Kahramanmaraş’ta Yahudilerden kalma bir anlayış hakim. Bu hakim anlayışın açılımı ise; “bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” Bu anlayışın ürünü olan ilgisiz ve alakasız duruş, bu kenti modernize etme anlamında hep sorun olarak karşımıza çıkmıştır.
Bu şehirde insanlar; duyduğu içinde bile yer almadığı her hangi bir olayı bizzat içindeymiş ve kendisi yapmış gibi anlatma ve sahiplenme hastalığına sahiptirler.
Bunun sonucu bol laf boş icraat çıkıyor.
Dün kaleme aldığım Milletvekili Sayın Tatlıbal’ı eleştirdiğim köşe yazısına toplumun farklı kesimlerinden çok olumlu tepkiler aldım. Bu şehirde millete hizmet noktasında görevlerde bulunan seçilmiş ve atanmışların millete karşı bu görevlerini yaparlarken ortaya koydukları duruşlar, eylemler doğal olarak toplum tarafından yadırganmakta ve toplumda sahipsizlik hissi uyandırmaktadır.
Sayın Vekilimizin özellikle sağlık alanında yapması gereken sorumlulukları vardır.
Ve bizlerde seçilmiş ve atanmışlarımızın görevlerinin ifasında topluma hizmet noktasında eksik unsurlar ortaya çıkıyorsa bunları bulmak ve duyurmaktır.
Demokratik ülkelerde basın 4.kuvvet olarak kabul edilmekte ve ortaya koyduğu akılcı proje ve sorunlara atanmışlar ve seçilmişler ilgisiz kalamayarak çözme yönünde bir irade ortaya koymaktadır.
Ne var ki Kahramanmaraş’ta basın alanında ciddi sorunlar bulunmakta ve bu sebepden dolayı da kentte yaşanan ve var olan sorunların çözümü ve yeni projelerin üretilmesinde aktif rol oynayamamaktadır.
Bu basın sektöründe faaliyet gösteren a kuruluşları ve gazetecilerden kaynaklandığı kadar toplumunda ilgisizliği söz konusudur.
Yukarıda ifade ettiğim gibi; “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığı burada acımasızca kendini hissettirmektedir.
İnsanlar bir şey ortaya koyarken; iğneyi kendine çuvaldızı başkalarına batırabilme kültürüne ulaşabilmelidir.
Bunu biz başaramadığımız için, bizden ne köy oluyor ne başka bir şey!...
Eğer bu şehirde bir şeylerin değişmesini arzu ediyorsak, bireysel olarak elimizi taşın altına alma yürekliliğini göstermemiz gerekmektedir.
Bu yok ise bizden bir şey olmayacaktır.
Nitekim olacağı da yok ya!.....
LOJİSTİK KÖY MESELESİ
Türkoğlu ilçemizde var olan ve Ulusal demiryolu ağına doğrudan bağlı olan Demiryolu ile ilgili bu güne kadar farklı onlarca yazı alarak konuyu sürekli gündemde tuttuk.
Anasol-M hükümeti döneminde Kahramanmaraş milletvekili Nevzat Taner başta olmak üzere Türkoğlu Demiryolu İstasyonu ile ilgili çalışmalar başlatılmış, orasının ileride serbest bölge olması yönünde bir takım çalışmalar sürerken iktidar değişikliği yaşanmıştır.
Bilindiği gibi o dönemde yine ısrarla Kahramanmaraş kent merkezindeki Demiryolu ile ilgili ifadeler kullanılmış. Bunun mümkün olmayacağını dile getirmiştik.
Bir kentin büyümesi için o kentte farklı çıkış yolları oluşturulması zorunluluktur.
Bizler bu sebepleri göz önüne alarak Kahramanmaraş’ı bir bütün olarak görmüş ve şehrin bütün ilçelerine de aynı oranda refahın dağıtılması için çalışmalar yapılmış, öneriler getirilmiştir.
Bunu sağlayabilmek adına bir çok yerde Tarım ve Hayvancılık özendirilmiş, göletler ve sulama kanalları açılması için konu hep gündemde kalmıştır.
Ne var ki yıllar önce bu yönde yapılan bir çok yatırım yarım kalmış, adeta çürümeye terk edilmiştir.
Öncelikle bu yarım kalan gölet ve diğer inşaatların yeniden ele alınması ve bir an önce bitirilmesi gerekmektedir.
Şimdi bunca bu şehirde ciddi sorunlar var iken, bu sorunlara bir yenisi daha eklenmiştir.
Bu yeni sorunun adı; Hastane sorunudur.
Eğer kent merkezinde var olan hastaneler, Sağlık bakanlığının planladığı şekilde kapatılacak ise yeni yapılan Hastane millete külfet olmaktan öteye geçmeyecektir.
İşte bunun için Sayın vekile çağrıda bulunuyoruz; Önce bu sağlık rezaletini bir çözünüz.
Öte yandan Türkoğlu’ndaki lojistik Köy meselesine gelince de; Sayın vekilin Kahramanmaraş’tan Ankara’ya giden Heyet ile aynı uçakta yer alması ve daha sonra DDY Genel müdürlüğüne birlikte gidildiği bilgisi ulaştı elimize.
Bu konunun bütün milletvekillerine bilgi olarak verildiği ve desteklerinin talep edildiği de bize gelen bilgiler arasındadır. Bu sebepten dolayı Sayın Vekilimiz Tatlıbal’a haksızlık etmeyelim ve burada hakkını verelim.
BİZİM KİMSE İLE SORUNUMUZ YOKTUR
Zaman zaman kimi ilgisiz yerler ve kişilerden bize farklı eleştiriler gelmektedir.
Bizler uzunca bir yıldır bu şehrin gelişmesi adına yazılar yazmakta ve kamuoyu oluşturmaya gayret eden gönüllü hammallarız.
Ne devletten ne de başka bir yerden maaş almıyoruz. Yani Fahri toplum avukatlığı gibi bir şey yapıyoruz.
Kimi düşünce kıtlığı yaşayan ve sadece midesine endeksli bir dünyası olan kimi çapsızlar bizlerin bu yazıları karşısında abuk sabuk ifadeler kullanmaktadırlar.
Hep mışlu, muşlu tarzda ve net isim olarak tespit edemediğimiz bu omurgasızlara şunu ifade etmek istiyoruz.
Bizler sizin de çocuklarınızın geleceği için, yaşanılabilir, huzurlu ve barışın egemen olduğu bir Türkiye ve Kahramanmaraş özlemi içinde yazıyoruz.
Ve bizim kimse ile de bir sorunumuz yoktur!....