Bir insanın aynı anda hem Müslüman olması hem “ırkçı” olması tezat teşkil eder ama buna rağmen, tarihin birçok döneminde ırkçı Müslümanlardan da geçilmez.
Irkçı olan ve Müslüman olduğunu söyleyenler bile “ırkçılığın İslam’da olmadığını” söyler.
Bir başka deyişle hem söyler, hem inanır ama hep de yaparlar.
Zira ırkçı olan “ırkçılık yaptığını” söylemez, farklı farklı kılıflarla ırkçılık yapar ve gün gelir Hitler’e rahmet okutacak kafa yapısına bürünür.
Müslüman ırkçı olmaz diyoruz ama ne yazık ki özellikle İslam ülkelerinde “ırkçılıkla” ön plana çıkan örgütler, kuruluşlar, oluşumların sayısını hesaplamak bile zor.
Ülkemizde dâhil olmak üzere günde beş vakit Allah’ın huzuruna çıkıp, günde yüz vakit ırkçılık yapanlar var.
Irkçılığın “cehaletten” kaynaklandığı, aile, aşiret, ırk, kimlik, mezhep gibi “övünme” veya “yerme” şeklinin İslam’la bağdaşmadığı ayan beyan bilinmesine rağmen, “Ben şuyum, ben buyum” diye övünenleri anlamakta zorlanıyorum.
Faşizme kadar uzanan ırkçılığın ne menem bir şey olduğu, tarih boyunca yaşanan savaşlardan, katliamlardan, soykırımlardan ve akla hayale sığmayan vahşi cinayetlerden anladığımız halde, halen ırkçılık üzerine siyaset yapmak bir türlü son bulmadı.
Müslüman olduğunu, gururla, onurla, şerefle söyleyen ve bunu, sağ elini göğsüne getirip, “Elhamdülillah Müslüman’ım” diye belirtenlerin ırkçı olabileceğini düşünemezsiniz.
İslam’da olmayan bir övgüyle kendisini ve kendisi gibi aynı ırktan gelenleri övme, bir başkasını yerme eksilmedi, eksilmiyor, eksilecek gibi de gözükmüyor.
Irkçılık, kendisi ve kendisi gibi olanları övmekten daha çok, kendisi gibi olmayanları kötüleme, dışlama, yok saymadır.
Faşizmin en tehlikeli yanı da bana göre budur.
Herkesi kendin gibi olmasını istiyor, ırkçı olan.
Kendisi gibi aynı soydan gelmeli, aynı ırka mensup olmalı, aynı düşünmeli, aynı şekilde giyinmeli, aynı şekilde yemeli, aynı şekilde inanmalı ve aynı şekilde ibadet etmeli. Aksi durumda olanlar “öteki” olarak görülmeli, öteki bilinmeli ve tez zamanda da dersi verilmeli.
Bir dine inanmayan, inandığı halde yaşamayan insanların “ırkçılık” taraklarında bezinin olmasını anlamak mümkün. Olacak diye bir kural yok ama olursa en azından dini bir yönü olmaz.
Irkçılık, tarihin her döneminde farklı şekilde vardı ve halen de bu varlığını devam ettiriyor.
Bu, bazen derinin rengi olarak ortaya çıktı ve bir kesim “asil” oldu, diğer kesim “köle” olarak hayatını sürdürmek zorunda kaldı.
Sırf dersinin rengi siyah diye “köle” olan insanlar, yaşadığı süre boyunca beyazlara hizmet etti ve hizmet etmek üzere dünyaya geldiğine inandırıldı.
Beyazlarla aynı sofraya oturamayan, aynı araca binemeyen, aynı yolda bile yürüyemeyen bu insanlar, özgürlüklerini zor da olsa elde ettiler ama bu defa “siyah ırkçılar” ortaya çıktı.
Aşiret ırkçılığı, kabile ırkçılığı, soy sop ırkçılığı yaygınlaştı durdu.
Belli dönemlerde “mezhep” ırkçılığı ortaya çıktı, dinin önüne mezhebi koymakla kalmayıp, mezhebi her şeyin üstünde tutmaktan da çekinmedikleri gibi, bunun için insanları katletmeyi, diri diri yakmayı, parçalamayı, en vahşi şekilde katletmeyi de ihmal etmediler.
Hitler gibi kendisini “en asil” ırk sanma hastalığı hiçbir zaman eksilmedi, halen de eksilmiyor.
İşin kötüsü, “özgürlüğünü” eline alanın ırkçılık adına zulmü sürdüren olması.
Düne kadar ırkçılıkla suçladığı kesime karşı ırkçılık yapmak adeta moda oldu.
Yine düne kadar ırkçılık yapanları “faşistlikle” suçlayıp, kendi ırkçılığını görmemek de moda oldu.
Oysa ırkçılık, kendini ve kendisi gibi olanları övmeden, üstün görmeden önce bir başkasını dışlamadır.
Eğer bir başkasını dışlıyorsanız,
Eğer bir sadece ırk, mezhep, inanç veya başka sebeplerle bir zulme sessiz kalıyor, bir zulmü alkışlıyorsanız,
Karşı çıktığınız zalimlere karşın, taraf olduğunuz zalimler varsa,
Sizden olmayanı dışlayıp, hatta yok edilmesi gerektiğini bir an için bile düşünüyorsanız,
Hep sizin doğru, hep başkalarının yanlış olduğuna karar vermeye başlamışsanız,
Sizin parti, sizin cemaat, sizin grup, sizin tarikat, sizin örgüt, sizin kent, sizin ülke gibi sizi farklı yere, başkalarını çok daha aşağı yere oturtacak düşünce taşımaya başladıysanız, kusura bakmayın siz ırkçısınız hem de katışıksız faşistinden…
Bir an önce tedavi yolunu seçseniz iyi olacak; Müslüman olsanız da, olmasanız da…
Tweetimden seçmeler
En acı olan ne biliyor musunuz, aşağılık İŞİD terör örgütü en çok İslam'a ve Müslümanlara zarar verdiği halde, “İslami” örgüt sanılmasıdır.