Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben Sporcunun zeki çevik aynı zamanda ahlâklısını severim. (Kemal Atatürk)
Türk futbolu oldukça zor günlerden geçmekte, kulüpler taraftarıyla, yöneticisiyle futbolcusuyla bir yoğunluk içerisinde. Onun içindir ki kulüplerin dayanışma içinde olması gerekmektedir. Çünkü futbol; sadece spor değil bacasız fabrikadır. Binlerce insanı iş alanında istihdam etmektedir. Türk ekonomisinin dev lokomotiflerinden birdir. Gedik verirse, sporla ilgilenmeyen kişileri bile doğrudan etkiler.
Değerli okurlar; son dönemlerde özellikle Türk futboluna kir bulaştı, bu kir temizlenmeden spor yapmanın bir anlamı kalmadı. Bu son olaylar Türk sporu adına utanç verici holigan dediğimiz bu terör kafalı sözde taraftarlar, sporu ne hale getirdiler. Bu çıkan olayları kınıyor ve lanetliyorum. Sözde taraftarlar üç büyük kulübümüz olan Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın geçmişlerine bakında örnek almaya çalışın. Sözde taraftarlar tutuğunuz kulübün öncelikle tarihini iyi öğreniniz ki, hiç olmazsa bugünü değerlendirirken, şapkalarınızı önünüze koyup düşünmesini bilirsiniz. Bu güzide üç kulübümüzün mazisinde ne muhteşem centilmenlikler varmış görelim.
Türk futbol spor tarihinin öne çıkmış üç büyük kuvveti, BEŞİKTAŞ, FENERBAHÇE ve GALATASARAY, İstanbul’da doğdular, tüm yurda mal oldular. Her biri birer asırlık bu üç kulüp, bugün gelinen noktada gerek yöneticileri gerek futbolcuları gerekse taraftarlarıyla kimi zaman centilmenlik ve sportmenliğe yakışmayacak hareketlerde bulunsalar da; tarihleri boyunca ahlaklı sporcu olmanın örneklerini sergilemişlerdi. Ahlaklı sporcu centilmenlik demektir. Bakınız üç büyükler arasında mazide kalmış, ne büyük centilmenlikler var. Şimdikilerine kocaman, kocaman örnekler teşkil etmektedir.
Rekabet Dostlukla Güzel
Rekabetin bir asır aşkın zamanda geçmişinde pek çok centilmenlik gösterisi yaşandı.
İki kulüp arasındaki rekabette son yıllarda artan gerilime rağmen geçmişte futbolcu ve yöneticilerin centilmence davranışları, bu zevkli mücadeleye renk kattı. Spor tarihçilerinin derlemelerine göre, bir derbi öncesinde Fenerbahçe Başkaptanı Galip Kulaksızoğlu, Galatasaraylılara, "Oberle kardeşler hasta, Hasan da sakatlanmış. Sizi karşımızda eksik kadroyla görmek istemiyoruz. Dilerseniz maçı erteleyelim." diye haber göndererek maçın ertelenebileceğini iletti.
Fenerbahçe'nin bu önerisini kabul eden Galatasaray, oyuncuların iyileşmesinden sonra, 20 Ekim 1914'te yapılan erteleme maçında sarı-lacivertli rakibini 6-1 yendi.
Ertelemeyi Önerdiler
Rakipler arasında 17 Kasım 1922'de yapılan maç öncesinde de ilginç bir durum yaşandı. Bu tarihte Kadıköy'de rakiplerin maçı vardı. Maç öncesinde günlerce yağan yağmur sahayı adeta göle çevirmişti. Fenerbahçe Başkaptanı Galip Kulaksızoğlu, Galatasaray Kulübüne telefon ederek, "Saha çok kötü, maçı erteleyelim." dedi. Galatasaray Başkaptanı Necip Şahin, bunun üzerine, "Anamız bizi bugün için doğurdu Galip Bey. Gelip maçı oynayacağız." diye cevapladı. Galatasaray, Kadıköy'e gelip maça çıktı ve Fenerbahçe karşılaşmayı 3-0 kazandı.
