Gönüllü insanların insani yardım ve benzeri amaçları geliştirerek, çok çeşitli alanlarda hizmet vermek üzere kurmuş olduğu örgütlerdir.
Bunların hiçbir hükümetle bağlantısı yoktur.
Bunun yerine, çok uluslu şirketler, sendikalar, odalar, barolar ve derneklerle, NATO, BM ve UNESCO gibi uluslararası teşkilatlarla bağlantı içerisindedirler.
Ki; bir devletin doğrudan veya dolaylı olarak temsil edilmediği Hükümet Dışı Organizasyonlar, bu gruplar içerisinde, önemli bir konuma sahiptir.
Herhangi bir politik örgütün doğrudan emrinde değillerdir. Bu nedenle, çok değişik alanlarda faaliyet gösterebilmektedirler. Oysa, 1830’lu yıllarda, dini yapılanmalar şeklinde ortaya çıkmışlardır.
Uluslararası bir konuyu gündeme taşıyıp, uluslararası kamuoyu oluşturdukları gibi, uluslararası sorunların çözüme kavuşturulmasına yönelik, baskı da oluşturmaktadırlar.
Hazırladıkları raporlarla da ülkelerin uluslararası alandaki prestiji ve itibarını etkileyebilmektedirler.
Dahası, faaliyette bulundukları ülkenin yasalarının izin verdiği sınırlar içerisinde yasal olan yolları kullanabildikleri gibi, yasal olmayan yolları da kullanabilirler.
Globalleşme sürecinde, Hükümet Dışı Organizasyonlar, gün geçtikçe çoğalmıştır.
Düzenledikleri etkinleriyle de tüm dünyada önemli bir rol oynamaya başlamışlardır.
2003 yılı itibariyle, Uluslararası Dernekler Birliği, yaklaşık 14 bin 500 Hükümet Dışı Organizasyonu yasal olarak tanımıştır.