Pakistan- Hindistan-Bangladeşli Müslümanların Kurtuluş Şavaşı’nda ülkemize yardım amacıyla gönderdikleri önemli miktardaki yardımla Mustafa Kemal Atatürk tarafından İş Bankası’ nın kurulduğu, buradaki hisselerin bir kısmının da Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’na verilmesi kararı Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyeti olduğu belirtilmektedir. Ayrıca İş Bankasının yönetimine de CHP den üye verilmiştir.
Reis tarafından İş Bankası’nın devlete devri gündeme getirilmiştir. Bu amaçla, şu konular akla gelmektedir:
1) İş Bankası’na Hint-Pakistan-Bangladeşli Müslümanların, Kurtuluş Savaşına katkı olsun diye gönderilen yardım niçin Bankaya yatırılıyor?
2) Bir parti CHP niçin İş Bankası yönetimine üye oluyor?
3) Mustafa Kemal Atatürk’ün Hint-Pakistan-Bangladeş Müslümanlarının ülkemize gönderdiği yardımın İş Bankasına yatırılarak, CHP’ye şartlı da olsa vasiyet etme hakkı var mıdır?
4) İş Bankası’na bağlı bir çok şirketin işletilmesinden CHP faydalanıyor mu?
5) Vasiyet gereği İş Bankası işletiyor mu? Zira Türk Tarih Kurumu Başkanlığı’nca defaet kereler mahkemelik olundu ve karar Tarih Kurumu Başkanlığı lehine verildi.
Belki ilerde İş Bankası bir yardım kuruluşuna çevrilir. O zaman gerçek manada Müslümanların yardımı yerini bulur.
Asıl konumuza dönecek olursak, bize zor durumda yardım eden Hint-Pakistan-Bangladeş Müslümanlarının durumları elbette bizleri ilgilendirmektedir. Yine buğünlerde Hindistan’ın Assam eyaletinde Müslümanlara zulüm devam edegelmektedir. Duyarlı Müslümanlar için konuyu gündeme tekrar getiriyoruz. İmza kampanyası hala devam etmektedir.
ASSAM
Hindistan'a bağlı bir eyalet. Ülkenin doğusunda yer alıyor. Kuzeydoğusunda Bangladeş, güneyinde ise Myanmar yer alıyor. 32 milyon kişi yaşıyor. Ülkenin Kuzeydoğu eyaleti Assam’da yıllardan beri aşırı fanatik Hindu teröristler Müslümanlara yönelik katliam ve terör uygulamaktadır. Şimdiye kadar on binlerce masum sivil sadece inancından dolayı Hindu teröristlerce katledildi. Bu katiller her zaman devlet ve yöneticiler tarafından korundu. Söz konusu terör eylemlerinden dolayı Hindistan ve Assam eyalet idarecileri tarafından ne hikmetse şimdiye kadar hiçbir suçlu bulunamamıştır.
Bugün Assam’da başlatılan bu aptalca ve çağdışı yöntem başarılı olursa ve bu hukuksuzluğa göz yumulursa söz konusu hukuksuzluk yaklaşık 350 milyon Müslümanın yaşadığı tüm ülke geneline yayılma ihtimali var. Zira Hindistan’ın şimdiki yöneticileri gerçek anlamda insan hakları, masumiyet ve evrensel hukuk gibi bir dertleri yok. Ortak paydaları İslamofobi olan Hindistan idaresi sırtını İsrail ve ABD emperyalizme dayadı.
Arakan, Pakistan, Çeçenistan, Doğu Türkistan... Onlar, isimlerini 'zulüm'le birlikte sıkça duyduğumuz 'kimliksiz' ve 'vatansız' Müslümanlar... Dünyanın gündeminden uzakta, birçoğumuzun ilk defa ismini duyacağı Assam Müslümanları da onlardan. Hindu ırkçısı yönetimin baskısı altında ezilen Müslümanlar, 'vatansız' kalma tehlikesiyle karşı karşıya!
