Günümüzde insanlar sınırsız bir hırs içindedirler. Bu hırs isteği insanda ahlak, merhamet, yaşadığın yere aidiyet, vatan sevgisi gibi değerlerden uzaklaşır.
Sonuç mu? İşte bunun sonucu bu kıssadan hisse hikâyede yazıyor. Bir yerlerde okudum ve siz okurlarımla paylaşmak istedim. Buyurun;
“Büyükbaba torunu ile birlikte uçurtma uçuruyordu. Yaşlı adam uçurtmayı havalandırdıktan sonra ipi tutması için çocuğa verdi. Bir süre sonra çocuk şunu sordu;
"Büyükbaba, uçurtma sanki daha da yükseklere çıkmak istiyor ama ip ona engel oluyor"
Bunu duyunca büyükbaba gülümsedi ve
"Öyle mi düşünüyorsun? Hadi gel ipi keselim ve ne olacağını görelim" dedi.
Cebinden küçük bir çakı çıkardı, ipi kesti ve birlikte uçurtmanın bir anda çok yükseldiğini gördüler.
Çocuk "Ben demiştim" der gibi baktı büyükbabasına. Uçurtma yükseldi, yükseldi ama sonra da güzelce süzülmeyi bıraktı bocalamaya başladı, kendi etrafında dönmeye başladı. Sonra bir anda sanki uçmayı bırakmış bir kuş gibi hızla dönerek düştü ve ulaşamayacakları bir uzaklıkta yere çakıldı.
Çocuk üzgün büyükbabasına soran gözlerle bakınca yaşlı adam şunları söyledi;
"Oğlum, yaşamda da insanoğlu aynı böyle uçurtma gibi havalanır ve belli bir yüksekliğe ulaştığında sahip olduğu bazı şeyleri daha da yükselmek için engel olarak görür. Bakmakla yükümlü olduğu ailesi, her gün gitmek zorunda olduğu işi, içinde doğduğu yetiştiği değerler, görüştüğü arkadaşları / çevresi, yaşadığı yerler hatta ülkesi ona daha da yükselmesi için kendisini engelleyen bu ip gibi gelir. Bir kısım insan bir anda bu ipleri koparıverir ama çoğu böyle düşer.
Unutma oğlum, olduğun yerde kalabilmek yükselmekten çok daha zordur. Ve yükseldiğin yerde kalabilmek için ait olduğun değerlerin olmalıdır. Biraz evvel sıraladıklarım ve benzerleri bizleri bulunduğumuz yükseklikte tutarlar. Eğer onlardan koparsak aynen bu uçurtma gibi düşeriz.”
Çok fazla yoruma ihtiyaç duymayan bir öykü bu. Ben çocukluğumda ve de bilhassa olgun yaşlarımda sayısız "uçurtmayı" düşerken izledim, ipler koparıldığı zaman; servetin acı veren yük, özgürlüğün yalnızlık, makamların vicdan sızısı, hırsla elde edilen başarının sevilmeme demek olduğunu anladım. Kendi kültürünü ve kökenini küçümseyen sayısız insanın bocalamalarla dolu bir yaşamı sürdürdüğünü ve mutsuz olduğunu gördüm.
Ne yazık ki değerlerini kaybeden yer ama doymaz. Kökünü engel olarak gören üzerinde durduğu toprağın üzerinden yok olur. Ruhuna yabancı diyarlarda sürgün gibi yaşar.”
Bu hikâyeden nasiplenen insanlar günlük hayatında bir başarı hikâyesi yazmaya aday insanlardır.
Bundan bir şey anlamayıp burun kıvıranlar ise bir ömür boyu mutluluk yüzü göremeyen zavallı acınası insanlardır.
Tercih sizin!...