Cahillik okumamak bilmemek çok kötü bir olaydır.. Merhum mütefekkir Cemil Meriç der ki: “Bizim aydınımız din düşmanı değil, İslâm düşmanıdır.”
Evet bugün bakıyorum : İslam düşmanı çoğaldı.. kimi bilerek yapıyor kimi bilmeden yapıyor..
A şahsı : Zengin oldu, Hac ve umre yaptı.. büyük tüccar oldu.. sonra siyasette girdi.. İslam ahlakına yakışmayan hareketleri var, beş vakit namaz kılıyor ama icraatı doğru değil.. Bu A şahsına bakarak:
A….. " Dini siyasette alet etti/ Siyasal İslamcı, Sahtekar Müslüman, Fırıldak İslamcı, Yobaz İslamcı, İslamcılar hep böyle ! " gibi söylemleri söylerken siz A Şahsına değil İslam dinine hakaret ediyorsunuz.!
Allah korusun imanınız gider ! kafir olarak ölürsünüz.. bunun doğrusu şudur: A…. sahtekar bir adamdır..
İslam dini benim : malım değil, Ben İslam dini temsil edemem, hiç bir hoca veya hacı da temsil edemez, İslam Dinin sahibi Allah, onun temsilcisi ise Resul ve Peygamberlerdir.
Ben - Sen - O kim oluyor ki İslam Dinini temsil edecek !
Bizler birer fasık Müslümanız, dinimizi bilmiyoruz, dinimizi yaşamıyoruz, İslam ve Peygamberi bilmiyoruz, ki biz onun temsilcisi ol allım..
Bu tespit ne kadar önemli, ne kadar hayatidir! Elbette üstadın burada kastettiği “sözde aydınlar” olup, içinden çıktıkları millete yabancılaşmış ve kendi değerlerine sırt çevirmiş bulunan “müstağripler” yani Batı’nın “gönüllü devşirmeleri”dir. Bunlar Batıl, akıl hocaları tarafından İslâm’ın ‘çağın gerisinde kaldığı’, ‘terakkiye mâni olduğu’, ‘bu milleti geri bıraktığı’, ‘bilimle bağdaşmadığı’, hatta -hâşâ- ‘Kur’ân’ı Hz. Muhammed’in (s.a,v) yazdığı’ vs. türünden safsatalara inandırılmış, bu sebeple de herhangi bir “din”in değil, be-tahsis “İslâm”ın yeminli düşmanları haline gelmiş zavallılardır.
Kur’ân-ı Kerim’i baştan sona bir kez olsun okumamış, Peygamberimizin (s.a.v) yüce ahlâkını tanımamış, İslâm’ın ne olduğunu araştırma gereği bile duymamış bu önyargılı, kindar ve karanlık fikirli azınlık aydınlar, her fırsatta ezana, camiye, Kâbe’ye, başörtüsüne, İmam Hatip okullarına, Kur’ân kurslarına, hocalara, Diyanet’e, hatta Allah’a ve Peygamber’e dil uzatmaktan, hakaret etmekten ve düşmanlıklarını açığa vurmaktan geri durmazlar.
Son günlerde : Başörtülü kadına , başı açık kadın saldırıyor.. baş örtüsüne el uzatıyor.. Bir ayakkabı ile camiye girerek imam ezan okumayacaksın diyerek hakaret ediyor.. Bir cami de içki içiyor, biri de tüm bunların sonucu "Siyasal İslamcılar" Siyaseti İslam a karıştıranlar yapıyor yaygarası yapıyor..
1445 yıldan beri : Kur’ân-ı Kerim, tarihten günümüze uzanan çizgide Allah’a ve peygamberlerine düşmanlık eden bu tipolojileri sık sık gündeme getirir ve mümin insanları bunlara karşı uyanık ve dikkatli olmaya çağırır:
Rabbimiz bize Kur'an-ı Kerimde : “Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden dost/sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size ayetleri açıkladık.” der..
“İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz oysa onlar sizi sevmezler, siz kitabın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları zaman “inandık” derler. Baş başa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: “kininizle ölün!” Şüphesiz ki Allah gönüllerin özünü bilir.”
“Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı olur, Allah’a karşı gelmekten sakınır (takva/sorumluluk bilinci ile davranır) iseniz, onların hileli tuzakları-entrikaları size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır.” (Âl-i İmran 3/118-120)
Bu ayetler İslâm düşmanlarına dair çağlar üstü bir durum tespiti, müminlere de bir duruş talimatıdır.
Mücadele suresindeki şu ayetler ise; Allah’a, Peygamber’e, İslam’a ve bu arada Kâbe’ye düşmanlıkta sınır tanımayan, azgın ve sapkın şeytanın yandaşlarını sert ifadelerle “en alçaklar” arasında sayar:
“Şeytan onlar üzerinde egemenlik kurmuş da onlara Allah’ı anmayı unutturmuştur. Onlar, şeytanın hizbi/partisidir. İyi bilin ki şeytanın partisi (yandaşları) kaybedeceklerdir.” “Gerçekten Allah’a ve Resul’üne düşman olanlar; işte onlar en alçaklar arasındadırlar.” (Mücadele 58/19-20)
Aynı surenin 5. ayetinde ise, alçakça İslâm düşmanlığı yapanları aşağılayıcı azabın beklediği belirtilir:
Buradan bizim yazılarımızı okuyan tüm dost ve Kardeşlerime sesleniyorum: " adam sizi aldatmak için , namaz kılıyor görüne bilir, hac ev umre yapmış olabilir, sakal bırakmış olabilir , o sahtekara bakarak İslam suçlama : veya İslam'la onları bağdaştırmak doğru değil, Allah korusun imanız gider..
Deyin ki : A …. şahız göründüğü gibi değil, üç kağıtçı bir adam , aman onun Müslüman görünümüne aldanmayın : İngiliz Ajanı Thomas Edward Lawrence gibi Müslüman görünümlü bir adam diye bilirsin..
Son söz : İslam dinin sahibi Allah, Elçisi ise binden fazla gelen Peygamberler ve Resullerdir.. biz kimiz ki İslam dinini temsil edeceğiz!..
İyi günler