Bir hafta daha geride kaldı. Mecrasını bulan ve denize kavuşmak isteyen ırmak misali insan yaşamı da her gün bir ayrı heyecan, bir ayrı umut ya da bir ayrı sıkıntı ile geçip gidiyor işte!...
Zamanı durdurmak ya da zamanı geri getirmek kimsenin gücünün yetmeyeceği gibi kimsenin haddini de değil.
O halde gündelik yaşamımızı cennete çevirmek ye da etrafımızla birlikte cehenneme çevirmek de kendi elimizde.
İnsan nasıl düşünürse öyle yaşar.
İnsan yüreğinde sevgi varsa ve etrafta olan her şeye pozitif bir bakış açısı getirirse, çevresi ve kendisi mutlu bir yaşam sürer.
Yokluklar, sıkıntılar, hüzünler olmasaydı mutluluğun değerini ve anlamını bilir miydik?
Geçen haftada iki şey çok hoşuma gitti.
Birincisi; Belediye Başkanı Mustafa Poyraz’ın Aksu mahallesinde iki kız çocuğunu kucağına alarak onları içten sevmesiydi.
İkincisi ise Mehmet Fiskeci abimizin kurduğu ve kent yaşamında bir eksikliği gideren KİMLİK Gazetemizin ikinci kuruluş etkinliğiydi. Pınarbaşında sevgili kardeşimiz Cengiz Kamalı’nın işletmeceliğini yaptığı tesislerde yapılan etkinlikte bir çok dostumuzu görme imkanı bulduk. Hoş ve güzel bir akşam geçirdik.
Benim için çok özel bir yere sahip olan Mehmet Fiskeci’ye Kimlik ailesine nice mutlu yıllara diyorum.
Sevgili Bekir Doğan kardeşimiz son iki yazısında Kahramanmaraş’ta Güzel İnsanlar adı altında şehrimizde farklı meslek dalında gaaliyette bulunan isimleri gündeme getirmekte ve bazı özelliklerini de bizimle paylaşmaktadır.
Güzel bir yazı serisi.
İlk yazısı geçen haftada en çok okunan 5 köşe yazısı arasında yer aldı.
Sevgili Yener Atlı’nın Kahramanmaraş’ı tanıtma adına ortaya koyduğu ya da önerdiği proje ile ilgili yetkililerin sessizliği devam ediyor. Aslında bana göre de güzel bir projeydi. Uygulanması Kahramanmaraş’ı tanıtma noktasında büyük faydası olacaktı diye düşünüyorum.
Bu arada Ak Parti grubundan Kimlik Gazetesinin etkinliğine katılımın olmamasını doğrusu yadırgadım. En azından çiçek gönderilmiştir diye düşünmüştüm. Ama TBMM Başkanvekili Sayın Nevzat Pakdil ile Ak Parti İl Yönetim Kurulu üyesi İsmail Bildirici’nin çiçeği gelmiş.
Siyasetçi ve Gazeteci iç içe ve birlikte olmak zorunda olan iki kurumdur.
Demokrasinin gelişmesi adına siyaset kurumu ile medya kurumu olmazsa olmazların başında gelir.
Bir yayın organı ya da bir gazeteci her hangi bir siyasi partiyi değil o partide politika yapan bireyin birine yönelik yaptığı eleştiri diğerlerini bağlamamalıdır.
Siyasetçiler böylesi bir yanılgıya düşerse yanlış yaparlar. O yanılgıya düşen siyasetçinin siyasi ömrü çok kısa olur.
Bunun bir örneğini şimdi Kahramanmaraş’ta bir partide yaşıyoruz ve yakında yaşayacağız.
Umarım Ak Parti Teşkilatında böyle bir yaklaşım olmamıştır. Olmasına da ihtimal bile vermek istemiyorum.
Buna rağmen böyle bir düşünce varsa; şunu unutmayalım: Keskin sirke küpüne zarar verir!...
Bu memlekette yaşayan bir birey olarak bir basın mensubu olarak kentimin gelişmesi adına iktidar partilerine verdiğimiz destek ortadadır.
Ancak verilen bu destek burada siyaset yapan insanların sorgulanmaması gerektiğine de gelmemelidir.
Şimdi İlçe ve İl uyumludur.
Bundan sonra mazeret değil hizmet bekliyoruz.
Bundan sonra küskünlük değil, kırgınlık değil, top yekün kucaklama bekliyoruz.
Ve bunu da sevgili İl Başkanı Fatih Erkoç’dan bekliyoruz.
Erkoç’dan beklentilerimiz var hizmet adına.
Ben ümitliyim.
Ben Fatih Erkoç’a güveniyorum.
Güzel başlangıçları her Kahramanmaraşlı gibi benimde istemem ve beklemem gerekiyor.
Güzel günlerde görüşmek üzere!..
Her şey gönlünüzce olsun….