Trump, ABD’nin Suriye’den çekileceğini ilan etmesinden sonra ABD basınının genel yaklaşımı; Trump’ı, haklı gören gurubun yanı sıra, diğer kesim de 2 bin ABD askerinin bulunduğu Suriye'den çekilme ve askeri operasyonlara son verme kararının, Rusya ve İran'ın bölgede güçlenmesine dolayısıyla Türkiye’nin de lehine olacağı yorumlanıyordu.
Hatta Trump, Suriye’den çekilme nedenini Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’la telefon görüşmesi neticesinde aldığını duyurmuştu. Akabinde ABD askerlerin çekilme süreci başlatılmıştı. Ancak Türkiye bu çekilme kararını temkinle karşıladı. Çünkü Trump defaetce söylediklerinin aksini yapmıştır. Bu nedenle bu kararın esas amacı beklemekle görülecekti.
Sputnik'e konuşan Çin Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Müdürü Gao Shantao, ABD'nin Suriye'deki güçlerini çekme kararı ile ilgili yorumunda, "Henüz Trump'ın niyetini, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la ne gibi bir anlaşmaya vardığını anlamış değilim. Silahlı Kürt güçleri için çok iyi zamanlar gelmiyor. Türkiye'nin Suriye'deki varlığı güçlenecek, (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad'ın pozisyonu daha da sağlamlaşacak. Bu Rusya için iyi bir durum." şeklinde konuştu.
İsrail, İngiltere, Fransa ve Almanya böyle birden ABD’nin Suriye’den çekilmesi kararına tepki gösterdi. Bu gösteriyor ki, Trump’ın kararı ferdidir. Kendi ülkesindeki güçlerle iç çekişmesini gösterir. Bu kararı değişecek mi? Muhtemelen değişecek ve fikrini muhaliflerle uyumlu hale getirecektir.
Kim nerede? İran, Rusya, Esad elbette bu çekilme kararından memnun kalmışlardır. ABD maşası SUUD, BAE, MISIR şimdilik Esad’ı ikna yollarına girmişlerdir. Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesine razı olacaklardır.
İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya Suriye’de ABD’siz nasıl bir politika izleyecekler? Bunu zamanla göreceğiz. En önemli rol Türkiye’de olacaktır.
Amerika'nın çekilmesi; DEAŞ, İran, Esad ve Rusya’nın lehine görülse de Türkiye için fark eden ne olacak? Gerçi Trump’ın çekilme kararı ilk etapta doğru bir karar görülmekte beraber ihtiyatlı yaklaşılmaktadır. Çünkü bir taraftan da 150 tırlık yeniden terör örgütlerine silah gönderildiği bilinmektedir. Aslında ABD, Doğu Suriye’de 21 adet üslerini kurmuş, koruması için de terör örgütleriyle de anlaşmıştır. Yani artık fiilen ABD askerlerinin orada bulunmasına gerek kalmamıştır.
PYD-YPG terör örgütleri, hemen Esad ile anlaşmayı tercih etmişlerdir. PYD, Rusya'yı arabuluculuğa davet ederek, Suriye yönetimiyle "özerklik" konusunda anlaşmaya çalışıyor. Yani ABD, bu çekilme hamlesiyle bir taraftan Türkiye'nin operasyon harekâtını kullanarak, Esad yönetimini PYD ile özerklik konusunda anlaşmaya zorlarken, diğer taraftan da Türkiye'nin ve ÖSO'nun PYD'ye operasyon yapmaması için her türlü oyunu planlıyor. Zira terör örgütü sınırlarında petrol yataklarının %70’i, Deyrizor bölgesi kontrolündedir. ABD’nin derdi Esad değildir. Menfaatlerinin korunmasıdır. Türkiye’de ise sol görüşlüler; Türkiye, Esad ile görüşmeli ve barışçıl yollarla sorunlar giderilmeli düşüncesindeler. Ancak, Esad Türkiye’ye karşı hep düşmanca tavır sergiledi. Bu zulmün maddi manevi cezasını en çok Türkiye çekti.
Türkiye, İran ve Rusya ile harekat için görüşmelerini yaptı. Bu çerçevede Membiç harekatı için hazırlıklar sürdürülürken, İpek Yolu güzergahından 150 yakın TIR, Suriye içlerine doğru ilerlediği görülmektedir.
SONUÇ : Türk ordusu Membiç harekatını yapmalı ki eli daha da güçleşsin. Afrin, Cerablus ile alınan bölgelere Türkiye’de ki Suriyeliler yerleştirilmelidir. Sınırımız boyunca Fırat’ın doğusuna kadar olan bölgeler Türkiye’nin güvenlik garantörlüğünde olmalıdır. Bunun için Rusya ve İran, Türkiye’ye destek vermeli ve Esad’ı ikna etmeliler. Esad yönetimi, Türkiye ile karşı karşıya gelmemek için bu şarta razı olacaktır. Daha sonrasında halk oylamasıyla meşru bir hükümetin kurulması gündeme getirilebilir. Esad, “ Kürt Özerklik” mi yoksa “ Garantör Türkiye”yi mi kabul edecek?