Sevgili Mehmet Fiskeci (şıhım) yazıyor Ak Parti İl Başkanlığı ile ilgili “Kıyamet kopacak!” diyor.
Doğrusu ben bu görüşe katılmıyorum.
Siyaseten Genel Başkana endeksli ve Genel Başkanın gölgesinde kalan partilerin Taşra Teşkilatları yetki ve hizmet açısından ne verebilirler?
2002 yılından bu yana iktidarda olan Ak Parti’nin İl ya da İlçe Teşkilatları bulundukları yerlere gelen hizmette ne kadar etkili oldular?
Allah hakkı için sevgili Fatih Erkoç kardeşim bana kızmasın ama; Merkez ilçe Başkanı olduğu dönemde “ben tek bir tane basın toplantısını” hatırlamıyorum.
Bu kentin sorunun çözümü noktasında medyaya bu güne kadar en ufak her hangi bir konu hakkında açıklamasına da şahit olmadım.
Yiğidi öldür ama hakkını inkar etme diye bir söz var.
Erkoç her şeyden önce “dik durmaya çalışan, bir duruşu olan siyasetçi”
Merkez İlçe Başkanlığı dönemini siyasette acemilik dönemi olarak algılamak istiyorum.
Belki yarın İl Başkanı olacak.
İl başkanlığında da aynı tavrı sürdürürse bu kentte yazık olur.
Kongre ile hem de rakipli bir seçim sonucu Merkez İlçe başkanlığına gelen değerli kardeşimiz Necati Okay’ı da eleştirmek istiyorum.
Siyaset sadece her gün Parti binasına gelerek, partiye gelen vatandaşların “tayin, iş!” gibi sorunlarına bireysel olarak çözüm bulmak değildir.
Siyaset her şeyden önce “ters giden ve vatandaşın tepki gösterdiği sorunlara” çözüm bulma irade ve gücüdür.
İşte Kahramanmaraş Ak Parti Teşkilatları buna milletvekilleri dahildir. Soruna “çözüm bulma iradesini” gösteremediler.
Sadece Genel Başkan ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gölgesinde ve onun toplum üzerindeki primini kullanarak halkın karşısına çıktılar.
“Biz bu kentin şu şu sorununu çözebildik!” diyebildiler mi?
İşte Kahramanmaraş siyasetindeki tıkanıklığın ve çözümsüzlüğün esas sebebi de bu ya.
İktidar olma iradesi çözüme yansımadı, yansıtılamadı.
Meseleye Ak Partiye kim İl Başkanı olarak atanırsa atansın sorunu çözme irade ve gücünü kullanamayan partilerde o toplum için bir hizmet üretilmesi daha açık bir deyimle sorunların çözüme ulaşması yönünde tavır konulması mümkün olmamaktadır.
Yani Ak Parti İl başkanı şu olmuş ya da bu olmuş o kadar da önemli değildir.
Bu partinin başına mevcut ortada dolaşan isimlerin hangisini getirirsek getirelim, değişen bir şey olmayacak.
Zaten bir gazeteci olarak da ben bir şey beklemiyorum.
Hak aramaktan korkan, attığı her adımın altında bir sebep arayan, sağlam duruş gösteremeyen, proje üretemeyen, kamu kurumlarında sorun oluşturan yöneticiler ile ilgili siyasi bir tasarruf yapamayan iktidar ve bu iktidarın yerelde temsilcileri olan Teşkilatlardan da bir şey beklemek safdillik olur.
Sorgulamayan, ne oluyor kardeşim deme yürekliliğini gösteremeyen, ufak tefek küçük rantların hesabı içinde olan, siyasi tecrübesi ve söyleyecek sözü bulunmayan insanların ortaya bir “tez ya da anti tez” koyması da mümkün değildir.
Hal böyle olunca, hep eskide kalan İktidar Partisi İl başkanları ve eski milletvekillerinin yaptıkları hizmeti yad edip duruyoruz.
Bu gün için 2002 yılı öncesinde kaç gölet inşaatının çürümeye terk edildiğini bilen var mı?
Aslı astarı olmayan iddialar ve dedikodular nedeniyle yarım bırakılan, unutulan devlet yatırımlarının milli ekonomiye ne kadar kayıp olduğunu bilen var mı?
Püren göleti ne durumda?
Fatmalı sulamasından ne haber?
Başkonuş göleti ne durumda?
Onlarca sulama projeleri nerede?
Neden bunlar çürümeye terk edildi?
Hangi vekil bu konuda bir çalışma yapıyor?
Sahi ey İktidar temsilcileri DSİ Bölge Müdürlüğü Kahramanmaraş’tan kaldırılıyor, haberiniz var mı?
Türkiye’nin 4/1 su havzasına sahip Kahramanmaraş’ta DSİ Bölge müdürlüğü kaldırılıyor haberiniz var mı?
Tugay gitti?
Hani acemi birlik geliyordu maraşa?
Nerede bu birlik?
Vesselam yazılacak çok şey var.
Yazmadığımızda vicdanımız rahat bırakmıyor, yazdığımızda ise başka bir kulp takılıyor.
Ne yapacağız biz ya?...
Bu tembel ve sadece konuşan bazen da iftira eden insanlardan nasıl kurtulacağız?
Sahi biz ne yapacağız?...