunun sebepleri bulunmalı ve çözüm yoluna gidilmelidir.
Ben bu meselenin sadece para odaklı olduğunu düşünmüyorum. Hz. Ali efendimiz demiş ki; “Devletin dini adalettir” Bu durumda ülkemizin kalkınması için en başta eğitimde adaleti ve fırsat eşitliğini sağlayacak adımların atılması gerekiyor.
Bu sağlanırsa eğitimin kalitesi arttığı gibi toplum da daha saygın bir toplum haline gelir.
Eğitimde başarıyı yakalamanın yolu Adalet’ten geçiyor….