Bilerek Kaçırılan Penaltı
Rakiplerin 23 Ocak 1925 tarihinde Taksim Stadı'nda yaptıkları Vatan Gazetesi Kupası maçında ilginç bir olay yaşandı. Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı sonrası, atış öncesinde stadın büyük balkon kısmı çöktü. Fenerbahçeli Cafer Çağatay, bu gelişme üzerine penaltı atışında topu bilerek kaleci Ulvi Yanal'a teslim etti.
Fenerbahçe Ve Galatasaray Birleşiyordu ( Fener- Saray Kulübü)
Türk sporuna damga vuran ve "zıt kardeşler" olarak adlandırılan Galatasaray ile Fenerbahçe'nin yüzyılı geçen rekabeti birçok ilginç olaya tanık oldu. Türk sporunun en eski ve keskin rekabet, kuşkusuz Fenerbahçe- Galatasaray arasında. İlginç olan nokta ise, bu rekabetin son derece de içtenlikle başlamış ve milli duygularla yoğrulmuş olması. O kadar ki kuruluşlarının erken dönemlerinde (1911-1912) ‘de iki kulüp başkanının imzaladıkları bir belge ile birleşme kararı bile alınır.
İstanbul Futbol Ligi’nin devam ettiği 1910’da organizatörlerin tümünün, bu ligi oluşturan kulüplerinde çoğunluğunun ise yabancı ya da azınlık oluşu, Türk kulüpleri için bir handikaptı(engeldi). Zira 1911–1912 sezonu başlarken haksız bir olay yaşanmış, Galatasaray Futbol Takımı oyuncularından defans(bek) Adnan( Pirioğlu) Bey ”sert oynuyor “suçlamasıyla Union Clup(Kulüpler Birliği) tarafından, Başkan James Lafontaine imzalı bir belge ile kadro dışı bırakılmıştı. Bu karara karşı çıkan Galatasaray Kulübü’nün lige katılımı engellenmiş ve sarı- kırmızılı ekip kendini ligin dışında bulmuştu.
Bu durum Fenerbahçe Kulübü’nü de rahatsız etmiş, bunun üzerine Fenerbahçe ile Galatasaray kulüpleri toplanarak birleşme kararı almışlardı. Gerekli tüzük kısa sürede hazırlanmış, 26 AĞUSTOS 1912 günü, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Galip( Kulaksızoğlu) Bey, ile Galatasaray Kulübü Başkanı Ali Sami (Yen) Bey’in imzaları eşliğinde, kulüp mühürlerinin bulunduğu 17 maddeden oluşan bir protokol imzalanmıştı. Osmanlı Olimpiyat Komitesi’ne bildirilen bu protokolün orijinali halen Galatasaray Kulübü Müzesi’ndedir.
Bu başvurunun ligi düzenleyen heyet tarafından öğrenilmesiyle birlikte, o yıllarda futbolu kontrol eden yabancı ve azınlık çevreleri telaşlanmış; hemen ertesi yıl Galatasaray Kulübü yeniden lige alınmıştı.
Karma Takım: "Fenersaray
Gerçi o yıllarda düşünülen “FENER- SARAY” emeli yıllar sonra farklı bir şekilde gerçekleşmiş; Fenerbahçe ile Galatasaray, 1934 ‘te Türkiye’ye davet ettikleri yabancı takımlara karşı “FENERBAHÇE- GALATASARAY KARMASI” olarak oynamışlardır. Bu karmanın forması ise, iki kulübün renklerinin karışımı olan lacivert-sarı-kırmızı olmuştu.
İlk Beşiktaş- Fenerbahçe Derbisi Rakip Eksik, Bizde 1 Kişi Çıkaralım
Tarih 28 Kasım 1924. Yer Taksim Stadı. İngiliz hakem Mr. Allen’in yönettiği bu tarihi maçın ilk yarısı sona ermiş, her iki takımdan da birer oyuncu atılmıştır. Takımlar ikinci yarıya çıktıklarında, Beşiktaş takımından oyundan atılan Şahap Bey’in sahada bulunduğunu gören hakem, “Sizi sahadan atmıştım lütfen çıkınız “ dediğinde, hakeme itiraz eden Beşiktaşlı Refik Osman Top Bey’de oyundan atılmış ve Beşiktaş 9 kişi kalmıştır. Bunun üzerine, Fenerbahçe kaptanı Zeki Rıza ( Sporel) Bey, hakemin yanına gelerek “ Dokuz kişilik bir takıma karşı, bizim 10 kişi oynamamamız olmaz. İzninizle biz de 9 kişiyle devam edeceğiz. “ diyerek, kendi solaçıkları Seyfi Bey’i soyunma odasına göndermiştir. Neticede, her iki takımın da dokuzar kişi ile devam ettiği bu ilk Beşiktaş- Fenerbahçe derbisini, sarı- lacivertliler 4–0 kazanmıştır.
