Bu başlığı ilk verilecek cevap evet olacaktır. Hükümet pkk ile mücadele ediyor, fakat her yerde ve her platformda değil. Askeri ve polisi ile mücadele eden hükümet diğer sahalardaki mücadeleden habersiz veya yanıltılmaya devam ediliyor. Çözüm süreci denen ve sadece pkk nın kazandığı süreci ve bu süreci hükümete tavsiye edenlere şimdi bir bakınız, bunlar neredeler ve kimlerle beraberler. İşte o zaman bu başlığı neden yazdığımı daha iyi anlatmış olurum.
Çözüm süreci denen ve Türk devletinin nerede ise kırk yıllık mücadele azmini çürüten ve sulandıran ve dönülmez mevkiler kaybettiren ihanet sürecinde, bu süreci hükümete tavsiye eden kargalar ve tilkiler, aynı şekilde oslo görüşmelerinin de mimarları olup aziz Türk milleti ile alay etmişler ve küçük düşürmüşlerdir. Bir devlet şunu denemedik, onuda deneyelim diyerek iç ve dış politika geliştirmez. Denenecek işler vardır, denenmeyecek işler vardır. Ermeni ve bölücü terör ile fetö kuruluşları gibi teröristler muhatap alınıp görüşülmez. Hem onların bir yerlerin maşası olduğunu bilip, bunu söyleyeceksiniz ve hem de kalkıp kukla ile muhatap olup , hem kendinizi ve hem mensubu olduğunuz aziz Türk milletinin aklı ile alay ettireceksiniz. Bunun adı mücadele değil sadece rezalettir.
15 Temmuz daki aşağılık darbe ile aziz Türk milletine ve devletine saldırılmıştır. Bu saldırı sadece fetö ile irtibatlandırılır ise gene kargaları kendimize yol gösterici almış oluruz. Bu kadar büyük bir kalkışmanın nereden yapıldığını bilenler, bu kadar açık bir hadisede, sadece bir terör grubunu gösterip milleti yanıltmamalı ve aksi halde bu grubun nasıl bu kadar büyük bir kalkışmayı tertiplediğini izah etmekte zorluk çekerler. Şimdi bu karanlık günlerde çeşitli kademede askerin tasfiyesi dolayısı ile ordumuzda bir zaaf oluştuğunu hissettirmek ve tutuklanan askerlere arka çıkmak için pkk çok ciddi bir saldırı propagandası içine girmiştir. Pkk nın her yerdeki saldırısının altındaki asıl gerçek, bakın işte siz ordunun pkk ile mücadele eden asıl gücünü, silip süpürdünüz ve şimdi pkk karşısında mücadele edecek subay olmadığından ordumuz büyük zaaf yaşamaktadır denilmek istenmektedir. Türkiye de ki sol daima aziz Türk milletine bunu gösterip hükümeti suçlamıştır. Askerin her yanlışında, bu yanlışın hesabı sorulacağı zaman orduya saldırı var diyenler aslında pkk ile gizli işbirliği içinde olanlardır. Aziz Türk milletinin peygamber ocağı olarak gördüğü ve atamız oğuzhanın kurduğu ordumuz, pkk ve benzeri onlarca melun teşkilatlara pabuç bırakacak bir ordu olmadığı halde içimizdeki hainler vasıtası ile Türk milletinin emaneti gençleri harcatmışlar ve onu da ordumuzun zaafı gibi göstermeyi bilmişlerdir. Türkiyenin başına örülecek çoraplar içinde, ordumuz, polisimiz ve sivil siyasetimizin içinde bu Türk düşmanları birlik içinde ve beraber çalışmaktadırlar.
Askeri tedbirlerin yanında alınması gereken tedbirlerde bir gevşeklik ve vurdumduymazlık görmekteyiz. Sebebi ise çözüm sürecinde kendine yetecek aklı olmadığı halde dışarıdan devşirme akıl sahibi olup hükümete yön verenlerin bir zamanlar ki akil adamları hala yerlerinde durmakta ve sanki 15 temmuzun kahramanları kendileri imiş gibi parsayı toplamaya çalışmaktadırlar. Eğer hükümette biraz basiret var ise her lafın başında kürdü ile Türkü ile lazı ile bilmem nesi ile demekten bir an evvel vazgeçer. Türk milletini sürekli böyle tasnifleyenler, aslında bölücü teröre destek verdiklerinin farkında olmalıdırlar. 15 temmuz da eline bayrağı alanlar aziz Türk milletinin bir ferdi olmayı kabul etmiş pırıl pırıl insanlardır. Hangi şehirde olurlar ise olsunlar, bayrağı bayrakları bilen, vatanı vatanları bilen bu insanları sürekli böyle tasnif ile ananlar bilsinler ki aziz Türk milleti bunları görüyor ve milli hafızasına kaydediyor. Hükümet her seferinde aziz Türk milletinin kendisine sahip çıkması sayesinde bu gün ayaktadır ve bunun kıymetini bilmelidir.
Asıl meseleye gelir isek. Fetöcü olduğu bilinen bütün televizyon, gazete ve radyo v.s gibi kurum ve kuruluşlar kapatılır iken Türksat yayınlarımızda onlarca pkk kanalı ve sempatizanı kanal yayın yapmaktadır. Kürtçe televizyondan bahsetmiyorum. Kanalların hangisini açsan elinde pkk nın sözde bayrağı olan çaput parçalarını sallayan insanlarla karşılaşıyorsun. Aziz vatanımızın bir bölümüne Kürdistan coğrafyası diyen ve bunu her yerde dile getiren onlarca oturumu burada seyretmek mümkün. Bu kadar asker ve polis neden şehit oluyor o zaman. Bizzat hükümeti destekleyen yayın kuruluşlarındaki açık oturumlarda aynı adamlar çağrılıyor ve güya sırat-ı müstakimden görünen bu adamlarda her sözlerinde yurdun doğu ve güneydoğusuna kürt coğrafyası demekten imtina etmemektedirler. Devletin kendi televizyonlarında sürekli bu sözleri söyleyenlerin arz-ı endam ettiği bir yerde pkk ile mücadele edildiğini söylemek aziz Türk milletinin aklı ile alay etmektir.
Hükümete uyanık olmaya davet ediyorum. Sürekli bu millet diyerek tarif ettikleri aziz Türk milleti bir gün bu desteğini çeker ise veyl hallerine. Şu anda pkk ile mücadele edildiğine kanaat içinde olan insanlar bir gün bu kanatlarının yanlış olduğunu farkına varabilirler. Bu farkına varılmak işte bu kadar mücadele ediliyor denilen fakat aslında tam da mücadele edilmediğinin vahim bir neticesini meydana getirebilir. Türk millete sizi gönülden seviyor ve destekliyor. Fakat hergün en az beş şehit verilen bir yurtta , sürekli gözyaşları içinde vatan sağolsun diyenler bu sözlerinin bir anlamı olmadığının farkına varırlar ise işte dananın kuyruğunun koptuğu an o andır. Hükümetimizi pkk ile daha samimi bir mücadeleye davet ediyorum. Dağda silah çeken ve vurulanlar hariç, sağ olarak yakalananlar için elzem olan idam cezası ile yayın kuruluşları ile propaganda yapmalarının da önü kesilmelidir. Her şey Allahın rızası içindir. Vesselam.