Yerel basınına yansıyan haberlere göre, Assam'da yaşayan 7 milyon Müslüman'ın vatandaşlıkları ellerinden alınacak ve 'kimliksiz' kalacaklar... Bölgedeki Müslümanlara, ırkçı Hindu rejimi tarafından sunulan şart, 1971 yılının öncesine kadar Assam'da yaşadığını belgelerle ispat etmesi gerekiyor.
İlk araştırmalara göre, şu ana kadar bölgedeki 32 milyon kişiden 19 milyonunun 'Hint vatandaşı' olarak kalacağını doğruladı. Hint Yüksek Mahkemesi, vatandaşlığın doğrulanması için Assam'daki vatandaşlara 1 yıl süre tanınacağını açıklasa da insan hakları aktivistleri, Hintli yetkilileri doğrulama sürecinde bile bile zorluklar çıkardığını ifade ediyor.
Dönemin Hindistan Başbakanı Rajiv Gandhi'nin 1985'te imzaladığı Assam Anlaşmasına göre eyalete 24 Mart 1971'den önce geldiğini kanıtlayamayan herkes seçim kütüğünden silinip sınır dışı edilecek. Hindistan yönetimi, 1951 yılından bu yana ilk kez, Ulusal Vatandaş Kaydı (NRC) listesini güncelliyor. Bu adımın amacı ise, Bangladeş'ten gelen göçmenleri tespit ederek bölgeden sürmek. Hinduların 1971 yılından öncesine kadar orada olanlara vatandaşlık verme sebebi, Bangladeş'in bağımsızlığıyla bağlantılı. O dönemde, bağımsızlığını ilan eden Bangladeş'te yaşayan çok sayıda Hint vatandaşı Müslüman, ülkedeki baskılar sebebiyle Assam'a kaçarak oraya yerleşmişti. Hint yönetimi ise şimdi, o dönemde gelip yerleşen insanları topraklarından koparıp atmak istiyor.
Suikast sonucu ölen Rajiv bu kanundan sonra Assam’daki meşhur tarihi Babri Mescidi fanatik Hindular tarafından barbarca yıkıldı, yerine olmayan ve daha sonradan uydurulan sözde tanrı Ram için tapınak yaptılar. Bu acı ve keder hala tüm İslam âleminin yüreğinde ok gibi durmaktadır.
Ulusal Vatandaş Sicil Kurumu NRC'nin Hindu milliyetçiler ve Assamlı sertlik yanlıları tarafından Assam eyaletinde yaşayan çoğu Müslüman olan Bengallilere karşı saldırı için kullanıldığını söyleyenler var. Çoğu Bangalli, Bramaputra Nehri kıyısındaki bataklık alanlarda yaşıyor ve su seviyesi yükseldikçe yer değiştiriyor. Çoğunun herhangi bir belgesi yok ve olanlarınki de sıklıkla yanlış bilgiler içeriyor. Yetkililer, Bagladeşli kaçak köçmenlerin yerel Bengalliler'in arasına sahte belgelerle karıştığını ve bunları tespit etmenin tek yolunun kapsamlı bir inceleme olduğunu savunuyor.
Burada istenilen gerçek anlamda gerçeğin ortaya çıkarılması değil. Assam eyaletindeki Müslüman nüfusun azaltılması ve ülkedeki Hindu milliyetçilerinin sempati ve oyunu kapmaktır. Normal şartlarda devlet dairelerinde rüşvetsiz iş yapmanın mümkün olmadığı ülkede bir insanın atalarının geçmişini araştırıp bizim “vukuatlı nüfus örneği” dediğimiz belgeyi almaları imkânsız olduğu gibi böyle bir belge hazırlayacak ne bir sistem ne de bir kurum yok. Kendilerinin yerli olduğunu ispat etmeleri için 14 farklı evrak talep ediyorlar.
Ulusal Vatandaş Sicil Kurumu (NRC) liste yayınladı ve listesinde; eyalete Doğu ve Batı Pakistan arasındaki savaşın çıktığı 24 Mart 1971 itibariyle eyalete geldiğini kanıtlayabilenlerin isimleri yer alıyor.
