Gönül ve ruh dünyamızı aydınlatan büyüklerimizi unutmamak adına O zatların, miladi ve hicri tarihlerine göre; doğum ve vefat yıldönümleri geldiğinde hayatlarına dair kısa bilgileri derleyerek her Cumartesi günü bu köşede yazmaktayım. Bu hafta ki gönül dünyamızı aydınlatan mümtaz şahsiyetlerden bazıları:
ŞULE YÜKSEL ŞENLER
Fikir insanı Şule Yüksel Şenler, 29 Mayıs 1938 tarihinde Kayseri'de doğdu. 28 Ağustos 2019 da vefat etti. Yazı hayatına Yelpaze (1958-60) dergisinde yayımlanan bir hikâyesi ile başladı. Daha sonra, Gökhan Evliyaoğlu ve Peyami Safa gibi devrin ünlü isimlerinin bulunduğu Yeni İstiklal gazetesinde yazmaya başladı. Aynı dönemde resim ile müzik dersleri aldı. Ney ve kanun çalmayı öğrendi. İlk düşünce yazılarını, Faruk Nafiz Çamlıbel’in çıkardığı Kadın Gazetesi’nde (1961-63), “Duyuşlar-Görüşler” başlığı altında yayımlandı. Kadın olduğunun anlaşılması için, “Yüksel”in önüne “Şule” ismini ekledi. 1965'te tesettüre girdi. Anadolu’da verdiği konferanslarla ilk başörtüsü mücadelesini başlattı. Hakkında davalar açıldı hapis yattı. Bir dönem gençlerin elinden düşürmediği, Huzur Sokağı romanının yazarıydı. Roman daha sonra, İzzet Günay ve Türkan Şoray’ın baş rollerini oynadığı, “Birleşen Yollar” adıyla sinemaya uyarlandı(1970). Vefat ettiğinde 81 yaşındaydı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da cenaze namazına katılarak tabutuna omuz verdi. Eyüp Sultan Camii haziresine defnedildi.
PROF. DR. MUSTAFA KAFALI
Genel Türk tarihi ve kültürü alanlarındaki çalışmalarıyla bilinen, 1934 yılında Konya’da doğan, Prof. Dr. Mustafa Kafalı, 28 Ağustos 2019 günü, 85 yaşında hakka yürüdü. Nihal Atsız'ın öğrencilerinden olan Prof. Dr. Kafalı, Türk tarihine ışık tutan önemli çalışmaları hayata geçirmişti. Yüksek tahsilini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümünde yaptı. "Ötemiş Hacı’ya Göre Cuci Ulusu’nun Tarihi" adlı tezi ile doktor unvanını; "Altın-Orda Hanlığı’nda Sayın Han Sülalesi Devri (1227-1360)" adlı tezi ile doçentlik unvanını aldı. 1975-1977 ders yıllarında Bağdat Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde, davetli öğretim üyesi olarak tedrisatta bulundu. Profesörlük takdim tezi olarak sunduğu "Çağatay Hanlığı (1227-1345)" adlı eseriyle 24 Mayıs 1982’de bu unvanı aldı. Türk Tarih Kurumu üyesi olan Kafalı, İngilizce ve Rusça biliyordu. Hocaların hocası olarak bilinen Prof. Dr. Mustafa Kafalı Hoca, birçok öğrenci yetiştirdi. Ülke coğrafyamızda milliyetçi muhafazakâr insanların yetişmesinde önemli katkı sağladı.
NEYZEN AKAGÜNDÜZ KUTBAY
Akagündüz Kutbay, 17 Ağustos 1934 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Ney'e nefes veren, Sadreddin Özçimi, Arif Erdebil ve Yavuz Akalın gibi günümüz neyzenlerinin hocası, Hazreti Mevlana Anma Programlarının Neyzenbaşısı Akagündüz Kutbay, 1978 yılında Radyo'dan kendi isteği ile emekli olan ve son yıllarında tecrübi çalışmalara da ilgi duyan neyzen, 1979 yılında 27 Ağustos günü özel bir davette katıldığı bir radyo emisyonu öncesinde diğer sazlara akort için neva sesi verirken ağırlaşmış ve geçirdiği kalp krizi ile ruhunu teslim etti. Sanatçı Ahmet Özhan, rahmetli Akagündüz Kutbay'ın kâmil karakterli bir insan olduğuna dikkat çekerek onun bulunduğu yeri etkisi altına alan, öğrenmeyi çok sevdiği kadar paylaşarak öğretmekten hiç bıkmayan biri olduğunu, sokakta top oynayan çocukların arasına karışıp oynadıktan sonra onlara Ney üflediğini, ifade etmişti. Öğrencileri arasında rahmetli Eczacı Aslan İspir’in oğlu Av. Remzi İspir de vardı.
İMAM-I BUHÂRİ
Sahih-i Buhâri adıyla meşhur hadis kitabını yazan büyük hadis âlimi Muhammed bin İsmail veya tanınan ismiyle İmam-ı Buhâri, İslâm Peygamberi'nin (s.a.v.) vefatından 178 sene sonra dünyaya geldi 13 Şevval 194 (20 Temmuz 810) Cuma günü Buhara’da dünyaya geldi. Hadisleri halk içinden duyduğu ve kendi araştırmaları ile kaydetti. 300.000’den fazla hadîs-i şerîfi senetleriyle birlikte ezbere bilmekteydi. İmam-ı Buhârî, eğitimini tamamladıktan sonra, Mısır’dan Maveraünnehr’e kadar tanınmış ilim merkezlerinde hadis ve çeşitli İslâmi İlimler alanında dersler verdi. Kendisinden 70.000’den fazla talebe hadis dinlediği rivayet edilir. İmam Buhârî, Hicri 256 yılının ramazan bayramı gecesi, Semerkand’ın Hartenk kasabasında Hakka yürümüş ve ertesi gün (1 Eylül 870 Cuma) toprağa verildi.