‘Gezi Parkı’olaylarına ilişkin davada çıkan kararda tutuklu sanık Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, firariler eski CIA danışmanı Henri Barkey ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 9'u firari 17 sanığın "15 Temmuz darbe girişimi" ile "Gezi Parkı olayları"na ilişkin iddialar kapsamında yargılandığı davada Osman Kavala'nın müebbet hapis cezasına çarptırıldığı açıklandı.
Taksim'deki Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin davada aralarında Osman Kavala'nın bulunduğu sanıklar hakkında verilen karar sonrası 27 Mayıs 2013 tarihinde başlayan süreçte yaşananlar tekrar gündeme geldi. Peki neydi bu süreç ve nasıl bugünlere kadar taşındı. ‘Taksim BölgesiYayalaştırma Projesi’ kapsamında Gezi Parkı'ndaki bazı ağaçların başka yere nakledileceği gerekçesiyle Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği üyeleri, parkta nöbet tutmaya başladı. Çalışmaların devam etmesi için parkı boşaltmaya çalışan emniyet güçleri ile grup arasında yaşanan tartışma arbedeye dönüştü. Yaşanan arbede sonucunda göstericiler "doğaya zarar verdiği" gerekçesiyle iş makinelerini durdurmaya çalışırken, polis de grubu dağıtmak için biber gazı kullandı. Ertesi gün göstericilere destek olmak üzere buraya gelen BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, iş makinelerini önlemeye çalıştı. Bu sırada ortam iyice gerildi. Daha sonra yine buraya gelen bazı CHP milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu ve sendika temsilcileri, eylemcilere destek verdi.
Sosyal medyadan yapılan "İş makinelerine engel olmak için Gezi Parkı'nda toplanıyoruz." çağrısı üzerine ertesi gün parkta toplananların sayısı arttı. Parkta nöbet tutanlarla, çadırları kaldırmaya çalışan zabıta görevlileri arasında arbede yaşandı. Çevik kuvvetin müdahalesi sonucu grup, oturma eylemi başlattı. Taksim Dayanışmasının sosyal medyadan “Taksim Gezi Parkı içinnöbetteyiz.Yemeğini/yüreğini/ sanatını/çocuğunu/aklını/çadırını/kendini de al gel!"seklindeki çağrısıyla parkta toplananların sayısı binleri aştı. Emniyet yetkilileri, göstericilerden parkı tahliye etmesini ve kurulan çadırları kaldırmasını istedi. Yaşanan arbede sırasında göstericilerin çadırları yakıldı. Dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olan FETÖ firarisi Ramazan Emekli, "göstericilere ait çadırları yakmaları için zabıtalara talimat verdiği" gerekçesiyle yargılandığı davada, "görevi kötüye kullanmak ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması" suçlarından 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla gün boyu Taksim bölgesinde gruplar yeniden toplandı. Polis, uyarılarına rağmen dağılmayan grupları, biber gazı ve tazyikli suyla dağıttı. Göstericiler de barikat kurarak taş, sopa, molotofkokteyl, ses bombası, sapan ve bilye olmak üzere çeşitlişekillerde polise karşılık verdi. Tencere tava eylemleri olarak bilinen ülke geneline yayılan toplumsal olaylar için de çağrılar yapıldı ve ülke genelinde her gün devam edecek eylemlerin fitili ateşlendi.
Yüzleri maske ile kapalı göstericiler, hükümet karşıtı sloganlar atarak, güvenlik güçlerine kaldırım taşı, soda şişesi, taş ve sapanlarla saldırdı. Tarihler 9 Haziran’ı gösterdiğinde; Taksim Dayanışma Platformu tarafından Taksim Meydanı'nda geniş katılımlı miting düzenlendi, mitingde "Her yer Taksim her yer direniş", "Yaşasın Halkların Kardeşliği" ve "Hükümet İstifa" sloganları ile terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan ve örgütün sözde bayrakları açıldı. Polis araçları yakılıyor, TOMA’lar ters çevriliyor, güvenlik güçlerine molotofkokteyli fırlatılıyordu. Gezi’nin aktörleri “Biraz daha direnirsek Hükümet devrilecek” mesajları atıyor, ağaç bahanesiyle terör estiriliyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grubunda 11 Haziran'da Taksim Gezi Parkı eylemlerine katılanlara çağrıda bulunarak, "Oradaki tüm eylemcilerin, tüm göstericilerin büyük fotoğrafı görmelerini, oynanan oyunu anlamalarını, samimi olanları, özellikle oradan çekilmeye davet ediyorum. Kendilerinden bunu bir Başbakanları olarak bekliyorum." dedi. İstanbul'da başlayan ve ülke geneline yayılan olaylarda 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılmaz hale geldi. Ayrıca 326 iş yeri, 201 araç tahrip edildi, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağı yakıldı. İstanbul Taksim başta olmak üzere birçok kentteki esnaf da eylem nedeniyle kepenk kapattığı için zarar gördü. Olaylarda, 697 güvenlik görevlisi yaralanırken, polis memuru Mustafa Sarı şehit oldu. Olaylar sırasında Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Berkin Elvan, Ahmet Atakan hayatını kaybetti. "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "mala zarar verme", "nitelik yağma", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi", "kasten yaralama", "ağırlaştırılmış yaralama" ve "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" suçlarından yargılanan Osman Kavala'nın, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldığı karar sonrası aynı kirli ruh sahneye çıktı.HDP’yi de yanına alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu adliye önünde tehditler savurdu! Haddini her alanda aşan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Gezi Parkı davasının karara bağlanmasının ardından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı isim vererek açık açık tehdit etti: "Kavala özgürdür. Tarih önünde Recep Tayyip Erdoğan mahkûm olacaktır, hesap verecektir. Ant olsun, ant olsun, ant olsun." dedi. Sokak hareketi ile hükümeti düşürmeye çalış, yak, yık, devlete karşı her türlü örgütlenmeyi sağla finanse et, içinde ol. Kamu malına milyonlarca zarar ver, milyar dolarlık ekonomik zarar ver, sonra mahkeme ceza yağdırınca böğüre böğüre bağır, tehdit et. Milletimizin oylarıyla seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanımızı hiç kimse tehdit edemez, ettirmeyiz.
Bu ülkeye düşmanlık etmekten ve her türlü ihanet şebekesine destek vermekten başka hiçbir işi olmayan Özgür Özel; bizde sana açık açık diyoruz ki…And olsun! And olsun! And olsun! Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, bayrağına, bölünmez bütünlüğüne, ezanına, milletine, milletinin iradesine, misakı millîsine tasallut eden her kim ola diktiği gözü oyacağız, uzanan kolu kıracağız, dokunan eli keseceğiz, uzatılan dilini kopartacağız, kaldırdığı başı gövdesinden ayıracağız bilesin…Son söz GEZİİHANETTİR