İmam Hatip Lisesi birinci sınıf öğrencisiydim. Kur’an-ı Kerim hocamız, sınıf yoklamasından sonra “herkes Kur’an-ı Kerim kitaplarını çıkarsın, sıradan okutacağım. Konuşan, dinlemeyen, takip etmeyen olursa döverim…” dedi.
Ön sıradan okutmaya başladı, birkaç kişi okuduktan sonra, hoca benim arkadaşla konuştuğumu görünce sert bir tavırla:
-Kapanoğlu söyle bakalım, arkadaşın hangi durağa geldi?”
Ben gayet sakin bir şekilde, sayfanın alt taraflarından bir durak göstererek:
-Hocam ben “yuginûn” durağında bekliyorum, daha gelmedi, dedim.