Yüksek mahkemenin 2017'deki son raporuna göre, 4 milyon kişi vatandaşlığı olmadan Assam'da oturuyor. Bu 4 milyon arasında 2,8 milyon Müslüman var, 1,2 milyon da diğer mezheplere mensup kişiler olduğu açıklandı. Bu da liste dışında kalan yaklaşık 4 milyon kişinin vatandaşlıktan çıkarılabileceği endişesi yaratıyor. Assam Eyaleti'nin Adalet Bakanı ve BJP üyesi Siddharta Bhattacharya da vatandaşlık alamayanların kaderiyle ilgili çok net konuştu.
Bchattcharya, "Herkese vatandaşlıklarını kanıtlama hakkı verilecek. Ancak başaramazlarsa, yasal süreç işleyecek" dedi.
Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Küçük, Millî Gazete’ye konuşarak Türkiye-Hindistan arasında diyalog kurulması gerektiğini belirtti. Küçük, “Hindistan kıtası Müslümanların yoğun olduğu bir kıta. Nüfus piramiti açısından da Müslümanlar genç, dinamik ve bilgili. Buna rağmen Hindistan bölgesinde Müslümanların yaşadığı ciddi sıkıntılar var. Sadece Assam’da değil Keşmir’de de büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bu sıkıntıların aşılması için Türkiye’nin diyalog kurması gerekiyor. Fakat Hindistan’da ırkçılık ve İslâm düşmanlığı öne çıkarılıyor. Bu da diyaloğu etkiliyor, iletişimi koparıyor. Bu çatışma ortamı planlı, bilinçli şekilde çıkarılıyor. Yerel sorunların yol açtığı bir şey değil. Küresel güçler bu bölgede Müslümanlar üzerinden kargaşa, çatışma çıkarmak istiyor” ifadelerini kullandı.
1970'lerde Müslüman Hintlerin Assam'a yerleşmesinin ardından 13 yıl geçmişti. Irkçı eylemlerin artış gösterdiği bir dönem olan 1983 yılında, eyaletin Nellie Bölgesi'nde çıkan olaylarda 2 bin Müslüman katledilmişti.
Hindistan’da aşırı sağcı Başbakan Narendra Modi’nin iktidara gelmesinin ardından Müslüman ve diğer azınlıklara yönelik baskılar artmıştı. Irkçılığı kendinin ve partisinin ideolojisi haline getiren şimdiki Hindistan’ın Başbakanı ve Bhartiya Janata Partisi (BJP) Başkanı Narendra Modi iktidara geldiği günden itibaren ülkedeki Müslüman azınlığa adeta kan kusturtmaya devam ediyor. Hindu milliyetçisi olan Modi bu düşüncesini hem dini hem de siyası arenada kullanarak kendini iktidara taşımış oldu. Eğitimsizliğin ve cahilliğin kol gezdiği ülkede Modi halkı din üzerinden ayrıştırarak koltuğa oturmuş oluyor ancak ülkenin sosyal yapısının ve dengesinin sallandığını umursamıyor. Onun için koltuk, halkların kardeşliğinden ve ülkenin birliğinden daha önemli.
Sivil toplum kuruluşu Avaaz, konuyla ilgili imza kampanyası başlattı.
Hindistan: Müslümanları Silmekten Vaz Geç! sloganıyla sosyal medya imza kampanyası, soykırımı başlamadan önlemek için tehlikeye dikkat çekiyor. “Yanlış dili konuştukları ve yanlış Tanrıya ibadet ettikleri için” Irkçı Hindu iktidarının soykırım başlatma tehlikesine dikkat çekiliyor. Vatandaşlık ana listesinden silme politikasını durdurması isteniyor, Hindistan ve Assam eyalet yöneticilerinden. BM genel sekreteri, Assam Eyaletindeki Müslümanlara verdiği sözü tutmaya, Dünya liderleri, hükümetleri Hindistan´a bu konuda baskı yapmaya çağrılıyor.