Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 10 Şubat'ta Irak'ın kuzeyindeki Gara'da PKK'nın kontrolü altındaki noktalara yönelik Kartal Pençe-2 adlı bir harekât başlattı.
Gara bölgesi;
PKK için hem koridor görevi görüyor hem de Türkiye'nin Sincar ve Musul'a açılan kapısı niteliğinde. Suriye'deki YPG bölgesiyle Irak'taki kampların arasındaki dağlık arazi olduğu için PKK'ya kolay geçiş sağlıyor. Türkiye'nin demiryolu, karayolu gibi projelerle ticareti artırmayı planladığı Musul'la arasında yer alan bölgede PKK'nın varlığını güçlendirmesi, güvenlik riski yaratıyor. PKK'nın burayı yeni üs bölgesi olarak planladığını ve Türkiye sınırına yönelik sızma girişiminde bulunulabileceğine ilişkin haberlerinin alındığı bilinmektedir.
Ayrıca PKK’nın rehin aldığı 13 Türk vatandaşımızın bu bölgedeki mağaralara götürdüğü bilgisi alınmıştır. Bu kişiler 2 MİT görevlisi ve 2 polis, 5 Uzman Çavuş, 4 erimiz idi.
Hakkari'ye bağlı Çukurca ilçesinden 35 kilometre güneyde, Suriye sınırına yaklaşık 110 kilometre mesafedeki dağlık Gara bölgesi, savaş uçaklarıyla 4 gün süren operasyon yapıldı. 13 vatandaşımız terör örgütü tarafından alınlarına kurşun sıkılmış olarak mağarada bulundu. Türkiye, şehid edilen vatandaşlarımıza büyük üzüntü duydu.
Operasyon kapsamında askeri uçaklarla birlikte Silahlı İnsansız Hava Araçları da (SİHA) kullanıldı. Mağaralara yönelik olarak da kara operasyonu başlatıldı. Milli Savunma Bakanlığı, bir video ile operasyon görüntülerini yayınladığı paylaşımda, öldürülen PKK'lı sayısını 53 olarak açıkladı.
Irak’ta Halk Savunma Güçleri (HPG) örgütü ise bir açıklama yaparak ellerinde dokuz askerin bulunduğunu açıklamıştı. PKK'ya yakın haber sitelerinde, operasyonun ikinci günü olan 11 Şubat Perşembe günü, rehinelerin operasyonlar sırasında zarar görmüş olabileceğine dair haberler çıktı.
İran, Gara operasyonuna yönelik olumsuz yaklaşmıştır. Buna göre Tahran, Türkiye'nin askerlerini bölgeden operasyon sonrası da çekmeyerek Musul'a inmeyi ve orada kalıcı hale gelmeyi hedeflediğini düşünmekte olup bundan rahatsızlık duymaktadır.
Amerika ise “Türk sivillerin, terör örgütü olarak sınıflandırılan PKK tarafından öldürüldüğü yönündeki bilgiler doğrulandığı takdirde, bunu mümkün olan en güçlü şekilde kınamaktayız!”
“NATO müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız ve son çatışmalarda hayatlarını kaybedenlerin ailelerine taziyelerimizi iletiyoruz.”
Bu açıklamaya Türkiye tepki koydu ve ABD Büyükelçisi çağrılarak kınandı. Sanki Pkk yı destekleyen ve onlara emir veren kendileri değil.
Terör seviciler sözde hem terör örgütlerine yardım ve yaltaklık ediyorlar hem de timsah gözyaşı döküyorlar.
Sol basına göre yine suçlu devletimiz olmaktadır:
-Demirtaş'tan 'Gara' açıklaması: Halka hesap vermesi gereken, iktidardır'.
1-PKK’nın elindeki 13 insanımızın katledilmiş olmasını açıkça kınıyorum. Ailelerin acısını yürekten paylaşıyor, kendilerine başsağlığı diliyorum. Yaşananlardan dolayı çok üzgünüm."
2- Diplomatik yollar yerine, siyasi şov amaçlı operasyon sonucunda ortaya çıkan trajedinin sorumluluğunu HDP'ye ve muhalefete yüklemek de aymazlıktır. Halka hesap vermesi gereken, iktidardır.”
Pkk sevicileri ; Kahrolsun PKK ve yandaşları diyemiyor ve sadece timsah gözyaşı dökmekteler.
Görülüyor ki HADEP ile Pkk aynı safta birbirlerini koruyorlar. Pkk yandaşları Türkiye’nin Pkk ile barış yapmasını önermekteler. Halbuki devlet “Çözüm süreci”ni başlatmıştı. Ancak onlar silahları bırakmayıp yine dağlara çocukları kaçırmışlardı. HADEP-Pkk diğer yandan Türkiye içerisindeki kripto ayrılıkçılar ve Öcalan'a övgüler sıralayan medya "çözüm süreci"ni tekrar gündeme getirmekteler.
PKK'nın yine meydanlarda "hendek çatışmaları" denilen bir kalkışma taarruzuna maruz kalmıştık. Hakkari'den Diyarbakır'ın ortasına kadar, yüzlerce PKK'lı ve örgüt milisi, 8 Ağustos 2015 ile 9 Mart 2016 arasında konuşlandıkları binlerce ev ve iş yerini tahrip ederek günler boyunca devletle çatışmıştı... Çözüm sürecini istismar eden Pkk ya artık demokrasi ile yaklaşılamaz.
O sıralarda Demirtaş “Pkk sizi tükrüğü ile boğar” diyerek Pkk ya destek vermişti. “Biz arkamızı Pkk ya dayıyoruz” sözleri unutulmadı. İşte bu yüzden HADEP kapatılmalıdır.
Diğer taraftan HADEP milletvekillerinden terör örgütüne gidip görüşenler olmuştur.
Biz biliyoruz; bu terör örgütü silahını, desteğini başta Amerika olmak üzere İsrail, Fransa, Almanya, İran, Rusya, Ermenistan, İngiltere ve bazı Avrupa ülkelerinden almaktadır.
Görülüyor ki ülkemizin ilerlemesini istemeyen güçler bir olmuşlar karşımızdaki teröristleri desteklemektedirler. Bunun yanı sıra içimizdeki sol cenahlı parti ve basın da dış güçlerin oyununa isteyerek veya zorla terörü desteklemektedir.
Operasyon ile Pkk da korku başlamıştır. Artık Türk silahlı güçler her yerde kendilerini bulabilirler ve güvenli yerleri kalmamıştır.
Sonuç: Pkk ile bağlantısı olanların cezaları idam olmalıdır. HADEP belediyelerinin teröre destek verdiği kesinleşmiştir. Dağa çocuk kaçırılmasına alet olmuşlardır. Bu itibarla HADEP kapatılmalıdır.