Geçen hafta Çarşamba akşamı: Bir taraftan Türk televizyonlarının “adam gibi” dizilerinden olan TRT 1’deki “Sakarya Fırat”ı izliyorum, bir taraftan da Aksu Tv’de yayınlanan “Artı-Eksi” programını kaçırmamaya çalışıyorum. Malum, bu programda hani programcılarının deyimiyle “Kahramanmaraş’ın artıları-eksileri” konuşuluyor.
Yani Aksu Tv’nin en düzgün programlarından biri sayılabilecek bir program. Programcıların seçtiği konular da memleket adına genelde önem arz eden konular. Olacak ya, tam “Sakarya Fırat”ın reklama gidip Aksu Tv’yi zappinglediğim o anda gördüm ki bizim “Ilıca Yolu” konuşuluyor.
***
Evet, bazıları kabul etmese de/etmek istemese de, oraya gelen insanlara “ikinci sınıf” vatandaş gözüyle baksa da,küçümsese de, kıskansa da, çatlasa da, patlasa da, Ilıca Kahramanmaraş’ın tek turizm beldesi olma özeliğini elinde bulunduruyor. Bu, sütün “ak” olduğu kadar gerçek!
Üstelik Sayın Serdar Erdoğan Yılmaz’n dediği gibi sadece Gaziantep, Hatay ve Şanlıurfa gibi birkaç ilden de değil, Mersin’den Hakkari’ye kadar, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu’yu da içine alan geniş bir coğrafyadan yerli turist alıyor. (O, iki üç il 1980’li yıllardaydı!!)
Tabi bütün olumsuz şartlara ve Ilıca’nın kaderine terk edilmesine rağmen!!
***
Serdar Bey geçtiğimiz haftalarda köşesinde “Ilıca Yolu…” başlıklı çok kısa bir yazı yazmış ve “suya-sabuna” dokunmadan konuyu dile getirmişti. Bize bir Ilıcalı olarak teşekkür etmek düşer. En azından dile getirdiği için…
Bir teşekkürde bu programda dile getirdikleri için hem tekrar Sayın Serdar Erdoğan Yılmaz Bey’e, hem de Sayın Ali Eskalen Bey’e ediyorum.
***
Efendim o programda “Ilıca Yolu” kısa da olsa farklı boyutlarıyla konuşuldu konuşulmasına.. Fakat Ali Bey’in söyledikleri beni hakikaten hayretler içersisinde bıraktı. Üzdü.
Ha, şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Aslında Serdar Bey “Ilıca Yolu”na bütün detaylarıyla vakıf olmasına rağmen nedense dile getirmekten kaçınıyor gibi geldi bana! Bilmiyorum ama, yanılıyorsam kendilerinden özür diliyorum!
Gördüm ki Ali Bey Ilıca’ya Irak’tan çok daha “ırak”! Maalesef söyledikleri bunu gösteriyor ve kamuoyunu da yanıltıyor.
Zira Ali Bey’e göre bu güne kadar Ilıca’yı idare eden belediye başkanları (bu günkü de dahil) ve Ilıcalılar bu güne kadar Ilıca Yolu’nun yapılması konusunda siyasilerden ve yetkililerden bir talepte bulunmamışlar!!??
(…??)
Acaba gerçekten öyle mi bir bakalım:
2004’lü yıllardan önce Ilıca Yolu’nda, günün koşullarına ve şartlarına göre defalarca çeşitli tadilatlar yapıldı. (1989-2004 Mehmet Kaçamaz Dönemi)
2004’ten sonra ise Aslan Kaçmaz dönemi başladı. Gerek Aslan Kaçmaz, gerekse bu dönem içerisinde iki buçuk yıl başkanlık yapan Cuma Karalar, Ilıca Yolu’nun yapılması için olağanüstü çaba sarf ettiler. 2005 Yılında Cuma Karalar, proje tadilatı yaptırarak Orman Bakanlığı’ndan Ilıca Belediyesi olarak irtifak hakkı aldı. (Daha sonra bu projeye istinaden bazı kısımlar yapılacaktır.)
