Her ne kadar piyasa oyuncuları esnaf, tüketici v.s ile ilmine güvenilen bazı ekonomistler şiddetle itiraz edip " halkın hissettiği enflasyon en az açıklananın iki katı! " deseler de, geçen hafta mart ayı enflasyon rakamları açıklandı üretici fiyat endeksi (ÜFE) yıllık % 17.04 tüketici fiyat endeksi de (TÜFE) % 16.19.
İtirazlara rağmen açıklanan bu rakamlar bile her vatandaş gibi beni de derin bir üzüntü ve kaygıya sürükledi.
Açıklanan tüketici enflasyonun için de, son yılların en yüksek üretici enflasyonu olan % 17.04'ün ne kadarı tüketici enflasyonuna yansıdı ve faiz, kur sarmalındaki üreticimiz bu maliyet enflasyonuna ne kadar dayanabilecek? Öyle anlaşılıyor ki, öz sermayesi güçlü, üretim teknolojisi yüksek bu ve benzeri faktörlerle pazarı kaybetmeme adına rekabete dayanıklı olanlar, aksine firmalara göre belki ürünlerinin satış fiyatlarına maliyet enflasyonunu yansıtmayabilir direnç gösterir ama eninde sonunda katlanamaz hâl alırsa? Ya diğer firmalar, iflaslar?
Düşünmek bile istemiyorum, değil ki yazmak...
Ya alım gücü son 2-3 yıldır iyice tükenen milyonlarca tüketicinin sırtına,
16.19 + 17.04= % 33.23 oranında enflasyon binerse?
Kadının iki kız evladı da gurbette evlilermiş. Birinin beyi çiftçi, diğerinin beyi de tuğlacıymış. Ana yüreği değil mi onların kaygı ve tasası üstünden eksilir mi hiç? Şimdi ki gibi telefon da yok.
Bir gün beyine " Herif herif şu gızları bir bir golâçan et de gel hele" diye, kızlarının geçimini, dirlik-düzenini anlaması için beyini kızların obasına göndermiş.
Kızları babaya;
Çiftçilik yapanlar "rahmet olursa değme keyfimize "
Tuğla imal edenler de " rahmet olmazsa değme keyfimize" demişler.
Adam geri memleketine döndüğün de;
Hanımı,
- Kele ğızlar nasıl ğızlar?
Adam,
- Vallâ avrat birinden biri hapı yutar da, bu hâsı olur şimdilik belli deel.
Deyince, tevekkül sahibi kadıncağız,
" Buna da şükür eyi ki ayazınân don yok "
Demiş.
O hesap, adamın dediği gibi üretici ve tüketiciden biri hapı yutulacak ama,
biz yine de, kadının dediği gibi aklımıza ayâzı da donu da getirmeyelim...