Belki bir hayal gibi gelecek ve belki de tarih boyunca hep bir hayal olarak kaldığı için insanca yaşamanın mümkün olmadığı sanılmaya devam edecek.
İnsanlar, ihtiyaçları için çalışır, dünyaya geliş gayesine göre veya tam tersine bir yaşam sürer. Çoğu, ihtiyaçları için değil, hiç kullanmayacağı, hiç harcamayacağı ve hiç öte âleme götüremeyecekleri için bir ömür tüketir. Aklı başına geldiğinde ise bir ayağı çukura yaklaşmıştır.
Tarih boyunca ve hangi iktidar olursa olsun bir kesim müreffeh bir hayat yaşamış, bir kesim sefalete mahkûm olmuş veya insanca yaşamanın mücadelesiyle bir ömür tüketmiştir.
Müreffeh hayat sürenlerin azlığı, onuruyla yaşam mücadelesi veren yani insanca yaşamak için çabalayanların her zaman çok fazla olduğunu gösterir.
İnsanlar sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmazlar. Dünyaya geliş gayelerine göre veya tam tersine bir yaşam sürerken, farklı fikirlerini de hayata geçirmeye uğraşırlar.
Bazıları sadece kendini düşünerek, bir yaşam alanı oluşturmaya çalışırken, bazıları da bütün bir toplumu, bütün bir ülkeyi, bütün bir dünyayı kurtarmaya dönük mücadele sürdürür.
Bunların içinde sapık fikirliler de vardır, bencillikleriyle illallah dedirtenler de…
Çoğu “din” adına yola çıktığını söylemesine rağmen, dine ve dindarlara karşı bir mücadelenin içine girer.
Yine aynı şekilde insan için ortaya çıktığını söyleyenler de, insana karşı bir mücadelenin içinde olma tezatlığını gösterirler.
Bunlar daha çok -farklı adlarla anılsa bile- terör örgütleri olarak ortaya çıkar ve genellikle kan dökmek, kendilerinden başkasına yaşam hakkı tanımamak üzerine akla hayale gelmedik zalimlikler yaparlar.
Öldürmeyi bir ideoloji haline getiren bu örgütler, bir süre sonra ideolojileri paraya dönüşür. Öldürmek, katliam yapmak, acı ve gözyaşı bırakmak için farklı ülkelerin, zalimlerin, aşağılık insanların verdiği işi yerine getirirler.
Sürekli piyon olduklarını bildiklerinden, bu psikozla kendilerini ispata çalıştıkları eylemlere de başvururlar.
Aslında hepsi birer kukladır, hepsi insan öldüren, cana kıyan, kan ve gözyaşı bırakan ve bundan da para kazanan aşağılık insanlardır. Ancak bunu kendilerine yedirmediklerinde farklı ideolojik kılıf bulurlar.
Özgürlük, bunların en göze çarpanıdır.
Özgürlük için mücadele içinde olduklarını söyleyen terör örgütleri, savundukları kitleyi öldürür, onların daha iyi yaşaması için yatırım yapılmasına izin vermez, eğitime karşı çıkarlar, ekonomik bağımsızlığını elde eden insanlardan haz etmezler.
Bütün terör örgütleri eğitimli ve ekonomik kazanımını elde etmiş, müreffeh bir hayat süren insan istemezler.
Klasik söylemleri vardı ama her şeye rağmen…
Özgürlük bunlardan birisi dedik, ikincisi ise barıştır.
Gözlerindeki kin, nefret ve insanlıktan nasiplenmeyen yürekleriyle insan canına kıyarken, barış havarisi kesilirler.
Hangi örgüt olursa olsun, ne adına ortaya çıkarsa çıksın, amacını ne olarak açıklarsa açıklasın, ister dini, ister etnik, ister mezhebi, isterse farklı bahanelerle oluşturulsun, hepsi barıştan ve özgürlükten anlamazlar.
Özgürlük, kendilerinin öldürme özgürlüğüdür.
Barış, sadece kendilerine boyun eğilmesidir.
Bunun için çok cilalı laflar eder, çok slogan ezberlerler.
Bazıları bu cilalı laflara kanar; sevgi sözcükleri bile söylerler.
Konuştuğunda ağzından bal damlayan eleman yetiştirirler; saz çalar, türkü söyler, dans eder, resim yapar, yazı yazar, insani eylemlere bile katılırlar.
Toplumun bir kesimi, arkasında bıraktığı iğrenç ize bakmaz, gözlerine indirilen perdedeki sanal görüntüye kanarlar.
Dünyanın neresinde olursa olsun, bütün terör örgütleri, bir tarafa en vahşi yüzünü gösterirken, bir tarafa da şirin gözükmek için olmadık soytarılık yaparlar.
Ama sonuç itibariyle kandan beslenen ve öldürmeyle, ölümlerle hayat bulan bu tür örgütler, vampirden farksız, en vahşi havyandan daha kötüdür.
Bunların siyaset yapması, sanat yapması, türkü söylemesi, resim yapması, şiir yazması, edebiyatın ve sanatın her dalını kullanmaları, ırkçı söylemleri, dini mesajları, insani söylemleri hepsi şirin görünmeden öte değildir.
“Höst” deyince oturan kuklaları yöneten terör örgütleri, bütün bir toplumu “höst” deyince yerine oturan haline getirmek isterler.
Bu nedenle, adı ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, kimliğinde ne yazarsa yazsın, bütün terör örgütleri, onların uzantıları ve siyasi kanadına böyle bakarım, dediklerini ve yaptıklarını hiç umursamam…
İnsanca yaşamak elbet mümkün ama bu, terör örgütleri eliyle değil, insanlar eliyle, yüreğinde insan sevgisi olan, Allah korkusu olan, vicdan ve merhamet sahipleri eliyle olur; vahşi ve zalimler eliyle değil.
Tweetimden seçmeler
Biz ne hayaller kurmuştuk; hayallerimizi tek tek yıkanları seyrederek.