Zor Durumda Rakibin Yanında Olmak Galatasaraylılar Fener Forması Altında
7 Haziran 1932 tarihinde Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yaşadığı yangın felaketi ile birlikte, merkez binanın yanı sıra kulübün hemen hemen tüm malvarlığı da yanmıştı. Fenerbahçe’ye yardım kampanyalarının beklenenin üzerinde ilgiyle karşılanmış olması, takıma büyük bir moral olurken daha önce maç anlaşması yapılan Selanik Karması ile oynanacak maç iptal edilememişti.
Bununla beraber, takımı kurmak için gerekli sayıda moralli futbolcu yoktu ve Fenerbahçe Stadı’nda maçın başlamasına saatler kala, ilk 11 oluşturulamamıştı. Bu arada soyunma odalarının kapısı açılmış; içeriye kaptan Aslan Nihat(Bekdik) başta olmak üzere Galatasaray’ın 6 ünlü futbolcusu girivermişti. Aslan Nihat, üzgün Fenerbahçeli futbolculara bakarak şöyle demişti. “Bu kara gününüzde sizi yalnız bırakamazdık. Bizleri de aranıza kabul ederseniz; ben ve takım arkadaşlarım bu maçta sizlerle birlikte Fenerbahçe forması altında oynamaya hazırız” Fenerbahçeli futbolcular, bu nazik teklifi teşekkürle kabul etmiş ve Selanik Karması maçında sahaya şu kadroyla çıkılmıştı: Avni Kurgan (GS), Yaşar Alpaslan(FB), Ziya Atamer(FB), Muzaffer Çizer (FB), Nihat Bekdik(GS), Fikret Arıcan (FB), Niyazi Sel(FB), Alaaddin Baydar (FB), Zeki Rıza Sporel(FB), Kemal Faruki (GS), Rebii Erkal(GS),
Bu anlamlı maç, Galatasaray takviyeli Fenerbahçe’nin Selanik Karması’nı 4-0 yenmesiyle sonuçlanmış, günün hasılatı olan 910 Lira Kızılay’a bağışlanmıştır. O günlerde bu paranın bir lirasına bile ihtiyacı olan Fenerbahçe Kulübü’nün bu davranışı kendisine çok yakışmıştı. Tabii bu da Galatasaray sayesindeydi.
Merhum Canaydın'dan Centilmenlik Dersi
Son yıllarda iki takım arasındaki maçların genelinde olaylar yaşanırken, Galatasaray Kulübünün merhum Başkanı Özhan Canaydın, rekabete centilmence yaklaşımıyla alkış aldı.
Sarı-kırmızılı ekibin 6 Kasım 2002'de, FB Şükrü Saracoğlu Stadı'nda rakibine 6-0'lık yenilgiyle tarihi hezimete uğradığı maçta, başkan sıfatıyla ilk Fenerbahçe derbisini izleyen Özhan Canaydın'ın, rakibinin attığı golleri alkışlayarak Fenerbahçeli yöneticileri kutlaması, maça damgasını vurdu.
Merhum Canaydın'ın bu centilmenlik gösterisi kendi camiasından bazı tepkiler görse de Dünya Fair Play Konseyi (CIFP) tarafından 2002 Dünya Fair Play Ödülü'ne layık görüldü. Özhan Canaydın ayrıca, bu davranışı nedeniyle Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından düzenlenen Fair Play Sportif Davranış Ödülü'nü aldı.
İşte bu yüzden futbol sadece spor değildir; toplumun sosyolojik yapısının net göstergesidir.