Ilıca, her şeye rağmen(!!) Kahramanmaraş’ın en çok yerli turist alan tek merkezi...
Evet; emsali yerler el üstünde tutulup daha ileriye taşınırken/taşımanın yolları aranırken, Ilıca’da son yıllarda ziyaretçi sayısı bakımından ciddi bir geriye gidiş söz konusu. Özellikle son iki yıldır bayram tatilleri hariç doluluk oranı yüzde 40-45 kapasiteyi geçmiyor. Bunu belki de geçen yıl 7 Haziran seçimleri sonrası yaşanan belirsizliğe, bu yılda 15 Temmuz darbe girişimine bağlayanlar olacaktır. “Payı” da var!! Ama korkarım “kazın ayağı” hepten öyle değil.
***
Reklam reklam reklam…
Tabi bir şeyin reklamını yapmadan önce onu cazip hale getirmelisiniz. En az rakipleriniz, ya da emsalleriniz kadar “iyi” olmalısınız!
Ki; insanlara bunu sunabilesiniz öyle değil mi?.
Peki “halihazırdaki Ilıca”nın reklamını yapabilir miyiz?
Bana göre bu sorunun cevabı kocaman bir “HAYIR”!!
Çünkü;
Daha önce de defalarca dile getirdim. Önce oturup bir özeleştiri yapmalıyız.
Bir kere, Ilıca’da bulunan işletmeciler ve esnaf olarak Ilıca’ya gelenleri potansiyel “sağmal inek” olarak görmekten vazgeçmeliyiz.
İnsanlar kazıklandıkları yere seneye tekrar gelmeyi neden iple çeksinler ki?
***
Çarşı-pazarın çekidüzeni…
Zaten insanların nefes almak için dışarıya çıktıkları birkaç cadde var. Onlarında yarıya kadarını esnaflar tezgahları ve meyve sebze kasaları ile kapatıyor. Zaman zaman özellikle göz ucuyla incelerim. Kaldırımları zaten geçtik, caddenin tam ortasına kadar “işgal” edenler var!
El insaf beyler. Hem bunu yapıp; hem de İnsanların “tezgahlarınız”a takılmadan dolaşmalarını mı bekliyorsunuz?
“Kul hakkı”na da girer üstelik hacılar..!!
Bu konuda Onikişubat Belediyesi işi epey sıkı tuttu önceleri, sonra bıraktı nedense!?
(Sayın Zabıta Müdürüm; neden sahi?)
……?
***
Kasap Pansiyoncular!!
Evet, insanları adeta doğrayan işletmeciler var! Bunlar; müşteri bulamadıkları sakin zamanlarda oda fiyatlarını çok komik rakamlara indirirken, talep artması yaşanan zamanlarda ise beş para etmez odaları astronomik rakamlara satıyorlar!
Sonra da aptalca o müşterinin seneye tekrar gelmesini bekliyorlar..!!
Bu tür sözde uyanıklıklara ve para sağıcılara farklı esnaf gruplarını da ekleyebiliriz.
***
Kaplıcalardaki temizlik
En önemli konulardan biri temizlik... “Sağlık” bulmak için gelen insanları hasta etmenin âlemi yok! Öyleyse temizlik konusu birinci madde olmalı her zaman. Fakat yine baktığımızda maalesef en çok şikâyetin kaplıcalardaki kirlilik ve bakımsızlıktan geldiğini görmekteyiz. Evet, bir tesis yetersizliği söz konusu…
Ama bir “denetim eksizliği” olduğu da söz konusu!
Bunu aşmanın yolu da sıkı denetim ve alternatif tesisler oluşturmaktır. Örneğin, Onikişubat Belediyesi’ne ait arsaya açık havuzlar inşa edilerek çocuk ve gençlerin yükü kaplıca tesislerinden alınabilir. Lağvedilmeden hemen önce Ilıca Belediyesi bu yönde bir çalışma yürütüyordu. Bu proje ivedilikle hayata geçirilmelidir!
***
Trafik…
Ilıca’nın her noktasında bir karmaşalık söz konusu bu anlamda. Kural, kaide, insana saygı diye bir şey yok. En olmadık yerde en olmadık şekilde araçların park edildiğini görmekteyiz. Bu durum yine bir otorite boşluğu izlenimine ve kötü bir intibaya sebep oluyor. Yetkileri tırpanlanmış bir zabıta memuru, yılda bir milyona yakın kişinin sirküle olduğu bir yerde onca sorunun altından kalkamaz. Oysa işinin uzmanı ve gerekli yetkilerle donatılmış iki trafik zabıtası bunu rahatlıkla çözebilir.
***
Ulaşım ve sıcak su…
Ulaşım kanayan bir yara. Ama Başbakan Yardımcısı Sayın Veysi Kaynak Bey’in sayesinde inşallah 2017 sezonuna Ilıca’nın ulaşım sorunu çözülmüş olacak.
Söz verildiği gibi 2017’ye girerken “ilk kazma”nın vurulmasını heyecan ve sabırsızlıkla bekliyoruz.
Gelelim su meselesine:
Evet, Ilıca’da yeni bir havzaya ihtiyaç var.
Yeni bir sıcak su kaynağı var mı yok mu ancak çok geniş kapsamlı bir çalışma sonucu ortaya çıkacaktır. Ancak, 1980’li Yıllardan bu yana yapılan çalışmalar olmadığı yönünde. Bakmayın siz bazı ahmakların “Ilıca’nın altı aslında deniz, fakat Ilıcalılar çıkarttırmıyor” algısına…
Büyükşehir altı noktada çalışma yaptı, bir kuyudan ancak sonuç aldı, o da zaten aynı su.
O yüzden, kuraklığa bağlı olarak hızla düşen su seviyesine bir çözüm üretilmelidir. (Seviyenin düşmesine bağlı olarak Ilıca geçtiğimiz kurban bayramında da az kalsın susuz kalacaktı ve bir bayram daha zehir olacaktı.)
Bunun çaresi de kullanılan sıcak suyun arıtılarak yer altına tekrar enjekte edilmesinden geçer. Türkiye’de örnekleri var bunun. Büyükşehir ve Onikişubat belediyeleri bir işbirliği protokolü ile bunu yapabilirler. Yapmalıdırlar da…
Sonuç olarak Ilıca sıradan bir mahalle değil ve Kahramanmaraş ekonomisine önemli katkı sağlayan bu yer için ivedilikle bir şeyler yapılması gerekiyor.
Yoksa da çekin “fişini” gitsin..!!
Hoşçakalın…