Malum kuzeyi ve güneyi ile Kahramanmaraş yollarında mekik dokuyoruz yıllardır.
Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü kadim dostum Sait Tahiroğlu ve kardeşlerinin kurduğu FEYME İNŞAAT’ın Elbistan şubesi açılışı nedeniyle Elbistan’daydım.
Çağdaş İş merkezine doğru yürürken telefonum çaldı. Arayan İGM üyesi Ahmet Canbolat idi. Hayırdır dostum diye lafa girdiğimde, sesi düğüm düğüm zor çıkıyordu. Ne var ne oldu dediğimde ise, Ömer Kösebalaban’ın babasının vefat ettiğini söyledi.
Yahu Ahmet Abdullah amca Umreye gitmişti diye ben söylenirken, Umre’de Medine’de vefat etti dedi.
Ne güzel bir ölüm değil mi?
Bir çok insan Peygambere (SAV) yakın olmak için oralara hicret edip, oralarda yaşarken ve orada ölmeyi arzu ederken, bizim bir tanıdığımız, dostumuz, ağabeyimiz orada hakka yürümüş ve o manevi yerde emaneti sahibine teslim etmişti.
Kardeşim olarak gördüğüm Ömer’i arayamadım. Şekerbank’ın Kahramanmaraş Şubesi Müdürü olan Selçuk’u aradım.
Ve Tahiroğlu’nun açılışında pek kalamadım.
Milletvekili Avni Doğan, Belediye Başkanı Durmuş Küçük ve kadim dostum Gazi Dedeler ile ayak üstü sohbet ettim.
Sayın Vekilden ve Tahiroğlundan izin istedim.
Afşin’e varmam gerekti. Sevgili dostumuz, ağabeyimiz, Afşin’in entelektüeli Abdullah amcamızın Gıyabi cenaze namazına iştirak ettik.
Ettik etmesine ama sevinç ile hüzün bir arada.
Ankara’da Avukatlık yapan Fatih, Ömer ve Selçuk’a baş sağlığı diledikten sonra yanımda yol arkadaşlarım olduğu için Kahramanmaraş’a döndük.
Pazar günü Abid Vanlı ve bir dost ile yeniden Afşin’e gittim.
Pazartesi ise can dostum, ağabeyim Serdar Erdoğanyılmaz ve yeğenim Yusuf Taş ile Ömer kardeşime tekrar başsağlığı dilemek için yine Afşin’e gittim.
Yani sevgili dostlar bir şeye bir şey sebep oluyor ve neredeyse bir yılın yarısını yollarda geçiriyorum.
Kahramanmaraş’ın can damarı olarak gördüğüm Göksun yolunda yol inşaatlarını görünce doğrusu müthiş bir keyif alıyor, yolun bir an önce bitmesi için dua ediyorum.
Bu yol tamamlandığında Kahramanmaraş’ın kaderinin değişmesine büyük katkı yapacaktır.
Doğu ve Güneydoğudan Ankara, İstanbul istikametine gidecek araçlar bu yolu kullanacaklardır.
Adana üzeri yol ile bu yol arasında 100 km fark vardır. Manzara ise bu yolda çok daha iyidir.
Bu yola bütün Kahramanmaraşlıların sahip çıkması gerekiyor.
Bu yolu sadece Göksun’a giden bir yol olarak görmeyiniz.
Döngel’de insanlığın ilk başlangıcına dair Direkli mağarasında bulunan eserler, Suçatına yapılan barajın manzarası, Tekir, yeni yapılacak olan 3.5 km’lik tünel ve en önemlisi ise Püren göletidir.
Püren göleti tamamlandığında o eşsiz manzara ortaya çıktığında burasının bir taplo gibi olacağını hiç hesaba katanınız oldu mu?
Trabzon’da ki Uzungöl Kahramanmaraş’a gelecektir. O bölgede turizm adına her şey var.
Bunun şimdiden planlanması gerektiğini düşünüyorum.
Ya Afşin’deki Eshab-ı Kefh?
Burayı şimdiki haliyle görmenizi isterim.
Yapılan restore ile müthiş bir görünüme kavuşmuş. Tertemiz tuvaletler, iyi bir park düzeni ile müthiş bir mistik atmosfer oluşturuyor.
Kapısından içeriye girdiğiniz andan itibaren manevi bir iklimi taa iliklerinize kadar hissetmeniz mümkündür.
Ve bu üç dince de kutsal olarak kabul edilen mekana sahip çıkmalıyız. Kahramanmaraş’ı bir tarih ve turizm kenti yapabilmek için mutlaka Eshab-ı Kefh’i sahiplenmemiz gerekiyor.
Bizde de bu eksiklik var.
Kahramanmaraş’ı üç köprü arasına mahkum eden anlayışı bir tarafa bırakarak Kahramanmaraş’ın tamamınız ne zaman sahipleneceğiz?
Bunu sağladığımızda Kahramanmaraş adeta gözümüzde bir cennet olacaktır.
Tarihi ve turizmi, kültürel dokularımızı, örf ve adetlerimizi, yemek kültürümüzü, sosyal yaşamımızı canlandırmak için Göksun yolu bir fırsattır.
Ve bu fırsatı iyi kullanalım.
Bu yönde bir uğraş ve çaba verelim.
Ve bu günlerin yakın olduğunu hissediyorum.
Yarın yakındır.
Biz görmeyebiliriz.
Ama çocuklarımız bunu görmeli.
Ve biz çocuklarımız için, geleceğimiz için bu uğraşı verelim lütfen!...
Sevgili Ömer kardeşimin şahsında Kösebalaban ve Afşinlilere baş sağlığı diliyorum.
Başımız sağ olsun.
Güle güle Abdullah amca!...
Mekanın cennet olsun!...