Ben Kahramanmaraş’ ı yazmayı seviyorum. Anlatmanın ve anlamanın olanaksızlığını zaman zaman hissetsen de.
Kahramanmaraş benim için yalnızca bir şehir değildir. Yaşamayı, yaşatmayı seçtiğim şehirdir.
Hayatımın aşkını tanıdığım, mücadele ettiğim, çocuğumu büyütmeyi seçtiğim şehirdir.
Binlerce yıllık tarihinin yüz yıla sığdırılması ile beklenen patlamayı yapacağını umduğum şehirdir.
Ben Maraş ı bir meyveye benzetsem, hiç şüphesiz üzüm derdim. Kabarcık üzüm derdim. Tane tane en güzel şıraların ondan yapıldığı, yalnızca tanıyanların zevk aldığı..
Ben Maraş ıma bir eşya desem.. hiç şüphesiz anahtar derdim.. Öyle çok sır var ki kapalı kapaklar arkasında.
Mesela bir yemek desem Maraş, tatlı diyemem, tuzlu diyemem, acılı ekşili bir şey olmalı, hani krize girdiğinde mutlak bulunup tadına bakılması gerekenlerden…Kuru dolması gibi…
Hani derler ya “İnsan Maraş’a geldiğinde ağlar, giderken ağlar” işte ona istinaden ağıt derim.. Eğer bir müzik seçimi yapsa idim onun adına.
Zaman bulsam yakıştırmacada, her zaman derim, ne sabah ne akşam ne de tan ne de kış ve ne de güz.. Hepsi var çünkü,,
Bu şehir de herkes aynı kalır, bıraktığın gibi, dışarı çıkar okur, çalışır insanlar ama döndüklerinde aynı kalır.. Hamuru küçük olunca ekmeği küçüktür ama bilmezler en güzel baklava en inceden olur.
Bir çiçek olsa benim gözümde papatya.. Neden? Kendine hastır o, kendiliğinden yetişir, zararsız ve çok güzel kokar.
Bir hayvan olsa, kedidir gözümde. O sizi sahiplenir, eğer isterse onun sahibi olmak zordur.
Bir ağaç olsa hiç şüphesiz zeytin. Tabi biraz anavatanı olmasından kaynaklı da olsa hem uzun ömürlü hem periyodiziteli.
Duyguya döksem adını, alçakgönüllülük derdim. Bunca vereceği varken sessiz sakin oturan.
Ev tipi seçsem.. Asırlık köşk, ama restorasyon ihtiyacı var.
Meyve desem sert kabuklu bir şey seçerdim. En lezzetli bademlerden cevizlerden. Tadına bakabilmen için eline birkaç çekiç darbesi alacağın.
Sır derdim, gizem derdim ama aleni diyemezdim hiçbir zaman.
Hayat ucuz derdim, her yere zamanında ulaşmak derdim, güven derdim.
Eğer bir doğa olsaydı da Maraş onu herkes bilir. DELİ POYRAZ….