Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Esenler’de, bir kafede sigara içen gençlere yönelik “Terbiyesizler” tepkisi dün bütün medyanın gündemindeydi.
Kimi sigara içenleri gerçekten de ‘terbiyesiz’ bulurken, kimi de cumhurbaşkanının bu tür basit konularla gündeme gelmemesi gerektiği görüşündeydi.
Zaten medyanın bir kısmı cumhurbaşkanının ‘terbiyesiz’ dediğini ‘terbiyesiz’ görenlerdendi. Bir kısmı da cumhurbaşkanı ‘terbiyesiz’ dediği için ‘kahraman’ görenlerdi.
İkisi de sakat bir yaklaşımdı.
Aslında olayı iki farklı yönden değerlendirmek lazım…
Birincisi cumhurbaşkanlığı makamıyla ilgili…
Ülkenin en tepe isminin, herhangi bir vatandaşla bu kadar bire bir diyalog kurarak tepki göstermesi gereksizdir.
Çünkü yanında hem büyükşehir belediye başkanı var hem de Esenler belediye başkanı.
Sadece onların kulaklarına eğilip, o işletmeyle ilgili işlem yapılmasını istese yeterliydi.
Kaldı ki, o işletmede ve gençlerin sigara içtiği alan açısından ilk bakışta serbestlik olup olmadığı da anlaşılmaz.
İkincisi ise ve benim asıl üzerinde durmak istediğim sigara karşıtlarının anlamsız, gereksiz ve yersiz tepkileridir.
Sigara karşıtlarının tepki göstereceği tek yer, kapalı alanda, kendilerinin dumandan veya kokudan rahatsız olduğu yerdir.
Bunun dışındaki gösterdikleri tepkinin tamamı anlamsız bir karşıtlığın kızgınlığıyla söylenmiş sözlerdir.
Sigara, zararlı bir alışkanlıktır.
Ancak, sigara içen, zararlı olduğunu bilerek bunu tüketmektedir.
Önemli olan zararlı olduğunu bilerek terk edeceği bir düşünce yapısına kavuşması/kavuşturulmasıdır.
Daha da ilginci, kapalı alanlarda sigara yasağı getiren devlet, sigaradan büyük bir rant elde eden devlettir.
İçkide de bu böyle, kumar olarak bilinen tüm şans oyunlarında da…
Ancak sigara diğerlerinden farklı…
Sigaranın zararları her fırsatta anlatılmalı, sigaraya karşı mücadele STK’lar ve devletin kurumları eliyle ve özellikle de Halk Sağlığı ve Sağlık Müdürlükleri vasıtasıyla yapılmalı.
Toplum, sigaranın zararları konusunda bilinçlenmeli.
Sigarayı bırakmak isteyenlere her türlü destek verilmeli.
Gelecek nesiller hiçbir şeye ama hiçbir zararlı alışkanlığa “bağımlı” olmaktan kurtarılmalı.
Bütün bunlar elbette olmalı ve hatta fazlası da yapılmalı.
Ama sigara içenle içmeyeni kavgaya tutuşturacak girişimlerden de kaçınılmalı.
Adamın içeceği bir sigara, bin laf ettiğinizde sigara mı onu içiyor, o mu sigarayı içiyor yoksa zehir zıkkımı mı yudumluyor belli olmuyor.
Kapalı alanlarda sigara yasağı elbette yerindedir ama bunu öyle bir hale getirdiler ki, sigara içen, adeta ikinci sınıf vatandaş konumuna düştü.
Uzun zaman geçirilen lokantalarda, kafelerde veya alışveriş merkezlerinde “sigara içen bölüm” yapacaklarına, neredeyse tümen yasakladılar.
Bunu fırsat bilen işletmeler de kaldırımları işgal ederek, yoldan geçen vatandaşın rahatsız olacağı şekilde alanlarını genişletmeye başladılar.
Neredeyse tüm cafelerin kaldırımda geniş bir alanı da var ve üstelik bu kaldırımlar kamunun, orada yaşayan herkesin malı.
Buna rağmen kapalı mekânda sigara içme yasağı tuttu.
Ama bunu herkesin peşine bir polis takar gibi, ava çıkan avcı gibi, ülkenin bütün sorunu bitmiş, bütün hak ihlalleri çözülmüş, bütün sıkıntıları son bulmuş gibi tek sorunu sigara görüp, tek çözümü de “sigaranı söndür yoksa hııııı” tavrı hoş değil.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sigara düşmanı olduğu iyi bilinir…
Hiç kimse kendisinden sigara içmesini isteyemez.
Hiç kimse illa sigaraya sıcak bakacaksın da diyemez…
İnsanların zararlı alışkanlıklara karşı “tavırlı” olması, aslında alkışlanacak bir durumdur.
Ama sigara içen açısından olaya bakmadığınızda durum çok farklı olur.
Sigarayı bıraktırmak için çabalamak başka şey, “bırakacaksın dedik, bırakacaksın kardeşim” tavrı çok başka şeydir.
İnsanlar, zararlı alışkanlıklardan, zararlı olduğu için kurtulmalı, baskı veya yasak olduğu için değil.
Devletin veya sigara düşmanlarının bu tavrını, içki ve uyuşturucuda gösterememelerinin temel nedeni “laiklik” taraftarlarının tepkisi nedeniyledir.
Kim ne derse desin, bu ülkede içkiye tek laf ettiğinde kıyameti koparan çevre, içkiyi “medenilikle” eş tutacak kadar cahil olmaları nedeniyledir.
Medenilik, ne içkidedir, ne sigarada, ne uyuşturucu da…
Medenilik, zararlı alışkanlıklarla ölçülen bir şey de değildir.
Aksine medenilik, bütün bir toplumu zararlı alışkanlıklardan arındırmakla mümkündür ama bunu yaparken kafasına vurur gibi değil, zararlarını, getirdiklerini ve götürdüklerini anlatarak mümkündür.
Keşke bu ülkede sigara karşıtlığının kolaycılığı kadar, insanları sömüren, hiçe sayan işletmeler, kurumlar ve kuruluşlar için de gösterilse…
Tweetimden seçmeler
Her gün gazetelerde ‘Emekliye büyük müjde’ haberi çıkar. Rahmetli babam, hayatının son demine kadar büyük müjdeyi göremedi, ben de göremem!