Bugün 10 Ocak 2010 Pazar. Bu yazıyı kaleme aldığım saat ise; 14.10. Pazar günleri bile bir günümüzü evimize çocuklarımıza ayırma hakkımızın olmadığı bir mesleği icra ediyoruz.
10 Ocak nedir ne değildir isterseniz kısa bir tarihçesine bakarak yazımızı devam ettirelim.
10 OCAK NEDİR?
“1961 yılında gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar. Bu gelişme karşısında, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla Sendika binası önünde toplanarak Vilayet'e kadar bir yürüyüş yaptılar. Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise Sendika'nın öncülüğünde, BASIN adıyla kendi gazetelerini 11–12–13 Ocak 1961 tarihlerinde yayımladılar.
O tarihten sonra 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Bayramı" olarak kutlandı. 1971 yılındaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram" olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başladı”
Aynı zamanda 10 Ocak 1.İnönü zaferinin de yıldönümüdür. Ve bu zafer Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda da mihenk taşıdır.
Son yıllarda 10 Ocak günü ile ilgili sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve diğer kurum ve kuruluşlar bildiriler yayımlıyorlar, ne var ki bu günün tam olarak neyi ifade ettiği, neyi etmediğini inceleme zahmetine girmedikleri için, kimileri Dünya’yı, kimileri ise ay’ı karıştırıp duruyorlar. Olsun bu Demokrasinin olmazsa olmazı olan “Halkın haber alma özgürlüğü” noktasında bu kamuoyu görevini devletten maaş almadan yapan kadirşinas basın emekçilerinin hatırlanıyor olmasından dolayı bende bir basın emekçisi olarak gurur duyuyor, seviniyor ve mutlu oluyorum.
İşte bu mutluluk bana yetiyor.
Ve bu mutluluğun hatırına çocuklarımızın büyümesini bile göremeden yaşlanıp gidiyoruz.
Bu Pazar günü bizi hatırlayan, bizimle dertleşen ve bizimle çocuklarından ayrı kahvaltı yapan Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Poyraz’a teşekkür ediyorum.
Siyasetçilerde en az bizim kadar çocuklarına, ailesine yeterli zamanı ayıramıyor, bunu biliyoruz. Topluma hizmet etmeye talip olmanın bir bedeli vardır. Ve bu bedeli talip olan herkes bir şekilde ödüyor.
Akşam ise Valimiz Sayın Niyazi Tanılır’ın yemeğine katılacağız. Yine bu yemek de bürokratlar ile gazeteciler olacak. Bu gün aynı zamanda İdareciler Günü olarak da kutlanıyor.
Bizlere bu özel günümüz nedeniyle kutlama mesajları ileten, mesajları yayımlayan bütün dostlara, siyasilere, yöneticilere teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
Gazetecilik mesleği sanıldığı kadar kolay yapılan bir meslek değildir. Neredeyse 30 yıla yaklaşan mesleki yaşamımda tek garantim emekliliğim olacak. Ona da daha 5 yıl var. Maddi olarak bu mesleğin bana verdiği hiçbir şey olmadı. Ne bir kooperatife girerek ev sahibi oldum, ne de başka bir şekilde bir malım mülküm oldu.
Ticaret yapmak farklı bir şeydir. Her şeye tüccar gözüyle bakmak ayrı bir şeydir. Bizde en azından bende bu bakış açısı olmadığı için bir beklentimde olmadı bu güne kadar.
Ama benden bir insan yardım istediğinde, ona yardımcı olduğumda, onun bana yaptığı birkaç iltifat maddi olarak bana yetti de arttı bile. Çünkü her şeyin sahibi olan yüce Allah, kimin ne yaptığını, kimin hangi niyetle ne işler yaptığını bilendir. Biz yaptıklarımızın mükafatını bu dünyada değil de öbür alem de istiyoruz, istedik.
Bu meslek para kazanmak için yapılmaz. Bu meslekte çalışan insanın zengin olduğu görülmez. Kimileri yalan ve dolanla bir şeyler çevirmeye kalkışsalar bile sonucu baktığımızda perişan olduklarını görürüz.
Bu meslekte şantaj yapanlar vardır.
Bu meslekte para ile haber yapanlar vardır.
Bu meslekte başka terbiyesizlik yapanlarda vardır.
Ama bu mesleği adam gibi yaparak, Trabzon caddesinde saygı gösterilen insanlarda vardır.
Kuru ile yaş bir arada yanmasın. Bu mesleğe ihanet edenler ile bu mesleği adam gibi yapanlar ayırt edilsin.
Bunların yapılması halinde Kahramanmaraş her alanda ilerleme kaydeder. Ve bizler bu konuda umutluyuz.
Ve halkımıza doğru haber verme adına “haber namusumuzdur” diyorum. Para ile haber yapanı, şantaj yapanı kınıyor ve herkesi de kınamaya davet ediyorum.