Gıda Krizi Yalanı

.

Son zamanlarda yatıp kalkıp dünyada gıda krizi olacağını söyleyen yetkili yetkisiz insanlara rastlıyoruz. Ülkemizde bu güne kadar en kötü günlerimizde dahi gıda krizi yaşanmamıştır. İkinci dünya savaşı sırasında kendini büyük parti diye gösterme çabasındaki beceriksiz CHP ve onun diktatörlüğe soyunan başkanı güya milli şef ismet İnönü ve onun zamanındaki komünist rusya bolluk içindeki ülkelerine gıda krizi yaşatmada dünya çapında takdir edilecek bir başarıya! imza atmışlardır. Rusya buğday deposu Ukrayna çiftçisinin bütün ikazlarına rağmen kasıtlı ekim politikası ile bu günkü nüfusa oran ile yaklaşık 8 milyon Ukraynalının ve Türkistanda ki nüfusun yüzde altmışına yakının açlıktan ölmesine sebeb olmuştur. Aynı yıllarda büyük! Şef ismet İnönü de milletin elindeki buğdayı zorla alıp, depolarda çürüterek kendi eli ile bir kıtlık yaşatmıştır.

Son Ukrayna rusya savaşının sürmesi için Amerika ve ingilterenin büyük çabalarını görüyoruz. Ukrayna bu ülkeler adına bir vekalet savaşı yürütüyor. Ukrayna kendi davasında haklıdır. Fakat Avrupa ve Amerika bu savaşı bitirecek görüşme ve sulh yollarından ziyade ellerine geçen fırsatı değerlendirme peşindedirler. Ukrayna ve Rusya savaşı beklenenden daha uzun süreceği belli oldukça, küresel güçlerin başka yalanları devreye girmeye, aşı krizinden yeni çıkan ülkelere şimdide bir gıda krizinin kapımızda olduğu fikri pompalanmaya başlamıştır. Bu tür söylemlere balıklama atlayan muhalefetimiz ise, yıllarca yalan üzerinden yaptıkları kirli çalışmalara bu sefer ülkemizinde gıda krizi ile karşı karşıya olduğunu ileri sürerek insanların beynini bulandırmaya başlamıştır. Bu söylemlere hemen inanmaya hazır kitleler ise mal bulmuş mağribi gibi önünü ardını düşünmeden bu fikrin peşine takılmışlardır.

Muhalefet ülkemize büyük katma değer kazandıran ithal buğday ile çalışan un ve makarna gibi ürünler için sürekli iktidarı buğday ithal ediyoruz, ekmiyoruz, kendimize yetmiyoruz, oysa biz herşeyi kendine yeten ülke idik yalanları ile kirli bir propaganda yürütüyordu. Şimdi küresel yalancıların bu yalanlarına atlamış onlar ile beraber ülkemizde bir kıtlık olmasada olsun diye uğraşır olmuşlardır. Türkiye her şeyi ile kendine yeterli buğdayı her zaman üreten bir ülkedir. Fakat ithal edilen buğday kendi ihtiyacımız için değil, katmadeğerli ürünler yapıp tekrar satmak için olduğunu söylemekten iktidarın dilinde tüy bitmiştir. Üstelik bizden kat ve kat zengin ve kalkınmış ülkelerin hiç birisinin her türlü gıda ürünlerini kendisine yeter üretmeside söz konusu değildir. Bir çok ülke bu yönden başka ülkelerin gıdasına muhtaçtır. Çin ve hindistanın büyük üretici olduğunu söyleyenler bu ülkelerin nüfuslarının ihtiyacını zor karşıladığını bilmezler. Başta Japonya olmak üzere gelişmiş ülkeler her türlü gıda ürününü ithal ederler. Yüksek teknolojili ürünlerini ihraç ederek başka ülkeleri kendi çiftçisi gibi kullanırlar.

