Uzun bir süredir devam eden, yaklaşık 15 aydır da gittikçe şiddetlenen saldırılarla hayatın yaşanmaz/çekilmez hale geldiği Gazze’de nihayet ateşkes oldu.
Nihayet umutların gömüldüğü, yarınların karardığı, hüzün kokan, acı tüten, hasret dolu Gazze’de yüzler gülecek. Mescidi Aksa’da ezan, çocuklarda kahkaha sesi duyulacak. Kim bilir, belki suskun dünyaya sırtını dönen Hanzala’nın gülüşünü bile görebileceğiz.
Dünyanın her yerinde savaş kolay başlamaz ama mazlumların yaşadığı her yerde en kolay başlayan savaş olur, en zor gelen de barış.
Bu defa da öyle oldu, geç geldi barış. Masum ve mazlumların kanı üzerine, canı üzerine geldi ama sonuçta içimiz burkulsa da, yüreğimiz yansa da, kaybettiğimiz canların hüznü içimizi dağlasa da bir ateşkes oldu.
Kuşkusuz bunun birçok sebebi, birçok aracısı, birçok siyasi amacı var. Buna ekonomik, insani, vicdani..gerekçeleri de koyduğunuzda, barış değil ama ateşkes olması, kanın akmaması, ateşin sönmesi, kavganın bitmesi, acının dinmesi, yaranın kabuk bağlaması için o kadar çok sebep sayarız ki, ama birisi hep galip gelir; masum bebelerin gülen yüzü…
Şu bir gerçek ki, dünyanın her yerinde, beyinsiz liderlerin cezasını masum insanlar çeker.
Savaşı, hep çıkarı olanlar çıkarır; hiçbir sorumluluğu olmayanlar ölür, acı çeker, yerinden ve yurdundan olur.
Savaşın mağdurları olan masum insanlar, neyi varsa bırakır gider. Yanına hayallerini de, özlemlerini de, umutlarını da, kaygılarını da, korkularını da, sevdalarını da alıp gider.
Sonra bir yerde mülteci olur, farkında olmadan, niyetlenmeden…
Bir türlü insan ve Ensar olamayanların kin ve nefretinin tam ortasına düştüğünü çok geç anlar.
Böyle bir ortamda Ensar olanların vicdanı, merhameti, sevdası, dostluğu, iyiliği ve sıcaklığı hayata tutundurur.
Kuşkusuz hepsi bir imtihandır; savaşı çıkaranın da bir imtihanı var, savaşın mağdurlarının da bir imtihanı var, savaşı uzaktan izleyenlerin de bir imtihanı var.
Mağdur ve mazluma bakış da bir imtihandır; itiş de bir imtihandır, kakış da bir imtihandır.
Ateşi söndüremeyen bizlerin en azından buğzetme, dua etme, tepkisini ortaya koyma imtihanı da var.
Lider olmanın da, vatandaş olmanın da bir imtihanı var.
Dünya bir imtihandır, sınavın sonunda kazananı belirleyecek olan yüce Mevla’mdır, parası olan, gücü olan, kini ve nefreti olan değil.
Bugünden sonra Gazze’yle ilgili çok şey söylenecek.
Çok şey yazılacak, çok şey ince eleyip sık dokunacak.
Herkes birisinin yenildiğini, birisinin yendiğini söyleyecek.
Dualardan bahsedilecek…
Ve bir ebabil semalarda uçuşacak ve zalimleri can damarından vuracak ve ahı kalmayacak hiçbir masum bebenin, hiçbir masum insanın.
Sonra sebepler tartışılacak, sonuçlar ortaya konulacak, neticeye bakacak birileri, birileri de figüranlarla uğraşacak.
Dünyada hep zalimler oldu, olacak da ve bir de dünyada zalimleri koruyan büyük zalimlerin zalimi oldu, olacak.unların başında gelen Amerika, yine o masum tavrını takınacak.Demokrasiden, barıştan, haktan, hukuktan, adaletten dem vuracak.Kendisi bile inanmayacak ama inandırmak için inanmış görünecek.
Amerika’nın bölgedeki çıkarı, Ortadoğu’nun hep yeniden, bir daha yeniden dizayn edilmesinden dem vuracaklar.
Türkiye’nin özellikle bölgedeki gücü konuşulacak.
Suriye’deki zulmün son bulmasından sonra, Gazze’deki kanın durmasının kaçınılmazlığından bahsedilecek.
Ortaya bir harita çıkaracaklar ve kesecekler ve biçecekler ve düzgün bir hat çizecekler ve ortaya kusursuz sandıkları yeni yeni sınırları belli küçücük, minicik, bir lokmacık, yenilir, yutulur ülkeler kalacak, navigasyonu da ona göre ayarlayacaklar.
Ekonomiden bahsedecekler; boykotun getirdiği ve götürdükleri bir bir ortaya konacak.
Siyasi aktörlerin, bir sonraki seçimle ilgili kaygı, korku, telaş vebaşarıları ele alınacak.
Kendi çöplüğünü temizlemekten aciz olanların, başka çöplükleri temizleme niyetleri konuşulacak.
Kendini anlamayanların, dünyayı anladığını anlatacak ve kendilerinin anlamadığını bizim anlamamızı isteyecekler.
Ve bütün bu karmaşada, her bir köşeden çocuklar çıkacak, koşacak, gülecek, ağlayacak ama yaşayacaklar…
Nefes alan, koşan, gülen, ağlayan, sevinen, kahkahalar arasında bir yerleri acıyan, bir yerleri kanayan Hanzalalar.
Ve hayat Gazze’de devam edecek, bütün acımasızlığıyla, bütün acısıyla, bütün sancısıyla ve geride bıraktığı on binlerce yürek burkan hikâyesiyle…
Olsun be!
Bir Hanzala’nın gülüşü, bütün zalimlerin böbürlenişine değer!