Yine Cuma Karalar zamanında Ilıca yolundaki çok keskin iki viraj düzeltilerek ve güzergah değişikliğine gidilerek ortadan kaldırıldı.
Aslan Kaçmaz döneminde yukarıda sözünü ettiğimiz proje dahilinde 5-6 kilometrelik kısım ihale edilmek suretiyle yaptırıldı. Çok keskin ve dolambaçlı bir virajı ortadan kaldırmak üzere binlerce metreküp dolgu yapıldı. (Orası öylece yarım duruyor)
Tabi bu sırada Karayolları ekibine her gün kesilen bir kuzuyu, araçların yakıtlarının Ilıca Belediyesi tarafından karşılandığını, personelin Ilıca Belediyesi tarafından tutulan servislerle her gün Kahramanmaraş kent merkezindeki evlerine bırakılmalarını ve de ekibin başına Ilıca Belediyesi Fen İşleri Müdürü Zeki Bey’in görevlendirildiğini bir kenara not edelim.
(Ilıca Belediyesi’nin seferber olduğu bu kısımların tamamen Karayolları mıntıkası olduğunu hatırlatmaya bilmiyorum gerek var mı?)
Gelelim şimdiki Başkan Remzi Demir’in “Ilıca Yolu” için sarf ettiği çabalara:
Remzi Demir de en az önceki başkanlar kadar Ilıca Yolu’nun bir an önce “adam gibi” yapılmasını istiyor ve bunun için uğraşıyor. 12 Haziran seçimleri öncesi, Geçici Ulaştırma Bakanı Kahramanmaraş-Göksun yolunda incelemelerde bulunurken, Ilıca yolunun Suçatı Mevkii’nden itibaren hemen yapılarak bir üst kaliteye yükseltilmesi talimatını verdi. Yolun önemli bir kısmının projesi önceden (Cuma Karalar Dönemi) hazır olduğu için Başkan Remzi Demir, Cuma Karalar ile birlikte soluğu Karayolları Mersin 5. Bölge Müdürlüğü’nde aldı.
Müdürle görüşerek yola hemen başlanacağı konusunda “söz” aldı ve dönüşe geçti. O sırada başka bir meseleden dolayı akşam saatlerinde Ak Parti İl Başkanlığında yaklaşık 300 Ilıcalı vatandaş Başkan Fatih Erkoç’la birlikte toplantıdaydı. Mersin’den dönen Başkan Remzi Demir ve Cuma Karalar nefes nefese toplantıya katılarak “yol müjdesi” verdiler. Aynı müjdeyi onca insanın huzurunda Sayın Erkoç’ta tekrarladı ve Ilıca yolunun yapımına seçimin hemen haftasına başlanacağını söyledi.
Bu sözlerin bir “seçim vadi” olmasından korkmuştuk ve korktuğumuz korkarım başımıza geldi!
Çünkü “o” gün, 12 Haziran Seçimleri’ne 15 gün vardı ve seçimin üzerinden tam 25 hafta geçti ama daha ortada ne dozer var ne de kamyon!
“Pes etmek” var mı?
Yok!
Bürokrasinin ve siyasilerin kapısını aşındırmaya devam… Ve son olarak İl Başkanı Sayın Erkoç’un girişimleriyle bölge müdürlüğünden önümüzdeki Mart ayında ihalesi yapılması için söz alındı.
Hadi hayırlısı diyoruz ve Sayın Erkoç’un samimiyetine ve gayretlerine inanıyoruz!
Diğer taraftan zaman zaman bu programda da dile getirildiği üzere, her nedense Karayolları Bölge Müdürü’nün ve Karayolları Kahramanmaraş Bürokrasisinin anlaşılmaz bir biçimde yolu yapmamak için bir “direnci” var!
Ve “şehirlerarası yollar bitmeden bu yolara başlanmaz” gibi sakat bir bakış açısı…
Bana kalırsa alakası yok.
“Çobanın gönlü”nün olması lazım. Öyle değil mi Sayın Ali Eskalen Bey!?
Sevgi ve Muhabbetle kalın.