Nefislerimiz için zor bir soru. Geldi gelecek diye beklediğimiz günler ne kadar da hızla geçti. Elimizi çabuk tutalım. Nerede ise gitti gidiyor.
Mükafatının özel olarak verileceği garantisine rağmen günlerimizi nasıl değerlendiriyoruz sorusuna verdiğimiz cevaplardan başlayarak kendimizi çek etmeye ne dersiniz?
Oruç , bedenimizi maddi olarak temizlerken, ruh dünyamızı da yeniden formatlıyor . Bir taraftan açlık duygusunu yaşarken diğer taraftan paylaşma, diğergamlık ,verme gibi nefislere zor gelen yönlerimiz biz farkında olmadan temizleniyor .
Yediklerimizi içtiklerimizi daha zevkli hale getirerek yaşamamıza olumlu anlamlar katıyor .İçinde yüzdüğümüz nimetlerin kadrini kıymetini bilmemizin kapısını aralıyor.
Kanaat ,her şartta ölçülü hareket, fabrika ayarlarına dönme fırsatını da bu günler sayesinde herhangi bir bedel ödemeden elde edebiliyoruz.
Öfke ,şiddet, doyumsuzluk ,hayvani ve şeytani duygularımızın azalması yaşadığımız topluma artı katkılar sağlıyor. Toplumsal olaylar ,kavga ,gürültü ,patırtı gibi zaaflı yönlerimizde ciddi azalmalar yapılan bilimsel çalışmaların bariz sonucu.
Oruç , bizleri eşrefi mahluk olarak yaratan Rabbimizin emri olduğu için tutulmalı . Açlığın, susuzluğun insanı öldürmediğini , duygusal fakirliğin, kibir, cimrilik,enaniyet, kızgınlık gibi kötü huyların insanlığı bitirdiği gerçeği bugünler sayesinde daha iyi anlıyoruz aslında.
Bir çok semtimize oruç gelmiş mi ? Anlamak mümkün değil. Bu kadar zayıf ve bir o kadar da aciz olmamıza ve ona muhtaçlığımızın karşılığında vaad edilen rahmet ve mağfiretin pik yaptığı bu günleri değerlendirememek nasıl bir duygu doğrusu merak ediyorum..
Oruç tutunuz sıhhat bulursunuz sahih hadis-i şerifine rağmen bir çok insan basit hastalıklarını bile oruç tutmamak için kullanabiliyor . Bazı meslektaşlarımızın ulu orta oruçla ilgili verdiği fetvaları da kaynağını araştırmadan can simidi gibi değerlendirerek bedava dağıtılan sağlık iksirinden mahrum kalabiliyor. Bu nasıl bir aymazlık Allahım. Bu ne garip bir çelişki?
Ramazan ikliminden sağanak olarak yağan rahmet, bereket ve mağfiret ile yıkanmak ve bayrama temiz ak ve pak olarak kavuşmak varken, nefis ve şeytanın hilelerine kapılarak kaybeden olmak bizi utandırmayacak mı? Sıcak yaz günleri bu kadar zenginliği kazanmamıza engel oluyorsa vay halimize.
Şeytanın hileleri bizi sırat-ı müstakimden ayırmasın. O bize değil her yönden biz ona muhtacız. Bunu anlamamız için illa dünyamızı mı değiştirmemiz gerekiyor?
Yol yakınken ve fırsat hala elimizde iken kıralım zincirleri. Mükafatını vereceğini vaad eden Rabbimiz vaadinden dönmez. Bugün kazandıklarımıza yarın muhtaç olacağız. O günler gelmeden fırsat elimizde iken haydi dostlar biraz gayret.
İnanmak ve iman etmek bizi her türlü müşkülden koruduğu gibi sıcak yaz günlerinde tuttuğumuz oruçlarda açlık susuzluk gibi basit bahanelerden bizi korur. Yeter ki niyetimiz samimi olsun. Seneye geç olabilir.
Bugünlük de bu kadar .Kalın sağlıcakla