Gıda krizi söylemlerinin ülkemde son zamanlarda seslendirilmesinin ardında yatan gerçek ise, Türkiyenin nerede ise yüz yıldır kendisine söylenen kalıpları kırmasının yattığı açıktır. Merhum menderesin demir çelik fabrikası kurmak istemesi üzerine, Amerikalı yetkilinin ne işiniz var sizin demir çelikle, siz küçük bir zıraatçı milletsiniz, gidip tarlanızı ekiniz diye hakaret ettiğini ve bunun üzerine Rusya ile anlaşan menderesin ülkemize ilk demir çelik fabrikasını kazandırdığını ve bu işi yapmasının bedelini Amerikan uşağı CHP  ve güya Türk subaylarının eli ile idam olduğunu her kes biliyor. Son on beş yıldır Türkiye yüksek teknolojili makine,  motor ve silahlar üretmeye ve bunları satmaya başlamıştır. Oysa Türkiyeye biçilen rol, tonlarca buğday, fındık v.s üretmesi ve bunları kamyon kamyon satıp, yerine avuç ile birkaç teknolojik ürün almasıdır. Bir kamyon gıda verip bir bilgisayar aldığımız günleri özleyen Hristiyan batı, şimdi bu ürünleri kendilerinden daha güzel ve daha ucuz üretmemizden rahatsız olup, tarlalarda alın teri dökerek hamallık yaptığımız günlerimize dönmemizi istemektedir.

 Bu günlerde kime mikrofon uzatılsa yetkili yetkisiz, elin adamından duyduğu yalan ve dolanlar ile ülkemizde şimdi yok ama, bu gidişle gıda krizi kapımızda yalanını seslendirmektedir. Olmayan ve asla olmayacak bir gıda krizini ülkemizin yaşaması için nerede ise dua edecek muhalefette bu söylemleri yaymanın peşindedir. Dünyanın sahibi olduğunu zan edenler ve onların içimizdeki uşakları çatlasın dursunlar. Bir gıda krizi olacak ise bunun sebebi olarak üretimi değil, israfı görmeyenlerin yaşatacağını hatırlatmak isterim. Eğer yüreği kaldıran var ise, kıyı boyunca binlercesi çalışan 5 yıldızlı otellerimizdeki başka ekmek israfını ve diğer israfı görsünler. Ülkemizde çöplerde en çok bulunan gıdanın ise ekmek olduğunu bilmeyen yoktur. İhtiyacından fazla aldığı ekmeği bayatlayınca çöpe atan güya müslümanlar, gerçekten bir gıda krizi yaşayacaklar ise sebebi sadece ve sadece israftır.

Ekmek için satılan un, hükümet tarafından sübvanse edildiğinden dolayı  oldukça ucuzdur. Bir çok akademisyen ekmeğin ucuzluğunun israf edilmesindeki en büyük etken olduğunu söylemişlerdir. Ekmek fiyatları biraz artınca ortaya atılıp feryat edenler yalancıdır. Çünkü ekmeğin bir değeri olmadığından fakir zengin her kes çöpe ekmek atmaktan imtina etmemektedir. Bu israfı  yapanlarda biz ekmeği atmıyoruz, hayvanlara verilmesi için kapıcı ile toplatıyoruz diye kendilerini kandırıyorlar. Hayvan her türlü yiyeceği olduğu gibi yiyen bir mahluktur. Oysa insan bir yemek için uğraşır ve büyük emek verir. Bu kadar emek verilen bir yiyecek ise hayvana verilir ise israfın dik alası olur.

Yatıp kalkıp ülkemde bir gıda krizi çıkarmak isteyenlere inat, her kesi ekmeğe değer vermeye. Kırıntıları parmakları ile toplayıp yiyen, ekmeği yere düştüğünde kaldırıp öpüp başına koyan ecdada hürmet ve onlar gibi olmaya davet ediyorum. Her şey Rabbimin rızası içindir vesselam.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri