Ülkemiz üzerinde bulunduğu konumdan kaynaklanan riskler nedeni ile farklı büyüklüklerde sarsıntılara sık maruz kalarak hakketmediği bedelleri ödemek zorunda kalmaktadır.
Birlik hamurumuza su taşıyarak toplumsal mayamızı bozmaya yeminli yerli yabancı o kadar çok beyni yıkanmış insanımsı yaratık var ki, düşmanlıkta gavurları aratmıyor. Her türlü malzemeyi bu amacı uğruna ulu orta piyasaya sürerek akıllara durgunluk verecek garabetlerin mucidi olmak için adeta yarışır haldeler.
Devlet başkanımızın son gezisi ile ilgili yazılı ve görüntülü basında söylenenleri hafızalarımızdan süzerek bu bakış açısına göre değerlendirdiğimizde demek istediğim aslında daha iyi anlaşılabilir.
Beklentilerin dışında olumlu gelişmelerden, ülkemiz adına memnun olunması gerekirken eften püften ayrıntıları büyük puntolarla servis ederek, büyük fotoğrafı karartma girişimlerinin tek amacı Tayyip düşmanlığından başka ne olabilir?
Ülkemiz son 20 yılda olması gereken yerlere doğru hızla yol alırken buna büyük oranda enerji sağlayan Başkanını devirmeye yeminli mihrakların son çırpınışlarını görünce tek kelime ile acıyor bu kadarına da pes diyorum.. Gaflet ve dalalette sınır tanımaz yamuk duruşlu yaratıkları gördükçe içim bir hoş oluyor. Kin ve nefret insanı helak olmaya götüren iki kötü duygu . Ülkemiz adına hayırlı olacak tüm olumluluklara kör ve sağır olmak ne kadar bahtsız bir kader .
G-20 liderler toplantısında Trump ile Ülkemiz heyetleri arası görüşmede kaydedilen bir fotoğraf karesi üzerinde kopartılan fırtınayı nasıl okumamız gerekiyor?.
Ülkenin ana muhalefetini heyecanlandıran bu kare fotoğrafın detaylarına baktığımda ,satılmak istenen algı ile hiçbir alakasının olmadığını görmemek için kör olmak gerek.
Her şey ayan beyan ortada olduğu halde ana muhalefetin bu açık gerçekliği meclis çatısı altında çarpıtarak , tüm dünyaya farklı servis ederek kendini rezil duruma düşürmesi gerçekten çok ama çok acı. Rezil olmanın da bir şerefi olmalı dercesine insanın gözünün içine baka baka bir fotoğraf üzerinden okuma üfleme yapmak hiçbir te’vil ile aklanamaz. Bu saatten sonra gelecek bir özür ise kabahatten büyük olur.
Ama hem kör hem sağır ve hem de dil lâl olunca acıma duygum devreye giriyor. Acıyorum . Acıyorum. Böyle giderse daha çok acıyacağım gibi.
İnsana düşmanlığın da bir sınırı olmalı. Vicdan denen ölçüt bir yere kadar deyip sonrasında dur demeli zekaya. Bu kadarı da olmaz diyerek insana nedamet duygusunu hatırlatmalı. Pişman olmalı. Yanlışında inadım inat dememeli.
Sağlıklı bir anlayış gerçek ile gerçek olmayanı ayırt ettirir. Anlayış marazlı olursa , işte o zaman sözün bittiği yere gelmiş oluyoruz. Ortada ne sağlık, nede sağlıklı anlayış kalıyor.
Bugünlük de bu kadar.
Kalın sağlıcakla