(Merhum Üstad Hayati Vasfi Taşyürek’e İthaf)
Çamaşırhane 'donnuk' bulaşık yeri 'cağ'
Maviye 'gö' beyaza 'apbağ'
Çatısız eve 'dam' üstünde 'loğ'
Zehire de 'ağ' derler bizde
Köpege 'it' yavrusu 'enik'
Kediye 'püsük' katıra 'görük'
Kabıza 'peklik' ishale 'ötürük'
Dam kenarına da 'süük' derler bizde
Kumaşa 'pırtı' iç çamaşıra 'don'
Atlete 'köynek' elbiseye 'fiston'
Duşa 'çimmek' salğına 'gıran'
Bakır tabağa da 'sahan' derler bizde
Kadın 'avrat'tır eşiyse 'gişi'
Nineye 'ebe' amcaya 'emmi'
Komşuya 'gonşu' halaya 'bibi'
Şimarana da 'şimrime' derler bizde
Zayıfa 'illengeç' balkona 'örtme'
Cimriye 'mırhız' kepçeye 'çomça'
Perişan 'sünepe' tepsiye 'sini'
Aileye de 'horanta' derler bizde
Patates 'kerto' camlar 'cıncık'
Sahura 'zöhür' çizğiye 'cızzık'
Tomruğa 'zomp' başörtü 'yâlık'
İzmarite de 'vızzık' derler bizde
Etli yemek 'sulu' çorbaya 'şora'
Patlıcana 'baldırcan' çöreğe 'kömbe'
Mısır ekmeği 'taptabu' döğmeye 'yarma'
Yoğurtlu yarpuza da 'toğa' derler bizde
Tavuk kuluçkada 'gurk' civcive 'cücük'
Mandaya 'camuz' yavrusu 'boduk'
İyiyse 'oflaz' ince bulgur 'setik'
Pamuğa da 'pambık' derler bizde
Lahana 'ilehana' limona 'leymun'
Ekşiye 'eşki' reyhana 'ırahan'
Helvaya 'halva' nadasa 'velhan'
Mal gübresine de 'akmun' derler bizde
Tahta terlik 'habbap' karşı söz 'çemkirme'
Süt-yoğurt 'ağartı' tencere 'kuşgana'
Yük aracı 'geçgele' taklit 'ökünme'
Kamuoyuna da 'el-âlem' derler bizde
dert deyince 'marat' tuvalet 'hacet'
Sırt çantası 'gazan gabı' ele muhtaç 'muhanet'
Feraceye 'ızar' rezil olmak 'malamat'
Hevesi kaçınca da 'sıtkım sıyrıldı' derler bizde
Sulu aşa 'lepe' gölgeye 'duluk'
Saf adam 'pehlül' dişiye 'gancık'
Kümese 'tünek' çürüğe 'uluk'
Sebze yerine de 'avarlık' derler bizde
Baklavaya 'paklavu' elmaya 'alma'
Sıcak 'ısıcak' küçük baltaya 'çalta'
Yabancı 'yadırğı' mısır lepesi 'basta'
Buğday ölçeğine de 'silme' derler bizde
Dişi ata 'kısrak' böceğe 'böcük'
Birdahaya 'galan' doğruya 'essah'
Naneye 'yarpuz' giyeceğe 'esbab'
Çocuk severken de 'ırık-tombak' derler bizde
Çuvala 'seklem' fark etmeye 'teh düşmek'
Nemli tarla 'darbız' şerbete 'şirincelik'
Ondan sonra 'imi dime' tamamen 'bi demlik'
Ahır penceresine de 'temek' derler bizde
Karlı-pekmez 'garsambaç' çoban 'sığırtmaç'
Sıpaya 'kürrük' gübrede oynanan 'köküç'
Oklava 'oklâç' çeviren 'evreeç'
Pekmezli tatlıya da 'omaç' derler bizde
Mutfak 'ocaklı yer' yumurta “bıdık”
Şekli bozuk 'meymenetsiz' kadın küfrüdür 'yoluk'
Söz bilmeze 'elevetsiz' kiler 'zahralık'
Kızdırırsan da 'batasıca' derler bizde
Şimale 'guz' damada 'güvâ'
Boğulma 'bosukma' kaburgaya 'eyâ'
Gözetmeye 'kişifleme' sıkışınca 'gısıkma'
Canı sıkılınca da 'dışlığım gelmiyo' derler bizde
Mustafa’ya 'musduk' ayşeye 'anşa'
Garibana 'sefil' babaya 'ağa'
Dağların şahıdır ahh ! şu 'Binboğa'
Göksun’a da hep 'Gösün' derler bizde
Hasretin düştü de herşeyden ayrı
'Arı-sili' olmuşsa gamsızım gayri
Yazmakla bitiremem bu 'menşur' diyarı
'Gına getirme'den; dillen ! şahlan ! bari
Mustafa Coşkun KALE 08.03.2006
NOT:
- Halk bilimci, ağız, şive, lehçe üzerinde Türkiye de otorite olan,
Prof. Dr. Doğan KAYA' nın SÖZLÜK DESTANLAR kitabına seçtiği, aşık tarzı destan geleneğinde 27 şiir içinde Mustafa Coşkun KALE ' nin GÖKSUN LÜGATI şiirine de yer vermiştir .
- Ayrıca GÖKSUN LÜGATI, Dil bilimcilerin birçok bilimsel araştırma ve yayınlarında da, yer almıştır.