BENCİLLİK bana göre çok kötü bir duygu. Hani tadında yaparsın ya. Bencilliği de tadında yapabilmeyi başaran insanlar, günlük yaşamında da başarılı bir grafik ortaya çıkarırlar.
SALT yaşamını ise bencillik üstüne kuran insanlar ise bir süre sonra yapayalnız kalırlar.
Ne bir dostu kalır, nede kapısını çalanlar.
Bu tip insanlar son dönemde, bencilliklerini bertaraf etmeye çalışırken, konuştuğu kişilere iyilik yapıyormuş gibi, akıl veriyormuş gibi, yardım ediyormuş gibi bir görüntü vermeye azami özen gösterirler.
Bunlara muhatap olan insan bir süre ne iyi dostummuş diyerek sevinir. Fakat bir süre sonra bunların hepsinin dümen olduğunu bu öğüdü kendine verenin, kendini sürekli kullanmaya çalıştığını fark ettiğinde, ya iş işten geçmiş olur. Ya da yeter artık diyerek; bu dostluğa nokta koyar.
**
KAHRAMANMARAŞ- GÖKSUN YOLU
Allah var, bu yolun başlamasına sebep Vali Niyazi Tanılır'ın Özel İdare bütçesinden ödenek ayırarak ilk kazmayı vurmasıdır.
Kim ne derse desin, kim ne konuşursa konuşsun, Sayın Tanılır bu ilk kazmayı vurmasaydı belki de Göksun yolunda bu denli hızlı bir inşaat çalışması ortaya çıkmazdı.
Gelelim şu tünel öykümüze,
Bu yolda ilk önceleri mevcut var olan yolun yanına genişletme yapılarak duble yol haline getirilmesi anlayışı oluşmuştu.
Bir gün Fatih Erkoç, - Göksun yoluna tünel yapılmalı bu fikrimi Sayın Nevzat Pakdil ile paylaştım. O da sıcak baktı, araştıralım dedi demişti.
İlk önceleri bunun hayal olduğunu düşünmüş ama bu konuyla ilgili bir kaç haber ve köşe yazısı da yazmayı ihmal etmedim.
20 Kasım Salı Günü Bakan Sayın Yıldırım'ın tünel temel atma proğramını takip ederken bu tünelin Aslanbey çifliği yakınlarında başladığını ve 500 metre içeriye girdiğini biliyordum.
Aynı şey Kurucuova'da da başlatılabilseydi belki bu gün 500 metre de oradan girilirdi.
Yapılan tören Tünel'in çıkış aynalarının yapıldığı törendi. Yani oradan daha tünelde kazma işlemi başlatılmamıştı. Buna da sebep o köyde ki bazı sorunlardı.
Vali Sayın Kocatepe'nin de araya girmesi ile bu itilaf çözülmüş ve inşaat başlamıştı.
Bu tünellerin DPT'den geçmesi, ödenek ayrılması, projelendirilmesi gibi konuları birebir Sayın Nevzat Pakdil'in takip ettiğini ve zaman zaman bizleri de bilgilendirdiğini biliyorum.
Yapılan her önemli gelişmeyi Sayın Pakdil bize bilgi vermiş ve bizlerde bunları haberleştirmiştik.
Bir şeyin hakkını teslim etmemiz gerekiyorsa, dönemin valisi Niyazi Tanılır ve Milletvekilimiz Nevzat Pakdil'e teşekkür etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
O dönemde Sayın Pakdil'in ısrarlı takibi bu gün bize bu yolu kazandırdı.
Bu arada yolun standartının iyi olması noktasında Karayolları inşaat sorumlusu Ahmet Eskalen'in de hakkını inkar etmemek gerek. İyi çalışıyor, takip ediyor...
O günlerde sevgili dostum Serdar Erdoğanyılmaz'da tüneller ile ilgili 2010 yılında yazdığı yazı dikkatimi çekmişti, hakkı teslim noktasında...
Emeği geçenleri yürekten kutluyorum...
**
VE ABİDİN DOĞANAY
Kuzey ilçelerimizde şairlik ve ozanlık adeta babadan oğula geçen bir gelenek gibi.
Değerli dostumuz Abidin Doğanay Kahramanmaraş'ta sadece İnşaatçı, Müteahhit olarak bilinir. Oysa iyi de bir şairdir.
Babası merhum Musa emmi Elbistan'da ve Afşin'de iyi bir şair olarak bilinmesinin yanı sıra iyi de bir inşaatçıydı. Yaptığı minareler, camiler ve bunlara verdiği emek hala konuşulur.
Öyle bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Abidin Doğanay ise babasının hem şairliğini hem de inşaatçılığını aldı.
Mehmet Fiskeci dostumuzun çıkardığı gazete ve sitesinde de haftada bir defa şiir yazan Doğanay'ın bu haftaki şiiri de tam damardan bir şiir olarak çıkıyor karşımıza...