İstiklal Marşı’nın esası Hakk’a tapan millettir. “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli” mesajıyla Atatürkçü Cumhuriyetin uyuşmadığı ortadadır. Millî Mücadele sırasında Müslüman Türk milletinin şahsında bütün İslâmları ifade ediyor. Cumhuriyet ise, Atatürk ilkeleriyle kurgulanmış ulus devleti temsil etmekle malûldür.
İstiklâl Marşı, Türklerin hâdimi olduğu İslâm milletinin değerlerini anlatır: Ezan ve Hakk’a tapmak. Bu mefhumlar İslâmların fethettiği ve iskân olduğu yer mânasına gelen “vatan” anlayışını da taşır. Cumhuriyetin gayesi ise Kemalist ideolojiyle Allah’ın varlığını devlet ve toplum hayatından çeken laikçi devlet düzenidir.
“Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl” mısraında “Hak” kavramı iki mânaya gelir. İlki, Allah mânasındadır ki devlet ve millet, kurallarını O’na (c.c.) göre düzenler. Diğeri, İslâmî mânada adalet ve hukuktur. Cumhuriyet devleti ise laik olduğu için “Hak” kavramı yoktur. Atatürkçü Anayasanın koyduğu Batılı laik hukuk vardır.
“Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!” ve “Şu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli” mısralarında İslâm ve şeriatın olduğu bir vatandan bahsedilir. Atatürkçü devlette ise İslâmî düzen yasaktır. Ayrıca “şehadet”, ezanda geçen “Eşhedü en la ilahe illallah Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah” mânasına gelir ki, Cumhuriyetin kurucusu bu mânanın ihtiva ettiği bir düzeni “redd-i miras” ettiği gibi, ezanın okunduğu câmileri bir müddet vazifesini yapmaktan cebren alıkoymuştur. Bunun yanında “Allah’a inanmadığını, ilk devirlerde insanların korkudan ürettiklerini” ve Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’ın “Bir çöl bedevisi olduğunu, vahiy denilen metinleri Muhammedin manzum olarak yazdığını” söylemiştir.
İstiklâl Marşı'nda “bayrak” Müslüman milletin dinî inancıyla bütünleşen semboldür. Laik Cumhuriyette ise, İslâm’la bağlantısı olmayan “nation” karşılığında sekülerlik taşıyan “ulusal” bir semboldür. Cumhuriyetin kurucuları, İslâmî mânası olan ay yıldızlı bayrağı, mavi zemin üzerine bozkurt resmi olan lâ-İslâmî bir bayrakla değiştirmek teşebbüsünde bulunmuştur. Bundandır ki İstiklâl Marşı mânasınca bayrak anlayışına sahip değillerdir.
İstiklâl Marşı’nda “millet'' kavramı, İslâm’ı yol olarak tutan toplum mânasına gelir. Cumhuriyet devletinde ise Atatürk ilkeleriyle oluşturulan seküler “ulus” mânasındadır. Dolayısıyla aralarında tamamen mahiyet farkı olan İstiklâl Marşı ile Atatürkçü Cumhuriyetin uyuşması mümkün değildir.
D. Mehmet Doğan, “Câmideki Şair Mehmed Âkif” kitabında, laik devlete laik bayrak, laik marş gerek diyor: “Türkiye’nin bin yıllık Müslüman geçmişini yok etmek elbette mümkün değildir. Böyle bir ihtimali hiç varit görmüyoruz ama, son günlerde dillendirilenlerin (28 Şubat darbesinde İstiklâl Marşı’na yapılan saldırıların) sonuca ulaşması hâlinde artık o devletin bayrağı ‘ay yıldızlı al bayrak’ ve marşı kesinlikle ‘İstiklâl Marşı’ olmaz! Eğer hedef böyle seçilmişse, bu harekatı yönetenler alternatif bayrak ve alternatif marş da düşünmüş olmalıdırlar.”
İstiklâl Marşı’ndan Atatürkçü gençlik çıkmayacağına göre, “Atatürk ilkelerine bağlı bireyler yetiştirmek için Cumhuriyetin ruhuna uygun bir marş lâzım. Bu marşın Onuncu Yıl Marşı olabileceğini” söylüyor. Hattâ “Dağ başını Duman Almış Marşı da olabilir” diyor adı geçen kitabında.
Teklif ettiği bu marşlar laikçi-pozitivist Cumhuriyet anlayışına da son derece uygun. Çünkü bu marşlar “ruhaniyet ve mâneviyattan yoksundur.” Kanlı inkılâpları ve mâneviyat düşmanlığıyla var olan Atatürkçü Cumhuriyetin yapıp ettiklerini öven bu iki marş en münasibidir. “On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan / Başta bütün dünyanın saydığı Başkumandan” mısraları zaten Cumhuriyetin propagandasını yapıyor.
“İslâm dili” ile yazılan İstiklâl Marşı, vatan-ı İslâmiyye üzere mücadele eden milletin ruhuna uygun bir marş olarak kıyamete kadar kalacaktır. Onuncu Yıl Marşı’nın ise, “Hakk’a tapan milletin” hilafına İngilizlerin telkiniyle ilân ettirilen Kemalist Altı Ok Cumhuriyetinin marşı olabileceğini söyleyebiliriz.
D. Mehmet Doğan da Atatürkçü aydınlara bunu tavsiye ediyor: “İstiklâl Marşı’nı bırak, Cumhuriyet Marşı’na bak!” Onun, adı geçen kitabından öğreniyoruz ki, 28 Şubat döneminde bu tavsiye tutmuş ve darbecilerin bir numaralı destekçisi Çölaşan nâmıyla bilinen ve “Hakk’a tapan millet” düşmanlığında irtifa kaydeden azılı Atatürkçü gazeteci, “Onuncu Yıl Marşı’nın Cumhuriyet Marşı olması gerektiğini” söylemiş. Atatürkçülük kütüğüne kaydı sağlam olan bazı aydınlar (aydın, Batılı düşünceden aydınlanan demektir) bu görüşü tasdik etmişler ve böylece “İstiklâl Marşı’nı ortadan kaldırmak için bir adım atılmış.”
Hâsıl- kelâm, “Hakkıdır Hakk’a tapan milletim” diyen ve gayr-ı laik olan İstiklâl Marşı, Atatürkçü Cumhuriyetle asla uyuşmadığı gibi onun antitezidir.
(Habervaktim.com)