Geçen haftaki yazımda “Kadınlarımıza 86 yıl önce seçme ve seçilme hakkı verilmiş ama biz Maraşlılar bu süre içerisinde bir tek kadın milletvekili seçip Büyük Millet Meclisine yollayamamışız. Muhtemelen Haziran 2011 de yapılacak olan milletvekilliği seçiminde bu ayıptan kurtulalım” diye yazmıştım. Birçok kadın kardeşimden takdir ve teşekkür telefonları aldım. Aktif politika yapan, gönlünü milletvekilliğine kaptıran çok sayıdaki erkek arkadaşım ise; “Fatih Hocam, durup dururken nerden icap etti kadın vekil konusu… Yazacak başka mesele mi kalmadı canım. Bu konuyu kaleme almaya ne gerek vardı?” tarzından hoşnutsuzluklarını dile getirdiler…
Hoşnut olanlarda, olmayanlarda sağ olsunlar. Mutlaka bir haklı yönleri vardır. Gönlünde milletvekilliği olan, o makama sevdalanmış dostları tabiî ki anlarım. Bu uğurda harcadıkları maddi ve manevi emeklerine elbette saygı duyarım. Ancak ülkemizdeki erkek egemenliğinin ulaştığı boyutları gözler önüne serme adına bu hafta da yazıma aynı konuyla başlamaya karar verdim. Edeler beni bağışlasın…
Ankara Ticaret Odası (ATO), ‘Erkek Egemen Türkiye’ başlıklı bir araştırma yayınladı. Bu araştırmaya göre şu anki hükümette görev yapan bürokratlardan; “20 müsteşardan sadece birisi kadın, 42 bağlı kurum genel müdürünün 5`i, bakanlıkların bünyesindeki 96 genel müdürün yine 5`i, 959 daire başkanının ise 139`u kadınmış. Bir başka deyişle: Ülke nüfusumuzun yüzde 49,7`si kadın olmasına rağmen bürokrasideki üst düzey yöneticilerin ancak yüzde 7’si kadınmış…
Araştırmadan edindiğimiz bilgilere göre; Cumhuriyetimiz 87 yaşında. Bir asra yaklaşan bu sürede maalesef kadın cumhurbaşkanımız yok. Aynı zamanda Ordularımıza Baş Komutanlık görevini de üstlenmiş olan cumhurbaşkanlığına bir kadın seçilmemesini haydi anladık. Bu süre içerisinde maalesef Meclisimize de kadın başkan seçilemedi. Kadın generalimiz, kadın emniyet genel müdürümüz, kadın Yargıtay Başkanımız, hatta kadın Büyükşehir Belediye başkanımız bile olmadı. Cumhuriyetin kurulduğu günden bu yana 2 bin 549 vali görev yapmış, bunun sadece bir tanesi kadınmış. 87 yılda 60 Hükümet kurulmuş. Bu Hükümetlerde bir kadın başbakan, 16 kadın bakan görev yapmış.
Kadın Milletvekili oranında Arapların bile gerisinde kalmışız. Araştırmaya göre, kadınların milletvekili seçimlerine katıldığı 1935 yılından bu yana parlamentoya 9 bin 67 erkeğe karşılık sadece 234 kadın milletvekili girmiş. TBMM’deki kadın milletvekili oranı Arap ülkeleri ortalamasının bile altında kalmış. Şu anki TBMM`deki 541 milletvekilinden 48`i kadınmış. Türkiye`de kadın milletvekillerinin toplam milletvekili sayısına oranı yüzde 8,8 iken Arap ülkeleri ortalaması yüzde 10,1’miş. Biz utanmayalım da kimler utansın…
ATO’yu kutlamak gerek. ‘Erkek Egemen Türkiye’ araştırmasıyla dengenin kadınlar aleyhine nasıl bozulduğunu en ince ayrıntısına kadar gözler önüne sermiş. Daha geniş bilgi isteyenler ATO’nun web sitesinden edinebilir. Bu sonuçları kadınlarımız elbette yorumlayacaklar ve müsebbiplerine gereken cevabı vereceklerdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın…
YAĞMURDAN KORKAR OLDUM
Allahın rahmeti, bereketi olan yağmurdan korkulur mu? Yağmur ve kar, bolluk ve bereketin müjdecisi. Onlar olmazsa ne büyük sıkıntılar yaşayacağımızın elbette bilincindeyim. Yağmuru sevmemek, yağmasın demek ne mümkün. Son iki aydan beri yağmayan yağmur için gözlerimiz yoldaydı. Ha bu gün yağacak ha yarın yağacak diye umutla bekleyip duruyorduk. Şükür ki çok daha fazla bekletmedi bizleri. Geçtiğimiz Cuma günü çıktı geldi. Hafta sonu hiç durmadan güzel güzel yağmaya devam etti. Sel oluşturacak kadar şiddetli yağmaması da bir farklı güzellikti. Bu sayede sel felaketi yaşanmadı. Ancak Kahramanmaraş Belediyesinin artık ciddi altyapı hizmetlerine başlaması gerekiyor. Popülist politikalarla kaldırım düzenlemelerinden, yapay park ve bahçeler yapmaktan ve lüzumsuz havuz düzenlemelerinden vazgeçip, yeraltı mazgallarını elden geçirmesi gerekiyor. Birkaç damla yağmur yağsa yollar iri birer dereye dönüşüyor. Bir önceki mazgal deliğinden içeri giren sular bir sonraki mazgal deliğinden tekrar dışarı fışkırıyor. Hem de fıskiye gibi beş on metre yükseğe fışkırarak. Allah aşkına bu vurdumduymazlıklar ne Kahramanmaraşlılara nede Kahramanmaraş Belediye Başkanına yakışmıyor. Sayın yetkililer; yağan birkaç damla yağmur sonucu yaşanan bu ızdıraplara ve maddi zararlara bu halk layık mı? Cevabınız evetse, sözümüz yok. Sözü Hazirandaki seçimlerde elbet seçmen söyleyecektir. Oysa Sizlere yakışan; “Seçmen baskısıyla değil Allah korkusuyla” çalışmak olmalıdır. Ne gezer…