"İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa konuşur” der bir atasözümüz. Bir parkta gördüğüm manzaradan sonra, anladım ki; çağımızda bu atasözü "insanlar konuşa konuşa koklaşır, hayvanlar koklaşa koklaşa konuşur." şekline dönüşmüş.
Çayımı yudumlarken, bir ağacın dibine bir şeyler bıraktılar. İki kedi geldi ve koklaştılar, yemeklerini eşit bir şekilde yiyip gittiler. Biraz ileride, bir ağacın altındaki masada yalnız bir kız oturuyor, ara sıra saatine bakıyordu. Bir müddet sonra bir genç geldi yanına:
-Oturabilir miyim? dedi.
Genç kız, sert bir şekilde:
-Niye, tanışıyor muyuz? dedi. Delikanlı pişkin bir tavırla:
-Tanışmıyoruz diye, ayakta mı kalacağım?
-Buyurun oturun o halde.
Bir müddet iki yabancı gibi konuştular. Daha sonra bir de ne göreyim! Erkek kızın elinden tutmuş saçlarını okşuyor, kulağına öyle eğilmiş ki fısıldıyor mu, yoksa koklaşıyorlar mı anlamadım? Galiba koklaşıyorlardı.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, esen kalın hoş saatlerde kalın!..