“Demokrasi” için “halkın kendi kaderini tayin ettiği sistem” olarak dile getirilir. O halde halk ilk defa kendi özgür iradesiyle; kendine hizmet edecek Cumhurbaşkanını seçmek için 10 Ağustos 2014 tarihinde sandığa gidecek.
Şu anda;
Ülkeyi 12 yıldır idare eden ve her seçimde oyunu artıran Başbakan Tayyip Erdoğan, İKT eski başkanı Ekmeleddin İhsanoğlu (CHP ve MHP adayı) ile BDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanı seçilmek için Türk Milletinden oy isteyecekler.
**
Bir gazeteci olarak her zaman en iyi darbe iktidarı yerine en kötü sivil iktidarı savunan biri olarak, atamayla bir yerlere gelen insanlara hiç sıcak bakamadım. Milletin yaptığı tercihe, ben beğenmesem bile saygı gösterdim. Çünkü demokratik kültür bunu emreder.
Ülkemizde neredeyse 200 yılı aşkın bir süredir devam eden statükocu anlayış ve iktidar paylaşımını kabullenmeyen jakoben zihniyet hiçbir zaman demokrasiyi savunmamıştır. Demokrasiye sahip çıkmamıştır. Bunun adı aydın olabilir, gazeteci olabilir, akademisyen olabilir, asker olabilir, vatandaş olabilir. Gayrı safi milli hasılanın paylaşımında üst tabaka olarak kaymağı yiyen bu kadro, seçilmişlerin sürekli kendilerine biat etmesini ve kendi çıkarlarına hizmet etmesini isterler.
Hatırlanacağı gibi 1979 yılında TÜSİAD gazete ilanı ile hükümet düşürmedi mi? Merhum Ecevit Başbakan olduğunda bu zenginler fabrikalarında ürettikleri ürünleri pazara sunmak yerine depolarına çekince, ülkede “yokluklar” yaşanmıştı. 250 gram şeker 100 gram çay aldığımız o günleri ne çabuk unuttuk?
Bunda “sermaye” dediğimiz o elit tabakanın mevcut iktidarı istememesinden başka bir sebebi de yoktu.
**
Bu gün “köprünün altından çok sular aktı”
Bu gün toplumsal gelirin % 95’ini alan bu kaymak tabaka, iktidarları değiştirecek gücü kendinde bulamıyor.
Eski güçleri olsaydı mevcut Ak Parti iktidarını kapatma sürecinde tarihin tozlu sayfalarına tıkarlardı.
Bu gün Kahramanmaraş’ta binlerle ifade edebileceğimiz zenginimiz vardır. Dünün çırçırcıları bu gün birer holding haline gelmişler İstanbul dükalığına isyan bayrağını açmışlar, dünyanın her yanına giderek ürettiklerini satmakta ve ülkeye katkı yapmaktadırlar.
200 yıldır bu milleti soyan, kendi yönetme hakkı vermedikleri bu millet ilk defa kendi kaderini tayin etmek üzere sandığa gidecektir.
**
Türkiye 10 Ağustos 2014 seçimleriyle birlikte yeni bir sürece girecektir. Korkak, ürkek, çekingen, kendi ürettikleri korkularıyla baş etmekten uzak bir ülke yerine kendi coğrafyasında söz sahibi olmak isteyen bir ülke konumuna gelecektir.
“Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar değerli” diyen çeşitli entrikalarla bu ülkenin iktidarını elinde tutan bu güçler, bu tarihten sonra bir kalelerini daha kaybedeceklerdir.
10 Ağustos 2014 tarihi sadece bir Cumhurbaşkanlığı seçimi falan da değildir. Ya tekrar o elit tabakanın egemenliğine girecek ya da o esaret zincirini kırıp atacaktır.
Ben bu seçime bu şekilde bakıyorum.
**
Geçmişte Merhum Turgut Özal’ı çok sevmiştim. Millete ufuk ve hedef koyuyordu. Şimdi de uzun adam aynı şeyi yapıyor.
2023, 2071 gibi bizler için tarihsel önemi olan tarihler ve hedefler.. Korkuyla bir yere varılmayacak. Korkunun ecele de faydası yoktur.
Bu şerefli millet tarihten günümüze baktığımızda ilk 30 yılda devlet ikinci 30 yılda da imparatorluk kurmuş bir millettir.
Bu yüce Türk milletini kardeş kavgaları ile mezhep kavgaları ile birbirine düşürmeye çalışanlar dün olduğu gibi bu günde hezimete uğrayacaklardır. Bu milletin genetiğinde olan milli mefkureler, değerler 100 yıllık uyutmadan sonra yeniden gün ışığına çıkıyor.
Benim korkak ve pısırık Cumhurbaşkanım olacağına yürekli, deli dolu bir Cumhurbaşkanım olsun…
Bunun içinde bu millet kime oy vereceğini çok çok iyi biliyor ve ilk turda da bunu sonuçlandıracaktır.
**
1 Ağustos 2014 Cuma günü saat 15.00’de Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Tayyip Erdoğan Kahramanmaraş’a gelerek, halka hitap edecektir.
Yaptığım küçük bir ankete göre ise Kahramanmaraş’ta halkın Tayyip Erdoğan’a teveccühü % 75 civarında olur diye tahmin ediyorum…
**
Her şey bir yana da, Milletimizi geleceğe, aydınlık geleceklere taşıma noktasında hangi aday hayırlı olacak ise Allah onu başımıza getirsin. Bizim istememiz değil, Allah’ın dilemesi ve Milletimizin hayrına olanı istememiz en doğru olanıdır.
Bu duygular içinde 10 Ağustos Devlet Başkanlığı seçimlerinin yüce Türk milletine, İslam ümmetine hayırlar getirmesini yüce Allah’tan niyaz ederim.