Et üreticilerimiz ne halde?

.

Merkez Bankası, Türkiye'nin dış ticaret yaptığı 19 ülke para birimi ortalamasına göre, TÜFE yani tüketici fiyat endeksli reel kur endeksini % 54 olarak açıkladı.

Merkez Bankas verileri "dövizden köpük alınıp dövizin istikrara kavuştuğunu" söylemiyor. Söylemesi için reel kur endeksinin 100 olması yani Doların 8 TL olması gerekiyor.

Faiz ise daha garip, repo faiz oranı % 14 gözükse de, tüketici ve sanayiye yansıyan oran neredeyse bunun iki katı oranda seyrediyor. Bu işten nemalanan ise özellikle bankalar oluyor. Merkez Bankasından %14 ile para alıyor, Hazine'ye % 28 civarında satıyorlar. Bu açıklamaların özetiyse şu; ortada ne kurun nede faizin köpüğünün gittiği yok, bilakis katmerleşerek millete ağır bir yük olarak geri dönmesi var.

Nisan başın da açıklanan yıllık tüketici enflasyon oranımız % 61.14, üretici enflasyonumuz ise %  114. 97' leri gördü. Bu rakamlarla enflasyon da Dünya 11ncisi olan ülkemiz, Dünya 8 nciliğine yükseldi. 

Üretici enflasyonunun kademe kademe piyasaya yansıyacağını düşünürsek mevcut % 61 enflasyonumuza, % 54 daha ilavenin hiç de zor olmadığı ayan beyan ortada gözüküyor. Tek haneli enflasyon rakamlarını görmemiz için en iyimser 2-3 yıl daha beklememiz gerekecek gibi... 

Faiz-kur-enflasyon sarmalına alınmış Türkiye de, üreticimiz de tüketicimiz de gerçekten çok zor durumda. Artık hayat pahalılığının özellikle dar gelirliler üzerinde ki yakıcı etkisi, güneşin çarığı, çarığın da ayağı daha fazla sıkan işkencesi gibi insan feryatlarını sokak da, market ve pazar da duymak her an mümkün. Anlıyacağınız toplumun nabzı olarak bilinen sokaklarımız adeta bir dert küpü oldu.

Millet artık "kitleleri tahkim" edecek hamasetli sözler yerine, vakit kaybetmeksizin bir an önce geçim derdine çare olacak "palyatif" tedbirler yerine, kalıcı ve akılcı çözümler bekliyor. Türk açığı söylemek gerekirse "ya yapın, ya da yapacağım diyene artık yol verin" diyor.

Şu içinde yaşadığımız mübarek ramazan  ayın da hemen her gün artan et fiyatlarından dolayı, 150 gram kıyma almakla yetinen dar gelirlinin içler acısı halini kasap ve marketler de canlı şahitleri olarak bir bir görüyoruz.

Et üretimini direk etkileyen, üretim araçları besilik dana, yem, enerji, mazot, gübre ve ilaç fiyatlarının "köpüğü alındı" veya "alınacak" denen kur, faiz ve enflasyon etkisiyle nasıl bir yükselişte olduğunun farkındasınız.

Bu yazıyla gece gündüz demeden sofralarımıza et ulaştırma çabasın da olan, görünmeyen, pek bilinmeyen büyük baş hayvan besicilerimizin çok detay teknik analize girmeden, pratik olarak et maliyetini dile getirip, "et üreticisi ne halde ?" diye, sizlere bildirme gereğini duydum.
 
1- Araştırma ile besi başın da 300 kg canlı ağırlıklı ve besi süresi 270 gün, ortalama günlük canlı ağırlık artışının 1400 gram, besi sonu toplam canlı ağırlığın 680 kg civarın da olacağı hesaplandı.

2- Besi materyali 300 kg canlı ağırlıklı dananın işletmeye 9000 TL'sından temin edildiği,

3- Besi başı 300 kg dananın ilk bir ay için günlük  18 000 (+ 3000) ME (Metabolitik Eneji) ye İhtiyaç duyacağı yine aynı şekilde, besi ortası 450, 500 ve 550 kg canlı ağırlıklarda sıra ile 27 000,  30 000 ve 33 000 ME finiş dönemlerin de ise bu rakamlara performanslarına göre 3000-4000 ME artırılarak besiyi günlük 38 000 ME enerji ihtiyacıyla tamamlayacağı öngörüldü.

4- Besi de kaba yem olarak sap, yonca ve mısır silajı, kesif yem olarak besi yemi, arpa ve mısır ezmesi maliyetleri dikkate alınarak rasyonun düzenleneceklerini,

5- Besi hayvanını günlük KM (kuru madde yani rutubetten arınmış hali) ihtiyacı besi başlangıcın da canlı ağırlığın her 100 kg'ı için 2.5 kg, besi ortası 2.2 ve besi sonu dönem de 2 kg olarak düşünüldü.

