Kişisel gelişim uzmanlarının, altı doldurulmamış, uçuk kaçık, gazlama cümlelerini sevmiyorum. Birçok sözleri havada kalıyor. Hayat ile çelişiyor.
Kendi hayat tecrübelerimden yola çıkarak, hayata değer katacak 20 madde hazırladım.
1-Bil ama bazen bilmiyor gibi davran:
Bilgi sahibi: sorumlu olan, sorumluluk alan kişidir. Kişi bilgi sahibi olduğunda, önünde farklı ufuklar açılır.
Çoğu bilgi sahibi de, kibir denizinde boğulmuştur.
Bilin ve bildiğinizi paylaşın. Kişi bildiğinden mesuldür.
Ancak ağzı kapalı sürahiye su doldurmayın.
Fakat cahilin cehaletini kabul etmeyenin karşısında, bildiğinizi çokta göstermeyin. Cahili yenmek çok zordur. Bazen cahilin karşısında susmak, bilmiyor gibi davranmak evladır.
2-Seni sevmeyene sevgi göster. Sevmeyen ya durulur ya öfkesinde boğulur:
Bazen düşmanı alt etmenin yolu, düşmanın yaptığı işlerin tersini yapmaktır. Unutmayın “kötülük her kişinin karı, iyilik er kişinin karıdır”
Buradan kasıt herkese mavi boncuk dağıtmak ya da polyonacılık değildir. Karşının ayarları ile oynamaktır.
3-Feraset sahibi ol, görmeye çalış, ama bazen görmemezlikten gel:
Bazen gözler yanıltıcı olabilir, yüreğinle görmeye çalış.
Birçok defa kurduğum bir cümle var: "kişinin ne söylediğine değil ne kastettiğine bak. Üzüm suyu diyerek kimisi sirkeyi; kimisi şarabı kasteder."
Kusurlar ve yaralar insanları olgunlaştırır. Her yapılan hataya takılma. Hatalar ve yaralar insanları olgunlaştırır. Deruni bakış açısı kazan ve arka planları okumaya çalış.
Hataları gözünde büyütme. Bazı hataları görmemeye çalış. Çıkaracağın derslere bak.
4-Maraton koşmak dengeli koşmaktır. Hızlı koşup çabuk tükenme:
Bizler, toplum olarak, işlere çabuk ve hızlı başlar; çabuk yorulur, çabuk bıkar, çabuk bırakırız. Maraton koşanlar uzun koşsalarda, parkur koşucularından daha az yorulurlar.
5-Polyanacılık yapma! İyi geçinmek her şeyi onaylamak değildir:
İyi olmak, iyi geçinmek güzeldir. Fakat her yapılan muameleye güzellikle yaklaşmak doğru değil. Herkese mavi boncuk dağıtmak, yanlışların çözümlenmesini engeller, kötüyü güçlendirir ve her yaptığını meşru görmesini sağlar.
6-Yağmur sağanak tehlikeli olabilir. Ancak sonunda rahmette vardır:
Her olumsuzluk, hayatımıza olumsuz olarak yansımaz. Bazı olumsuzluklar kişiyi terbiye eder. Güzel yerlere, dikenli yollardan gidilir. Afet bir felakettir ama aynı zamanda terbiye edicidir.
7-Hayatın sonunda, öleceğinizi bilin:
Ölüm en önemli terbiye biçimidir. Dünyanın geçici, insanın ölümlü olduğunu bilen birinin zulüm yapma olasılığı daha azdır. Çevrenizle barışık yaşamak istiyorsanız, fani olduğunuzu bilin. Firavun ’un zulüm yapmasının en temel sebeplerinden biri de, kendisinin ölümsüz olduğuna inanmasıdır.
8-Ara sıra doğaya kaçın:
Hayatın koşuşturmacası içinde insan zihni, bedenden daha çok yorulur. Zihnin dinlenmesi için ara ara mavi deniz, yeşil orman, çiçeklerle bezenmiş yayla ve şırıl şırıl akan ırmak kenarlarına gidin.
Doğa da özellikle yalın ayak yürüyün. Elektriğinizi boşaltın. Yeşilin ve mavinin olduğu yerde derin derin nefes alın.
9-Geçmişe bakın, ibret alın; ancak geçmişe bağımlı kalmayın:
Geçmişten örnek ve ibret alın. Ancak geçmiş zaman hikâyeleri ve yaşanmışlıkları içerisinde boğulmayın. Geçmiş gelecek kıyaslaması yapar iken hayatın değişkenliğini göz önünde bulundurun. Eskinin güzelliklerini bugünün yenilikleri ile kıyaslamayın.
10-Öfke anında beş dakika oturun:
Birçok cinayetin ve kavganın sonuçları, ilk beş dakikada ortaya çıkar. İlk beş dakika sabır edip, öfkesini dizginleyen çoğu zaman selamete çıkmış ve öfkesinin kurbanı olmamıştır.
Anlık öfke ile yapılan davranışlar, ömrünüze mal olabilir.
