Değerli Kardeşlerim Bizlere Harikulade bir vaziyette yarattı.
“Biz gerçekten insanı en güzel biçimde yarattık” (Tin, 4), “Allah size şekil verdi ve şeklinizi en güzel yaptı” (Teğâbün, 3) “Sonra insanı şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrâk organları yarattı” (Secde, 9) anlamındaki ayetler Allah’ın insanları en güzel ve en mükemmel biçimde yarattığını ifade etmektedir.
Rabbim bizlere Görmemiz için göz veren, Yürümemiz için ayaklar veren, Dokunup tutmamız için eller veren, Düşünmemiz için akıl veren Yüce Rabbimiz bazı kullarını imtihan etmek için yukarda zikretmiş olduğum duyu veya organları çalışamaz hale getirerek imtihan ediyor. Bu imtihan bazen doğuştan oluyor, bazen de sonradan oluyor. Müslümana düşen görev ise her halinde Rabbine karşı olan Kulluk görevini ifa etmesidir. Çünkü Rabbimiz bizim Suretimize, Mevkiimize, Ünvanımıza, Şanımıza, Şöhretimize, Irkımıza, Rengimize göre bizleri değerlendirmeyecektir. Önemli olan mü ‘minin kalbi ve icraatıdır.
"Allah katında en üstün olanınız en muttakî olanınızdır" (Hucûrât, 12) anlamındaki ile "Allah sizin suretlerinize ve servetlerinize bakmaz. Fakat kalplerinize (iman veya inkâr hâlinize) ve amellerinize bakar" (Müslim, Birr, 32) anlamındaki hadis, bu gerçeği ifade etmektedir.
Ancak şu da vardır ki Rabbimiz insanları ancak güçleri nispetinde sorumlu tutmaktadır ve ona göre hesap günü olan Mahşer meydanında insanlara verdiği güç nispetin dede hesaba çekecektir.
Sevgili Peygamberimiz Engellilere destek idi. Bakın şu Hadis-i şerif Peygamberimizin engelliye verdiği önem ve değeri ne kadar güzel ifade ediyor. Âmâ bir sahabe olan Itban b. Malik Allah Rasûlü (sav)’ne gelerek “Ey Allah’ın Rasûlü! Benim gözlerim iyi görmüyor. Evimle kabilem arasındaki nehir, yağmur yağdığında taşıyor ve geçmem zor oluyor. Evime gelir bir yerinde namaz kılarsan orayı mescit edineceğim’ der. Bunun üzerine Allah Rasûlü, onun evine gidip orada namaz kılacağına söz verir ve ertesi sabah güneş doğup yükseldikten sonra beraberinde Hz. Ebû Bekir ile Itban’ın evine gider. Eve girdiğinde ‘Evinin neresinde namaz kılmamı istersin?’ buyurur. O da Allah Rasûlü (sav)’nün namaz kılmasını istediği yeri gösterir. Rasûlullah namaza durur, arkasındakiler de ona uyarak namaz kılarlar.” (Buhari, Teheccüd, 36; Müslim, Mesacid ve Mevziu’s-Salat, 263)
Kahramanmaraş Onikişubat Müftülüğünce 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla Engelli personel ve aileleri için bir program düzenlendi. Çok güzel bir davranış hani müftülüğün engellilere sahip çıktığını görmek ne denli güzel.
Ancak Kahramanmaraş Müftülüğü böyle güzel program düzenleyerek medyada, toplumda ben engellilere sahip çıkıyorum imajı veriyor
Ancak ben şuna şahit oluyorum ki olay göründüğü gibi değil. Hani gözümün önüne İl Müftüsü ile görüşmek üzere yanına gittiğimde 6 kişinin tekerlekli sandalyenin çeşitli yerlerinden kaldırarak tabir yerindeyse karga tulumba müftülük merdivenlerinden beni çıkarmaları gözümün önüne geldi.
Ancak ben şuna şahit oldum olay Saffron Hotel salonunda engelsizlerin yapmış olduğu konuşmalar kadar basit değil. Gözümün önüne il müftülük binasının önünde beklerken Ayakları tutmayan Bayan engelli kardeşimizin akülü arabası ile gelip ‘Benim soracağım bir fetva vardı’ama bu merdivenlerden nasıl çıkacağım diyerek üzüntülü bir ifade ile gerisin geri dönüp soracağı fetvayı soramadan evine dönmesi gözümün önüne geliverdi.
Ancak ben şuna şahit oldum ki O programda konuşmacı tarafından dile getirilen Engelli kardeşlerimizi toplum hayatına kazandırmak için elimizden gelen gayreti göstermek zorundayız ifadesi kullanmalarına karşın İl Müftülüğünde çalışan bir imamın geçirmiş olduğu kaza neticesinde belden aşağısının felç olduğunu görünce malulen emekli etmek için çaba sarf edildiğini gördüm ben. İnsan hani diyor ki konuşmada dile getirilen engellileri topluma kazandırmak bu şekilde mi oluyor acaba diye insanın aklına geliyor. Vaaz kürsülerinde Hutbe minberlerinde Engellilere sahip çıkılması hususunda topluma dini nasihatte bulunuluyor ama bu nasihatte bulunanlar ne denli engellilere sahip çıkıyor. Hani örnek olmamız gerekmiyor mu topluma aklıma şu Ayet geliverdi:
"Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir gazap nedenidir." (Saf, 61/2-3)
Ancak ben şuna şahit oldum ki Devletimiz engellilerin engelini ortadan kaldırmak için çabalarken ’kaldırımlar, yollar, kurumlar ’bu çaba içerisinde iken İl Müftülüğü neden İl Müftülük binasına engellilerin çıkabilmesi için rampa yaptırmıyor. Kısacası İl Müftülüğüne ne Rampa yapılıyor ne de Rampa yapmak için adım atan işadamlarının önüne geçiliyor.Ayinesi iştir kişinin.Hani Aklıma Başbakanımızın kurumlar bizim tempomuza ayak uyduramıyor sözünü aklıma getiriyor.
Ancak ben şuna şahit oldum ki İl Müftülüğünde engelli kardeşlerimin engelinin ortadan kalkaması için yapılacak çok icraatlar var ama İl Müftülüğünün bu yönde bir çabası olduğuna şahit olamıyırorum.Hani ben engelli olarak İl Müftülüğüne çıkabilmek için bir engelli rampası yapılacağından hiç ümidim yok.Çün kü rampanın defeatle dile getirilmesine karşın hiçbir adım atılmadığına şahit oluyorum.
Değerli Kardeşlerim Sözün özü Dini Anlatan bir kurumun engelliye karşı olan yaklaşımının daha farlı olması gerektiğini düşünüyorum. Hani bilir ki Engellilik hali Allah’tan geldi, Hayat şartları daha da zorlaştı bizim bunu kolaylaştırmamız gerekir demesi gerek iken bunu göremiyorum maalesef. Düşenin elinden tutulmasını dile getiren bir kurum olarak inşallah düşenin’engellilerin’elinden tuttuğunu görürüz inşallah. Hani burada konuşacak çok şey var ama kol kırılır yen içinde kalır düşüncesi ile bu konudaki yazımı sonlandırıyorum. Anlatacak şey çok ama….İnşallah İl müftülüğü de dahil tüm kurumları engellileri toplumdan soyutlayan değil topluma kazandırma yolunda olan hal ve hareketler yapması dileği ile. Rabbim bizleri Kendisine layık kul, Peygamberimize layık ümmet etsin. AMİN.