Geçtiğimiz hafta 1-3 Kasım günlerinde şehrimizde çok önemli bir sempozyum gerçekleşti.
KSÜ, belediyemiz ve Felsefeciler derneğince organize edilen sempozyuma 80 civarında, akademisyen, edebiyatçı ve fikir adamı katıldı.
Açılış konuşmalarını; Prof Ahmet İnam, Rasim Özdenören, KSÜ Rektörü Prof.Dr.M.Fatih Karaaslan, Belediye başkanımız Mustafa Poyraz ve Valimiz Şükrü Kocatepe yaptılar.
Üç gün boyunca ülkemizin birbirinden değerli felsefecileri hazırladıkları bildirileri sundular. Bir nevi Kahramanmaraş’ta felsefe ilminin resmi geçidi yapıldı.
Rasim Özdenören “ felsefe ve eleştiri”, Prof.Dr.Ömer Naci Soykan “felsefe ve şiir”,Prof.Dr.İdris Şengül “ Kuran-ı Kerimde düşünmeye verilen değer”, Prof.Dr.Şafak Ural” Kültür ve medeniyet”, Prof Dr.Rahmi Karakuş “ Yunusta aşkın halleri” gibi birbirinden değerli 80 civarında akademisyen, edebiyatçı ve fikir adamlarının konuşmaları izleyiciler tarafından ilgi ile takip edildi.
Sempozyumun son gününde; Dr.Nazif Öztürk “ Sürdürülebilir Kahramanlık” üzerine konuşma yaptı. Kahramanmaraş’ın tarihi geçmişini anlattı. Felsefi tahlilini yaptı. Dulkadirli döneminden sonra Maraş’ın Osmanlıya mesafeli yaklaştığını, Maraş’ta birkaç camiinin dışında Osmanlı eseri olmadığı, mevcut eserlerin çoğunun Selçuklu döneminden kaldığını belirtti.
Osman sarı “değer”ler üzerine konuşmasını yaptı. R.Descartes’in “düşünüyorum o halde varım” tezinin yanlışlığına değindi. Doğrusunun “ Düşünüyorum o halde insanım” olmalıydı, bu felsefeye göre düşünmeyen varlıkları yok mu sayacağız? diyerek eleştirdi.
Dr.Gökhan Gökşen ”Kahramanmaraş’ın kurtuluş yıllarında toplumsal değerlerimiz ve güncel sorunlara katkıları” bildirisini sundu. Kahramanmaş’ın kurtuluş mücadelesinde, Hırlakyan’ın Fransızları karşılamak için Abdal Halil Ağaya davul çaldırma teklifine “ Din kardeşlerimin bağrına çomak vuramam” sözünün önemine vurgu yaptı. Felsefecilerin bu sözü tahlil etmeleri gerekliliğini söyledi.
KSÜ öğretim görevlilerinden İsmail Göktürk’ün konuşmasının başlığı “ Medeniyetin ihyası için insanın inşası “ oldu. Medeniyetin inşası için vasıflı insan yetiştirme persfektifinin ortaya konması gerekliliğini belirtti. İnsan ve medeniyet kavramına farklı bir bakış açsı ile değerlendirerek, konuşmasını şu şekilde devam etti.
“Ulus-devlet medeniyet hamlesi yapamaz. Kültür düzeyinde kalır. Kültür üretmek, beşer olmanın gereğidir. Medeniyet hamlesi yapmak için kültürden irfan düzeyine yükseltmek gerekir”
“Medeniyet denildiğinde aslında medeniyetin tezahürleri olan mimari, edebiyat, musıki ve ahilik, vakıflar gibi müesseseler akla gelir. Oysa medeniyet, bir inancın tezahürü ve inancı ihlasla yaşayan insanın eseridir. Bir inanç tezahürü olan medeniyet kurmak için dışa vuracak ölçüde yanan bir inancı taşıyan insanın inşası lazımdır. Efendimiz (s.a.v.) da Dar’ul Erkam’da Mescid-i Nebevi’de belki daha sonraki karşılığı medrese ve tekke olan bir sistem içerisinde insanı inşa etmişti” diyerek medeniyetlerin ihyasından önce insanın ihyasının gerekliliğinden bahsetti.
“Ulus-devlet medeniyet hamlesi yapamaz. Kültür düzeyinde kalır. Kültür üretmek, beşer olmanın gereğidir. Medeniyet hamlesi yapmak için kültürden irfan düzeyine yükseltmek gerekir”
Şairler şehrinde yapılan üç günlük Felsefe-Edebiyat ve değer Sempozyumu çok büyük ilgi gördü. KSÜ salonunda ve N.Fazıl Kültür merkezinde çok değerli fikir adamlarımızın sundukları bildirilerin kitaplaşacağını yetkililerden öğreniyoruz.
İnşallah şehrimizde Şiir festivali gibi Felsefe-Edebiyat günleri de gelenekselleşir ve her yıl devam eder.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinin son dönemlerde önemli kültürel proğramlara önderlik yaptığını görüyoruz. Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde de “ Osmanlı döneminde Kahramanmaraş” adı ile başarılı bir sempozyum gerçekleştirilmişti.
Bu vesile ile “Felsefe-Edebiyat ve değer” sempozyumunu tertipleyen, KSÜ, Kahramanmaraş belediyesi ve Felsefeciler derneğine teşekkür ediyoruz.