11-Sırrınızı paylaşacak dostlar edinin:
Eskilerde psikolog yoktu. Ancak insanların sırrını paylaştığı dost ve akrabaları vardı. Çoğu zaman bu dost ve akrabalar, dertleri dinler, problemleri çözerlerdi. Bugün günümüzde psikoloğa giden insan sayısının artmasının sebebi stres olduğu kadar, problem çözecek dostların azlığıdır.
12- Sesli kitap okuyun, sesli düşünün:
Bazen yüksek sesi, yararlı hale getirip, zararlı sesi de ortadan kaldırabilirsiniz. Çok gürültülü bir ortamda iseniz ya da hiperaktif çocuklarınız var ise, ara ara sessiz ortamda kaldığınızda sesli kitap okuyun, sesli düşünün. Böyle yapmanız, sesli olan ortamlara çabuk adapte olmanızı sağlar.
13- Bindiğiniz uçağın düşmek üzere olduğunu hayal edin:
Anlık hırslarınızdan, yüklerinizden kurtulmanız için ölümü hatırlayın. Ölümü zihninizde canlandırın. Son saniyeleriniz olduğunu hissedin.
Hayatının sonuna gelmiş bir insan etrafına zulmeder mi?
"Sizin en hayırlınız, ölümü çokça ananınızdır" demiştir Allah'ın resulü.
14- Evinizde bitki yetiştirin:
Yapılan araştırmalarda evlerinde çiçek, gül, nane, fesleğen gibi çeşitli bitkiler yetiştirenlerin ruhsal olarak daha sağlıklı olduğu ortaya konulmuştur.
Yeşilin insan bünyesinde bir rahatlama sağladığı, çiçeklerin kokusunun, insana huzur verdiği bilinmektedir.
15- Mümkün olduğunca doğal beslenin, yeşil çay için:
Atalarımız: “sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur” demiştir. İnsanın zihnen gelişmesinin de sağlıklı vücut ile olacağını biliriz. Son dönemde çok fazla para kazanma hırsı, yapay gıdaların artmasına sebep oldu. Doğal olan gıdaların bakımı zor ve maliyeti yüksektir. Birçok firma şekerin çok fazla pahalanmasından dolayı, ürünlerinde glikoz kullanmaktadır.
Yeşil çayın sinirleri gevşettiği bilinir. Özellikle ofis ortamında yeşil çay bulundurun.
16- Dostlarınıza zamansız sürpriz hediyeler alın:
Zamansız alınan hediyeler, dostlarınızı daha çok mutlu eder. Çünkü özel günlerde herkes hediye alıyor. Siz özel günlerin haricinde aldığınız hediye ile dostlarınıza önem verdiğinizi göstermiş olacaksınız.
Hediye, kalbi yumuşatır; kişilere değer verildiği izlenimi verir.
17- Huzurun lükste olmadığını bilin:
Birçok ünlü, lüks evlerinden uzaklaşıp, karavan gezisi yapıyor ve doğada çadır kamplarına gidiyor.
Ünlüler ve zengin olan kişiler, niye bu kadar lüksün içinde doğal yaşam alanlarına gidiyorlar?
Çünkü doğa huzurun adresidir.
18: Ara ara elektronik araçlardan uzak durun:
Günümüzde bazı elektronik araçların kullanımı kaçınılmazdır. Hem işlerimizi kolaylaştırıyor, hem de zamandan tasarruf sağlıyor.
Ancak insanı bedenen ve ruhen yoran araçların en önemlileri, elektronik araçlardır. Gözü yorar, zihni yorar, bedeni yorar.
Elektronik araçlar, bazen beden işçiliğinden daha fazla yorgunluk verir. Ya da daha ağır sonuçları olur.
19- Sıla’yı rahim yapın:
Kalabalıklar arasında insan, nasıl ruhsal bunalımlar yaşıyorsa, bireysel yani yalnız yaşadığında da ruhsal bunalımlar yaşayabilir. İnsan insanın zehiri olduğu gibi aynı zamanda şifasıdır.
Bir zamanlar psikolog bilinmezdi. Çünkü sıkıntılarımızı paylaştığımız dostlarımız, komşularımız ve akrabalarımız vardı. Onlar dert dinler ve sorun çözerlerdi.
20 -Hesap sorun ama intikam hırsına kapılmayın:
Son dönemde bazı akımlar, insanı Züht ve mistik bir hayatın içine çekti.
“İnsanı sevin ama kızmayın, bağırmayın.” gibi hümanist bir anlayış ortaya konuldu. Bu tavır yanlıştır. İnsan sevmeli sevilmeli. Yeri geldiğinde kızmalı, bağırmalı.
Eğer yeri geldiğinde bağırmıyor, hesap sormuyor, kızmıyorsanız suiistimal edilirsiniz. Kişilerin zalimleşmesine sebep olabilirsiniz. Hesabı sorulmamış her yanlış, doğru kabul edilmeye başlar.