Fotoğrafı görünce beni derinden etkileyen bir anımı hatırladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Mezuniyet Töreninde; Buca Eğitim Fakültesi birincisi konuşması esnasında; önündeki metni okurken kağıdı bir anda yere fırlatıp hepinizden özür dileyerek hayatımdaki en önemli konuşmalarımdan birini, benim burada olmamı sağlayan babam için ayırmak istiyorum demiş ve heyecandan titreyen sesiyle şöyle devam etmişti:
''Benim babam bir inşaat işçisi, kavurucu güneşin bağrında hiçbir can güvenliği olmadan yıllardır beni okutabilmek için çalışıyor, emekli olduğu halde, bir sürü sağlık problemi olmasına rağmen, çalışmaması konusunda doktorlardan uyarı almasına rağmen sadece beni okutabilmek için elinden keseri hiç bırakmayan, hayattaki en büyük onurum olan babama sizlerin önünde sonsuz kez teşekkür ediyorum ve 1.olmamı simgeleyen bu çiviyi plaket kütüğüne çakarken onun alın teriyle elindeki keserle inşaatlarda çaktığı çivileri anımsayarak çakıyorum.''
Ne zaman bu konuşmayı hatırlasam kendi ailemi düşünerek hüzünlü bir sessizlikte bulurum kendimi ve dudağımdan şu sözcükler dökülür:
''Herkes gider, aile kalır. ''
Hayattaki en değerli iki varlığım; canım annem, canım babam...
Sizin kuşağınızdaki çoğu insan gibi siz de bu kuşağın artılarından nemalanacak imkanlara sahip olmadınız. Dokunmatik bir akıllı telefonunuz/ internete girecek bir bilgisayarınız olmadı mesela. Bir çocuk gibi yaşayamadınız çocukluğunuzu. Bir genç gibi geçiremediniz gençliğinizi.
Ömrünüzü, vaktinizi, emeğinizi sadece çocuklarınızın mutlu bir yaşam sürmesi üzerine temellendirdiniz.
Biz ise unuttuk sizi, hor gördük, cahil gördük, imkansızlıklar içinde bu yerlere nasıl geldiğinizi, bizim bu yerlere gelmemiz için ömrünüzden nasıl ömür feda ettiğinizi bilemedik.
Ve sakladık çoğu zaman sizi gururla göğsümüzü kabartmamız gerekirken.
Bizim sahip olduğumuz imkanlara sahip olamadınız ama olamadığınız imkanlara sahip olmamız için yapmadığınız fedakarlık kalmadı.
Kendi yaşamınızı unuttunuz evlatlarınızın geleceğini düşlemekten.
Ve annem
Ve babam
Bu satırlardan haberdar olabileceğiniz bir yaşam sunmadı size hayat.
Olsun varsın bilmeyin.
Sizinle her daim gurur duyan, sizi her daim özleyen, emeğinizi, terinizi, kirinizi bir onur gibi/şeref madalyası gibi gururla göğsünde taşıyan bir evladınız olduğunuzu unutmayın.
Ve değerli biricik canım annem "varlığından bile haberdar olamadığın bu özel günü’nü kutlar nasırlı ellerinden öperim.
Oğlun Memet.