“Geçmişi Yorumlamak Bugünü Anlamak İçin…”

.

ATATÜRK SAYESİNDE NAHÇIVAN’IN NASIL AZERBAYCAN’A BAĞLI ÖZERK BİR BÖLGE OLDUĞUNU BİLİYOR MUSUNUZ?

Atatürk‘ün nasıl bir stratejik deha olduğunu bir kez daha gözler önüne seren bir olaydır bu. Bu olay pek bilinmese de ülke adına mühim bir meseledir. Atatürk, o kadar ince düşünüp zekice hamleler yapmış ki bu olay da onlardan yalnızca bir tanesi. Atatürk’ün Hatay’ı ne kadar istediğini bilmeyen yoktur, maalesef Atatürk Hatay’ın Türk topraklarına katılmasını görememiştir. Bugün haritaya baktığımızda Atatürk’ün neden Hatay’ı bu kadar çok istediğini daha iyi anlıyoruz. Nahçıvan ile komşu olma isteği de yine stratejik dehasının bir meyvesidir.

Nahçıvan, Azerbaycan‘a bağlı özerk bir bölgedir fakat bu ülkeyle fiziki bağlantısı olmayıp Türk Devletleri arasında Türkiye ile kara sınırı bulunan tek toprak parçasıdır. Neden hala Azerbaycan’a bağlı özerk bir bölge biliyor musunuz? Atatürk sayesinde… Bu bölgeyle birbirimiz bağlayan sadece ve sadece 15km’lik bir sınır (Dilucu Sınır Kapısı)vardır ve bu sınır bizzat Atatürk’ün cebinden para ödeyerek satın aldığı topraktır!

Yukarıda Ermeniler (o dönem SSCB), aşağıda İran, bu bölgenin insanı burada yaşamalı, bizim bu bölgeyle direkt bir bağımız olmalı ki hem Ermeniler hem de İran’la aramız bozulursa, Türk devletleri ve Orta Asya ile bir bağlantımız kalsın. Hem de bu sınır sayesinde bu bölgenin insanını koruyabiliriz. İran’la görüşür, parasını öder ve toprağı alır. Artık Nahçıvan‘la komşuyuzdur. Haritaya bakınca daha net anlayacaksınız.

80’lerde Ermeni ve Azeriler arasında gerilim tırmanır. Zaten o dönemlerin sonunda SSCB’nin dağılması gerçekleşir. Fakat Nahçıvan bölgesinin insanı fakir ve teçhizatsızdır. Ermeni birlikleri Ruslardan temin ettikleri donanımlı silahlarla Nahçıvan’a saldırırken, bölge halkı yalnızca av tüfekleriyle kendilerini savunmaya çalışmaktadır. Saldırıların yoğunlaştığını ve Nahçıvan‘ın düşme ihtimalini gören dönemin Türk hükümeti, bu sınır kapısından silah, teçhizat, sağlık yardımı yapar, bölge insanı güçlenir ve topraklarını korur. En nihayetinde Sovyet Rusya‘nın dağılması sonrasında özerk bir bölge olarak bağımsızlığını ilan eder.

SAVAŞMADAN KIBRIS’IN İNGİLTERE’YE TESLİM EDİLMESİ OLAYI

1878 yılında Rusya’ya karşı Osmanlı’yı koruyacağı gerekçesiyle Kıbrıs, İngiltere’ye savaşmadan teslim edilmiştir. 12 Temmuz 1878 yılında Kıbrıs’a asker çıkaran İngilizler, Osmanlı bayrağını indirip İngiliz bayrağını çektiler.

Kıbrıs Sözleşmesi, Kıbrıs Antlaşması veya Kıbrıs Konvansiyonu , 4 Haziran 1878 ile 1 Temmuz 1878 tarihinde imzalanan ve Berlin Konferansı’nda Birleşik Krallık’ın Osmanlı İmparatorluğu’na destek çıkması için Kıbrıs adasının yönetiminin geçici olarak Büyük Britanya’ya verilmesini öngören bir antlaşma. Bu imzalanan antlaşmaya göre, Rus İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu’nun Asya kıtasında kalan topraklarını ele geçirmeye kalkması durumunda Birleşik Krallık silahlı olarak Osmanlı’ya yardımcı olacaktı. Ayrıca adayı Osmanlı Padişahı adına yönetecekti ve Osmanlı İmparatorluğu ada üzerinde din, eğitim ve adalet kurumlarından yine sorumlu olacaktı. İngilizler Almanların yanında savaşa giren Osmanlı Devletine tepki olarak 4 Eylül 1914’te, 1878’de iki devlet arasında imzalanan anlaşmayı tek taraflı fesh ederek adayı ilhak etti.

2. Abdülhamid’in Kıbrıs Notu

Kıbrıs’ı “Hukuk-ı Şahaneme asla halel gelmemek şartıyla” İngiltere’ye vermeye razı olduğuna dair belge (Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri) .

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri