Otuz ay, altı gün önce, dünyanın gözü önünde İsrail askerleri, Gazze’ye insani yardım götüren Gazze Özgürlük Filosu ve Mavi Marmara Gemisinesaldırı düzenledi.Elinde silahı olmayan, amaçları sadece yardıma muhtaç insanlara el uzatmak olan yürekli insanlar hedef alındı. Aralarında İHH gönüllüleri de vardı, gazeteciler de, orada neler olduğunu görmek için gidenler de…
Ateş açılan yer, İsrail’in karasularının dışındaydı ve tasarruf hakkı yoktu.
Üstelik “diplomatik” yol denenmemiş, uyarılmamış, aylar önce gelecekleri bilindiği halde yetkililer “ne yapacakları” konusunda bir karara varamamışlar veya aldıkları karar, o iğrenç karardı.
Olayda, farklı ülkelerden 9 yardım gönüllüsü şehit edilmiş, 60 aktivist ise yaralanmıştı. Hem yaralılar, hem olayda yara almadan kurtulanlar bir süre esir edilmişti.
Bir anda dünyada tepkiye yol açan bu alçakça saldırıya rağmen, İsrailli yetkililer geri adım atmadı, özür dileme yolunu seçmedi, hatasını kabullenmedi.
Daha sonra iğrenç şekilde tazminat taleplerini gayri resmi olarak takdim etmeye çalıştı, ağızlarının paylarını aldılar.
O günden bu güne, İsrail, yapılan saldırının bir suç olduğuna yönelik “net” bir ifade takınmadığı gibi, küstah tavrını sürdürmeyi marifet bildi.
Bugün ise İsrail yargılanacak.
Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırıyla ilgili dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı RauAlufGabielAshknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı EliezerAlfredMarom, İstihbarat Başkanı AmosYadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı AvishayLevi’nin yargılanacağı davanın ilk duruşması bugün başlıyor.
Belki bu dünyada bir ilk...
Belki göstermelik…
Belki sonuca çok gitmeyecek, yargılanıp, suçlu bulunsalar bile, cezalarını çekecekleri yere teslim edilmeyecek, cezalarsa ödenmeyecek.
Ama dünyanın gözü önünde suçları tokat gibi yüzlerine vurulacak.
Aldıkları cezalar gıyaplarında tebliği edilecek.
İsrail, Amerika’nın şımarık çocuğu olduğu günleri de aşarak, bölgenin başına bela olan bir ülke durumuna geldi.
Filistinlileri, Filistin toprağında rahat bırakmadı, onlara zindan hayatı yaşatıyor, adeta açık bir cezaevine dönüşen topraklarda ne yeterince üretime izin veriyor, ne dışarıdan gelecek yardıma.
Kendi yağında kavrulmasına da müsaade edilmeyen Filistinlilere, bir lokma, bir hırkayı bile çok görüp, “dilediğinde öldürme” hakkı olduğuna inanıyor. O kadar iğrenç bir hale dönüşmüş ki, İsrailliler tarafından bile bu tutumları tepki görüyor.
Başa bela olmak, övünülecek bir şeymiş gibi davranıyor.
Kendilerini dokunulmaz, kutsanmış, özel sanıyorlar.
Hak yemeyi, zulmetmeyi, öldürmeyi haz ettikleri görüntüsü veriyorlar.
Eli kanlı İsrailli yöneticiler yüzünden, İsrail’de yaşayan vicdan sahipleri de rencide ediliyor, rencide oluyorlar.
Ve bugün Mavi Marmara gemisine saldırı düzenleyen veya emri verenler yargılanacak.
Türkiye’de ve birçok ülkede merakla takip edilecek davadan ne çıkar bilinmez, çıkacak olan karar ne oranda uygulanır, o da bilinmez.
Ama bilinen, bu davaya gözünü dikmiş, adaletin yerini bulmasını isteyen milyarlarca insanın olduğudur.
Çünkü had bilmez bir ülkeye, belki de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “oneminute” çıkışından sonra ilk kez had bildirilecek.
30 ay, 6 gün sonra yaptıklarının katliam olduğu, masum insanların canına kıyıldığı, insani amaçla yola çıkanlara, insanlık dışı muamelenin reva görüldüğü belirlenecek.
Belki, Filistin’de insanların nasıl bir durumda olduğu bir kez daha gözler önüne serilecek.
Hepsi bu…
Sonrası şimdilik muamma…
Bu davaya ve karara İsrailli yöneticilerin sıcak bakmadığı ama ürktüğü de bir gerçek.
Bir başka deyişle önemsemiyor gözükseler dahi, bu dava onları terletecek bir davadır.
Davanın kendisinden çok, bırakacağı etkiyle dünya kamuoyu önünde bir kez daha lanetlenmeleri, bir kez daha gözden düşmeleri ve küçüldükçe küçülmeleridir.
İsrail’in korkusu bu, adalet isteyenlerin beklentisi ise davanın sonucu…
Her ikisi de yerli yerince olmayabilir.
İnfazı mümkün olmayan bir karar, yüzleri kızarmayacak bir suçlama çıkabilir.
Bir başka deyişle de göstermelik bir dava, göstermelik bir kararla nihayetlenebilir.
Ama gösterecek bir şeylerin olması, haklılığının ispatlanması, suçun sabit görülmesi, cezanın belirlenmesi de yetecektir.
Gazze’de yaşanan insanlık dışı tutuma kayıtsız kalmayan, yüreğinde insan sevgisi olan o insanlar, yattıkları yerde belki daha rahat olacaklar.
Yaralı olan, İsrail’de esir tutulan diğer yardım gönüllüleri ise haklılıklarını dosta düşmana duyurmuş olacak.
Bunlar az şeyler değil; göstermelikse de bu dava gösterilmeli!
Twitimden seçmeler
Bir ülkenin çalışanı ve emeklisi zor durumdaysa, o ülkenin ekonomik başarısından söz etmek asla mümkün değildir.