Bu gün 24 Kasım Öğretmenler günü. 1981 yılında lise hayatımın sona ermesiyle birlikte hayata dair ne öğrenmek istediysem kendi çabamla oldu.
Öğretmen denildiğinde ilk aklıma gelen isim, ilkokul öğretmenim Hatice Gülgösteren (Sert) hanımefendidir. Ben sakin hırslı olmayan bir öğrenciydim. İlk ve son defa da “cetvelle dayağı’da” bu öğretmenimden yedim. Suçluydum. Keşke bana daha sonra yaptığım hatalar nedeniyle birkaç defa daha cetvelle vursaydı. Çünkü bu gün bende bir başarı öyküsü var ise; o yediğim dayağın büyük etkisi vardır. Hatice öğretmenim şimdi emekli. Yıllar sonra da olsa karşılaşmak, elini öpmek insana ayrı bir huzur veriyor. Allah’ım uzun ömürler versin. Ellerinden öpüyorum.
Bu günkü milli düşünce, toplumsal değer yargılarına saygı, vatan sevgisi, Allah korkusu gibi fikir dünyamızın şekillenmesinde emeği olan değerli hocalarımın isimlerini burada zikretmek istiyorum. Zeki Ateş, Muzaffer Ramazanoğlu, Orhan Gökçehan, Zeki Akpınar, Yalçın Özalp ilk aklıma gelen isimlerdir. Hepsi de Cumhuriyetimizin kurucusu merhum Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi;
“ Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” Sözüne uygun bizim milli hars hamuru ile yoğrulmamıza emek ve katkı vermişlerdir. Bu değerli hocalarımızdan Allah razı olsun.
Bu gün bu vatan için, bu millet için bir değil bin defa ölümü göze alacak kadar ülkeme ve milletime, yüce dinimize aşık biriyimdir.
“Para’nın” önünde eğilmiyorsak, paradan, makamdan, unvandan daha değerli olan ülke sevgisi, Allah korkusu, millete hizmet gibi değerlerin ağırlığını kavrıyor ve bunun mücadelesini yapabiliyorsak işte bu değerli öğretmenlerimizin bizlere verdiği eğitim, ahlak seciyesinden olsa gerekir diye düşünüyorum.
Bugün ülkemize baktığımda, orta yol kalmamıştır. Ya bendensin ya değilsin anlayışı toplumu ikiye ayırmış, siyasal düşünceler arasında büyük uçurumlar oluşmuştur. Oysa adeta ateş çemberine düştüğümüz şu yıllarda hoşgörü, karşılıklı anlayış, sevgi gibi kavramlara ve değerlere o kadar çok muhtacız ki.
Burada öğretmen büyük önem arz ediyor. Öğretmen, öğrencilerine büyük fotoğrafı hatırlatmalıdır. İdeolojilerin dar kalıplarına mahpus bırakılarak eğitilen öğrenciler askerlik eğitimini, vatan sevgisini, ahlaki değerleri kavramaktan uzak, bencil, kişiliksiz, kimliksiz ve vatansız bir ruhla yetişir. Bu gün Türk Milleti’nin içine düştüğü durumda budur.
Şu anda güzel ülkemizde “çaresizlik sendromu” yaşanıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2023, 2053, 2071 gibi milletimizin önüne koymaya çalıştığı hedeflerin içinin doldurulması gerektiğini düşünüyorum.
Cumhuriyetin 100. Yılı olan 2023 hedeflerimizde ne vardır? Bunların bıkıp usanılmadan millet ve ülke hedefli okullarımızda çocuklarımıza öğretilmesi gerekmektedir. Bu yapılırken bir parti eksenli olmayıp milli birlik eksenli olmasına da dikkat edilmelidir.
Yazımı yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözü ile noktalamak istiyorum.
Diyor ki; Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.
**
O zaman var gücümüzle, yoldan, uçaktan, fabrikadan, han, hamamdan önce devletimiz eğitim ve öğretmene yatırım yapmalıdır.
Bu duygular içinde bu millete hizmet eden bütün öğretmenlerimizin ellerinden öpüyor, bu güzel günlerini kutluyorum.