6- Besi başlangıç döneminde günlük kuru madde ihtiyacının % 60'ını kaba yemden %40'nın da kesif yemlerden,  besi ortasında bu oranların tersi, finiş döneminde ise % 25 kaba % 75 kesif rasyo şeklinde hesap edildi. Örneğin finiş dönemi 13 kg kuru madde tüketiminin 3.25 kg'ı kaba yem den 9,75 kg'ı kesif yem olarak belirlendi.
7- Rasyon da kullanılan 1 kg kaba yemin ortalama 2.5 TL, 1 kg kesif yem maliyetinin  ortalama 6 TL olarak hesaplandı.

8- Besinin ilk ayın da her bir başın günlük yem maliyeti 32.5 TL iken orta dönem de 450 kg canlı ağırlıkta bu miktar günlük 51.75 TL, finiş döneminin son iki ayında günlük 59.4 ve 66.5 TL olarak tesbit edildi.

9- Genel olarak 270 günlük besi sonunda bir baş besi hayvanının nakliye, işçilik, enerji ve ilaç gideri hariç 10 207 TL yem gideri oluştu.

10- Besi sonu 680 kg canlı ağırlıklı dananın yağsız kesimle %55 randıman ile 375 kg karkas yani kemikli et verebileceğinden hareketle; 9000 TL besi danasından alımı ve 10 207 TL yem gideriyle 375 kg karkası 1 kg'ını üretici  51 220 TL'sına mal etmektedir. 

11- Bu maliyete besi danasının pazardan işletmeye, işletmeden kesimhaneye nakliye ücreti, %2 civarında stopaj vergisi 9 ncu maddede belirtildiği gibi ortalama aylık 6 bin TL asgari işçilik ücreti, 9 ay için 54 bin işçilik, enerji, mazot, sağlık ve ilaç giderleri dahil edilmemiştir. İşletmenin büyüklüğü ve verimliliğini göre ortalama % 5 ilâ 10 arasında değişen bu maliyetleri stopaj la birlikte 1 kg karkas ortalama %7 oranın da yansıyabileceğini düşünerek,

12- 51 220 TL çıplak karkas maliyetinin 3 585 TL ilavesiyle 1 kg karkası üreticiye 54 805 TL'ye mal olacağını bilmemiz gerekecektir. Devlet kurumu olan Et ve Süt Kurumu (ESK) % 55 randımanlı 1 kg yağsız karkası 58 TL'den aldığını düşünürsek üretici bu durum da 1 kg karkas için 3.150 TL sözüm ona kârlı gibi gözükse de,

13- Üretiminin devamı açısından 9000 TL 'ye aldığı besi danasını bu defa 11,5-12 bin Liraya alabileceğini artan fiyatlar genel düzeyi içinde öngörüde bulunmak mümkündür. 

14- Dığer taraftan enflasyonun yıllık  %62 aylık %5 üzeri seyrettiği bir ülkede bir baş için besi materyali ve sırf yem gideri 19 207 TL'nızı şimdi soruyorum size 9 ayda % 6 getiri için böyle bir üretime paranızı bağlarmısınız ?

15- Ekonomik krizlerin bir özelliği de hem işletmeleri hem de özellikle dar gelirli tüketiciyi derin bir çaresizliğe sürüklemesidir. Bu anlam da 375 kg karkası 1 kg'ını 58 TL'den 21 750 TL'den alan tüccar veya kasap %17 kemik firesi, nakliye firesi ve reyon fireleriyle birlikte
aslın da 296 kg kemiksiz etin 1 kg'ını  yaklaşık 74 TL'ye mal etmektedir. Yine soruyorum size, kalıcı çözümler yerine herkesin herkesi suçladığı bu kaotik ortam da kasap yada market minimum 1 kg'ını 74 TL'ye aldığı kemiksiz eti kaça satsın ? 

İster aile, ister işletme isterseniz devletler açısından düşünün, krizler ancak yüksek vizyon, öngörülü ve liyakatlı şahısların varlıklarıyla daha kriz gelmeden bertaraf edilir. Yaşadığımız şu derin dalgalı piyasa da kırmızı et üreticilerinin üretime devam etmesi oldukça zor görünüyor.

Devlet bir an önce dar gelirli aynı zaman da tüketici konumunda bulunan, işçi, memur, emekli ve çiftçisinin alım gücünü yükseltici tedbirleri alarak acilen uygulamaya koymadır. 

Öte yandan et piyasasını düzenleyici rolü bulunan Et ve Süt Kurumu alım fiyatlarını artan maliyetler doğrultusun da acilen yeniden belirlemeli, Tarım Bakanlığı ise kilogram başı karkas teşviklerini üretici lehine tekrar gözden geçirmelidir

Aksi halde dinmek bilmeyen bu girdi artışlarıyla besicilerimizin kapılarına kilit vurması an be an bir meseledir. Böyle bir durum da ellerini ovuşturarak bekleyen "et lobicileri" ne fırsat kapısını açmış olur ki neticesinin vehametini türk tarım ve hayvancılığı adına düşünmek bile istemem.

Yazık olur çor çocuk 7/24 saat çalışan kırsalda ki fabrikamız olan besi işletmelerimize, çok yazık..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri