Öncelikle şunu belirteyim ki, biraz geç oldu ama Sayın Mehmet Taş Bey’in İstanbul ziyaretinde bize zaman ayırıp tanışma fırsatı yarattığı için kendisine çok teşekkür ederim. O gün sevgili arkadaşım Asuman Soydan Atasayar ile birlikte Kadıköy’de güzel sohbet eşliğinde kendisi ile tanışmış olduk.
Hayat öyle garip ki, hele de son zamanlarda ardı kesilmeyen şehitlerimiz. Doğuda yaşanılan olaylar. Masum insanların yaşadıkları zorluklar vs. derken üzüntüler, çaresizlikler. Bir tarafta da yaşadığın güzellikler.
Çok şahit olmuşumdur aynı apartmanda hem cenazenin olduğu hem de düğünün olduğuna. İşte bu kadar garip bir hayatın içinde, bir taraftan üzülürken diğer tarafta mutlu olaylara sevinerek yaşıyoruz.
Yoğun günler geçirdiğim için yazım birazcık gecikti sanırım. Yoğun olduğu kadar tatlı bir yorgunluk da oldu elbette ki.
Bir tarafta Ankara’da yeğenimin düğününün, diğer tarafta oğlum Burak’ın mezuniyet töreninin aynı tarihe denk gelmesi, beni nasıl bir karar vermem gerektiğine oldukça zorladı. İkisi de benim için çok önemli ve anlamlıydı. Birine karar vermem gerekiyordu. Kararsızlık da daha kötü bir durum, baktım olmayacak oğlumun okul müdürüne mesaj yoluyla durumumu izah ettim. Sağ olsun Zinet Hoca sen düğüne git, babası törene gelsin, dedi. Bu durum karar vermemi sağladı ama yine de içim buruk şekilde Ankara’ya gitmeye karar verdim.
Mezuniyet ve kep törenine İlköğretimden mezun olduğu zaman katılmıştım. Bir anne için oldukça gurur verici bir olay aslında. Ama bu sefer o duyguyu uzaktan yaşamaya çalıştım resimlerini görerek. Duygulandım ve göz yaşlarıma hakim olamadım. İnşallah üniversite mezuniyetinde yanında olmak nasip olur.
Yeğenimin de düğün töreninde olmalıydım. Teyze demek anne yarısı demek değil midir? Eğer gitmeseydim çok daha üzülecek ve kendimi affetmeyecek idim. Oğlumun da anlayışı ile o güzel anlarında yanlarında bulundum. Oldukça güzeldi. Önce Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu şahitliğinde nikah kıyıldı. Damada öğüdü ‘’evde hep susma hakkını kullan” geline öğüdü “adil yargılama hakkını damattan esirgeme” şeklinde temennide bulundu. Gelin hanımımız avukat olduğu için durumuna uygun espri yaptı. Nikah merasimi bittikten sonra düğün devam etti.
Evlilik ciddi bir müessese, bir de karşılıklı aşk, sevgi ve saygı olursa mutlu olmamak için hiçbir neden yoktur. Yeter ki iki gönül bir arada olsun.
Sevgili Yeğenim Ahmet Özlü ve sevgili eşi Deniz Onmus Özlü çiftine ayrıca evlenecek tüm gençlere sonsuza denk mutluluk diliyorum. İnşallah Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyet’e sahip çıkacak evlatlar büyütürler.
Canım oğlum Burak Yaman’dan en önemli gününde yanında olamadığımdan kendisinden tekrar özür diliyor, üniversite sınavında hem oğluma hem de tüm gençlere başarılar diliyorum.