1974 yılında Ankara’da üniversite okuyan solcu gençlerin bir bölümü “Demokrat Yüksek Öğrenim Derneği” adıyla bir dernek kurarlar. Bu derneğin kurucuları arasında Abdullah Öcalan da vardır. Öcalan daha sonra “Kürdistan İşçi Partisi” ismiyle yeni bir örgüt kurar. 1978 yılında bu örgütün ismi PKK olarak değiştirilir.
Öcalan tarafından kurulan bu oluşum, Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde yaşayan vatandaşların Türk olmadığını, ayrı bir ırk olduğunu savunur. Bu ırkın Türk devleti tarafından sömürüldüğünü, dil ve kültürünün asimile edildiğini savunarak, Türkiye’nin doğu ve güneydoğu Anadolu bölgelerini içine alacak şekilde Suriye-İran ve Irak toprakları üzerinde bir devlet kurmayı hedefler. Kurulması düşünülen devletin ismi Kürdistan’dır.
Sözüm ona Türkiye’nin dostu olduğunu ilan eden birçok devletin desteğini alan, vatanı ve milleti bölmeye çalışan bu hain örgüt 1978 yılında silahlı eylemlerine başladı. Örgüt üyesi eli kanlı hainler yaklaşık 40 seneden beri eylemlerine artırarak devam ediyorlar. Büyük-küçük demeden, Türk-Kürt demeden asker-sivil demeden can almaya, kan dökmeye devam ediyorlar.
Hiç bir konuda bir milli duruşumuz olmadığı gibi PKK ile mücadele yöntemlerinde bir milli duruş sergilenemedi. İktidara talip olan kitle partileri (DYP, CHP, ANAP, AKP) Kürt oylarını düşünerek yer yer mücadele yöntemlerini gevşettiler. REFAH Partisi ve lideri rahmetli Necmettin Erbakan ise işi din kardeşliği noktasına taşıyarak; “siz dağa taşa; ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazarsanız birileri de; ‘Ne Mutlu Kürdüm Diyene’ diye yazar” diyerek adeta PKK’nın ekmeğine yağ sürdü.
Bazı konularda ters düşseler bile aynı kaynaktan beslenen ve Sayın Erbakan’ın yanında yetişen Sayın Erdoğan da iktidarının büyük bir bölümünü Erbakan gibi düşünerek geçirdi. Analar alamasın diyerek iyi niyetle başlatılan çözüm sürecinde okullarımızdan ‘andımız’ kaldırıldı. Devlet kurumlarının tabelalarından TC’ler söküldü. Dağdaki eşkıyaların ellerini kollarını sallayarak sınırdan içeriye girmelerine müsaade edildi. Teröristlerin Hapur da toplanmalarına, zafer naraları atmalarına, davullu zurnalı şenlik yapmalarına müsaade edildi. Hapur’a seyyar mahkemeler kurduruldu. Doğu illerinde yapılan mitinglerde vatandaşlar Kürtçe selamlandı. Diyarbakır da Barzani ve Şivan Perwer’in elleri havaya kaldırıldı. Bebek katilinin İmralı’daki yaşam koşulları iyileştirildi. Nevruz töreninde bebek katilinin bildirileri okutuldu. Dolmabahçe de PKK’nın uzantısı HDP ile mutabakat bildirisi bile imzalandı. Daha neler neler yapıldı…
7 Haziran 2015 Milletvekili seçimlerinden sonra hükümet yetkilileri çözüm sürecinin bir işe yaramadığını gördüler ve bu süreci sona erdirdiler. Son Bakanlar Kurulu, MGK ve terörle mücadele konusunda devletin zirvesinde yapılan toplantılarda çarpıcı tespitler yapıldı. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında Beştepe'de yapılan ve Genelkurmay ve MİT'in brifing verdiği toplantıda, "Terörle mücadelede kaynağın kurutulması ve PKK'nın bitirilmesi konusunda devletin ilgili kurumları hiç bu kadar odaklanmamıştı ve bu sona bu kadar yaklaşılmamıştı" değerlendirmesinde bulunuldu.
Değerlendirmeye katılmamak ne mümkün. Bu vatan bu hainlerden temizlenene kadar hem siyasi hem silahlı mücadele devam etmelidir. Ancak askerlerimiz ve polislerimizin daha iyi korunması adına daha ciddi tedbirlerin alınması da göz ardı edilmemelidir.
FETÖ VE PPK
Şeytanın bile aklına gelmeyecek ne kadar ihanet varsa hepsini uygulayarak vatanı ve milleti bölmeye çalışanlar aynı ihanetin aktörleridir. FETÖ terör örgütü büyük ölçüde çökertilmiştir. Hükümetin PKK’yı bitirmek için aynı kararlılıkta olduğunu da biliyoruz. Sıra PKK’ya geldi diyebiliriz. Suriye topraklarına giren Mehmetçik sınır boyunca ilerlemeli ve ısrarla söylediğimiz güvenli bölgeyi oluşturmalıdır. Sınır hattındaki IŞID teröristlerinin temizlenmesi yetmez. Sınır hattımızdaki PKK uzantısı PYD ve YPG unsurları da mutlaka temizlenmelidir.
Bu süreçte şehit olan yavrularımıza Cenabı Allah’tan af ve mağfiret diliyoruz. Bu evlatlarımız bizlere de şefaat edecektir. Yakınlarına sabırlar diliyorum. Gazilerimize şifalar ihsan etmesi için Cenabı Hakka dualar ediyorum. 40 yıldan beri gerek FETÖ mensuplarını gerekse PKK ihanet şebekesini koruyan, kollayan ve besleyip büyütenleri cezalandırması için Rabbime niyaz ediyorum.